Godot’yu Samuel bekler, sen Mehdi’yi bekle!

Duydum ki hâlâ Godot‘yu bekleyenler varmış. Gençliğimizde bize de beklettirdiler. Nerdeyse yirmi yıla yakın bekledim onu. Oysa bekleyeceğimiz kişi Godot değilmiş. O Samuel’in beklediğiymiş. Çünkü bu işe uyandığımda gidip gördüm kendisini.

Öyle ya, madem o gelmiyor, bari ben gidip kendisini bulayım dedim. Yola revan oldum. Bir Batı çıkmazında buldum onu. Üstelik Yahudi kafasının hapsettiği bir loşlukta. Yahudiler beklerler beklerler, sonra o bekledikleri çıkar gelir fakat bu sefer derler ki ‘ Geldin ama seni böyle beklemiyorduk biz. Bizim istediklerimizi söyleyip yapmıyorsun. Sen bir mesih değil bir bozguncusun. Seni yeryüzünden kaldırmamız lazım. Ya da bizimle anlaş ve bizim sana öğreteceklerimizi yay yeryüzüne. Zaten biz öyle kolay kolay pes edecek insanlar değilizdir…’Samuel Beckett bunları biliyor tabi. Bu yüzden Godot adını verdiği seküler mesihini saklamış.

Kuramla kılgı arasındaki ilgiyi belirsizleştiren kafası karışık: Godot!

Kafası epey karşıktı Godot’nun. Kuram ve kılgı arasındaki ilişkiyi iyice belirsizleştirmiş. Yahudi-Hıristiyan-Grek-Roma kaynaklı Batı’nın gelip kilitlendiği yerin farkında. Bir çıkış yolu açmaya imanı ve cesareti yok. Hımbıl hımbıl oturuyor o eylemsizlik mağarasında. Yani işe yaramaz adamın teki.

Kanına sinen o suçluluktan ötürü karanlığını gittikçe büyütmüş. Çünkü entel. Çünkü tövbe etmesini bilmiyor. Çünkü Tanrı’ya güvenmiyor. Kazancakis‘in Yahuda‘sı gibi ‘Elohim! Elohim!’ bile diyemez. Çünkü yüreğini ışıksızlıkla ve tanrısızlıkla doldurmuş Samuel. Yani kısacası yıllarca beklenen o adamcağız böyle biri işte. Tembel, hımbıl, korkak, entel ve kafası karışık bir herif işte…

Mehdi: Allah’ın adamı!

Ama mehdi beklenir. O Allah’ın adamıdır. Bizi yanıltmaz ve aldatmaz. Hem cesur hem merhametli. Şimdi bizim Müslümanlardan da Mehdi’ye laf edenler olacaktır. Biliyorum. Fakat ortada enteresan bir çelişki, bir ironi var. Bu mehdi bekleyişini küçümseyen hatta tehlikeli sayan anlayış, maalesef yıllarca Godot’yu bekleyebiliyor, bekledi. Yazık değil mi? Modern kafanın devreye soktuğu Godotlar ve Godotvari sistemler bazı Müslümanların kafasını öylesine istila etmiş durumda ki adamlarımız onu beklediklerinden bile haberdar değiller. Boşuna düüüüttt düüüüüttt diye ses çıkarmayın. Godot çok içlerinde. Acaip sarmalanmış düşünce biçimleriyle, tavır alışlarıyla.

Mehdi’yi bekleyeni bekleyen bir tehlike yoktur!

Mehdi Allah’ın rahmetinin tezahürüdür. Duadır, umuttur, müjdedir. Müminlere; hazırlıklı olması ve yıkılmaması için sunulan bir tazelenme imkânıdır. Allah’ın bizi bırakmadığına, kıyamete kadar bırakmayacağına güzel bir delildir. İslam için, müminler için saf bir yükseliş imkânına olan inançtır.

Mehdi’yi gerçekten bekleyen, ışıldaması gerektiğini bilir. Çünkü nursuz kişi Mehdi’yle buluşamaz. O deccalın karanlığına düşer. Kalbi ve bilinci mümince devrede olmayan kişi deccalin cehennem olan cennetine kaptırır kendini. Bu yüzden Mehdi’yi bekleyeni bekleyen bir tehlike yoktur. Hımbıllaşmaz, tembelleşmez, ihmal etmez, küçümsemez, kapitalist olmaz, kardeşlerini terk etmez ve satmaz. Onlarla yol tutar, saf tutar. Güçlenir. Dua eder. Arınır. Yürüdükçe güzelleşir ve tazelenir. Bunca çiçeklenmeden sonra bir çeşit ruhunun mehdisiyle buluşur ve bütünleşir.

Godotçu Müslümanlar da uyanacak mı?

Zaten artık ondan Mehdi sözünü işitmez olursunuz. O ne yapması gerektiğini ve nelerden kaçınması gerektiğini bilmektedir. Geçimsiz, sert, kabukçu, karmaşık ama derinlikli olmayan Godotçu Müslümanlar eleştirilerine devam ededursun, Mehdici Müslüman kardeşlik hukuku gereği gülümseyerek ilerlemeye devam eder.

Mustafa Nezihi-dunyabizim.com