Ana Sayfa / Yazarlar / “Güneşin nuruna sed çekilemediği gibi, risâlelerinize de sed çekilemez”

“Güneşin nuruna sed çekilemediği gibi, risâlelerinize de sed çekilemez”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

SORU; “Güneşin nuruna sed çekilemediği gibi ve sed çekilmek ihtimali olmadığı gibi, risâlelerinize de sed çekilemez” (Barla Lahikası)

“Başta, Gavs-ı Âzam’ın tâbiriyle Bekir Bey, bizim tâbirimizle Bekir Ağa…” (Barla Lahikası) ifadesiyle Üstad, Abdülkâdir-i Geylânî Hazretlerinin işaretle haber verdiği talebelerinden birisi olduğunu ifade ettiği Bekir ağabeyimizin bu sözünden nasıl bir ders çıkarmalıyız?..

BEKİR AĞABEYİMİZ’E İHTİRÂMIMIZDIR;
Sözlerimize başlarken kat’iyetle Onların (Rabbim hepsinden ebeden razı olsun) hissiyatına vukuf olamayacağımızı beyan etmek isterim!..
Lakin Onları bir derece örnek almak ve daha iyi anlamak hasebiyle, ancak, Üstadımıza ve Talebelerine olan muhabbet ve hürmetimizin kaynağı olan FENAFİ’L İHVAN NURU, hamdolsun ki; hissiyatlarımıza nurânî bir yol oluyor!..
Abimiz (r.a) burada; “Güneşin nuruna sed çekilemediği gibi ve sed çekilmek ihtimali olmadığı gibi, risâlelerinize de sed çekilemez”. beyanıyle, (Tevbe-32.)
“Allah’ın nûrunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.”
Ayet-i Kerimesi’nde;
Risale-i Nur’un Allah’ın mü’minlere kat’i vaadi olan hükmün nuruna mâlik olduğuna tam itikat ettiğini ifade etmektedir.
İşte bu hakikate tam iman ve itikadından kaynaklanan,
ruhunu ve kalbini saran bu ayet-i Kerimenin müjdesine
muhatabiyet mertebesinde ‘Nurlar’a,
Hamiyet-i İslamiye adına sahiplenmek,
bu durumdan bilâmecburiye -emr-i maruf farziyetiyle- kendine vazife çıkarmak idrak bahtiyarlığına Hûda’nın hidayetiyle sevk olunduğunu iman nuruyle hissetmiş!..
Ve yine, “O Nurların irae ettiği miftahları gördüm ve gösterildi.”
“Anladım ki, bu anahtarlarla icap eden kapıları açıp, o Nurlara ehil olan kardeşlerimi
—min gayri haddin—
arayıp bulmak vaziyeti adeta bana emrolunup,
o Nurlardan güneş gibi nur saçılması hususunda ben de bu hâli kendime vazife addettim.” (Barla Lahikası) demekle;
Üstadımızın;
‘Talebeliğn birinci şartı nurlara kendi malı gibi sahip çıkıp neşrine çalışmak’ (Mektubat)
düsturundan dersini tam anlamış olduğunu,
ancak bu Rahmet-i İlahiye’den habersiz ve mahrum akılllara ve kalplere ulaştırmak,
ve o kapalı hasseleri Nurların nurani anahtarlarıyle açmak lazım geldiğinden,
bu görevi kendine vazife telakki ettiğini ifade etmiş,
Muhakkak ki; ; O’nun anladığı ders; O’nun gibi bütün talebeliği talep edenlerin hepsinin de kendilerine çıkarması gereken dersdir.
Zira ancak bu dersi tam idrak edip, hakkıyle ifa edenler;

“O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resûlünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir.” (Tevbe-33.)

“tabakat-ı Sahabenin istikbalde muttasıf oldukları ayrı ayrı mümtaz has sıfatlarını ifade etmekle beraber,
mânâ-yı işarîsiyle, ehl-i tahkikçe vefat-ı Nebevîden sonra makamına geçecek Hulefâ-i Râşidîne hilâfet tertibiyle işaret edip,
herbirisinin en meşhur medar-ı imtiyazları olan sıfât-ı hassayı dahi haber veriyor. Şöyle ki:” (31.Söz) 
“Muhammed ﷺ Allah’ın Resulüdür. O’nunla ﷺ beraber olanlar da..” (Fetih,29) 
maiyet-i mahsusa ve sohbet-i hassa ile” (31. Söz) 
ayetinin mazhar olan Sahabe-i Kiram’ın (r.anh)
mümtaz has sıfatlarına mazhariyeti ile Sahebe mesleğine elyak ve ehil olduğunun izharıdır!..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Barlalı Meczuplar ve Üstad Bediüzzaman

Hz. Üstad'ın, "en bahtiyar yıllarımdır" dediği sekiz senelik Barla Hayatı çok önemlidir. Tevfik Demirel, işte …

Kapat