Ana Sayfa / Yazarlar / Güvercinler

Güvercinler

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Güvercinler (1) / Abdullah ÖZTÜRK

Dünyada yaşayan milyarlarca insan içinde sen tek bir fertsin. Milyarlarca insandan sadece birisin. Senin gibi milyarlarca insan daha var. Bunu düşündükçe çokluk içinde kayboluyorsun, kıymetsizleşiyorsun, küçülüyorsun. Yalnızlaştırıcı ve değersizleştirici düşüncelerle dolaşırken cadde kenarındaki bir bahçede yüzlerce güvercinin yiyecek bulmak için toplandıklarını gördüm. Bu kadar güvercin içinde bir tane güvercinin ne kıymeti olabilir diye düşündüm. Böyle düşünürken ve güvercin topluluğuna bakarken içlerinden bir tanesinin tüylerini kabartmış, halsiz ve hasta bir vaziyette yavaş yavaş yürüdüğünü fark ettim. O güvercine karşı şefkatle ve acıyarak baktım. Onun hasta ve aciz vaziyeti rikkatime dokundu. Bana o güvercin bir anda etrafındaki yüzlerce güvercinden daha önemli göründü. Merhametle baktım. Ona fayda verecek bir şeyler yapmayı düşündüm. Fakat yardımım dokunamazdı. Çünkü ona yardım etme konusunda ben de onun gibi acizdim. O anda şu mana aklıma geldi! Nasıl ki onun aciz ve hasta vaziyeti o güvercini diğer yüzlerce güvercinden daha farklı kıldı işte seninde aciz bir vaziyette kalman, aczini anlaman ve o manayı yaşaman seni milyonlarca insandan farklı kılar ve seni görüp, gözeten ve izleyen merhamet sahibi olan Halik’ının sana merhamet etmesine sebep olur diye düşündüm. Bu hakikati hasta, zayıf ve aciz bir güvercinden öğrenmemi nasip ettiği için Allah’a şükrettim.

Güvercinler (2)

Hayatımın en münzevi ve müstağni yılları öğrenciliğim zamanında geçti. İnsanlardan uzak kalmaya ve çok az sayıda insanla arkadaş olmaya azami gayret gösterirdim. Sıcak bir yaz günü üniversitenin penceresinden bahçedeki havuza bakarken sıcaktan bunalmış kuşların havuzdaki sudan içmek için çabaladıklarını gördüm. Güvercinler havuzun kenarından eğilip su içmek istiyorlar fakat su seviyesinin düşmesinden dolayı suya bir türlü gagalarını değdiremiyorlardı. Tekrar uçup bir daha su içmek gayretiyle havuza doğru eğiliyorlardı. Güvercinler bunu defalarca yapmalarına rağmen suya ulaşmaları mümkün olmuyordu. Onların bu eziyetli çırpınışlarına üzülerek, kendi kendime dedim: “Bu hayvanların böyle eziyet görmelerinin sebebi ve hikmeti ne olabilir?” Bunun bir hikmeti olmalı hissi içimde belirdi. Hissettiğim ve aradığım manayı kısa bir zaman içinde anlamak nasip oldu. Evet, havuz su ile doluydu fakat kuşlar sudan istifade edemiyorlardı. O zaman bu suyun hiç bir kıymeti ve anlamı kalmıyordu. Bunun gibi sende de o havuzdaki suya benzer ilim var fakat ilmin ile o ilimden istifade edecekler arasında mesafe olması istifadeye mani oluyor. Halkın faydalanmadığı ilim havuzdaki ulaşılamayan su gibi kıymet ve anlamını yitiriyor. Kuşlara doğru uzanan ellerinin arasındaki bir avuç su, o havuzdan ve içindeki sudan daha değerlidir. İstifade edilen bir avuç su, bir havuz suyu gölgede bırakır. İnsanların istifadesine sunulan şeyler ancak istifade edildiği zaman kıymet kazanır. Faydalıysan kıymetlisin. Faydan olmazsa kıymetinde olmaz.

Güvercinler (3)

İnsanların inandım dedikten sonra inancını yaşamamasına anlam veremiyordum. Caddenin ortasına boylu boyunca uzanmış bir adam. Ona diyorsun: “Hemen oradan kalk! Yoksa üzerine doğru gelen silindir seni ezecek, dümdüz edecek!” Adam hiç yerinden kımıldamadan diyor: “Evet haklısın sana inanıyorum. Doğru söylüyorsun.” Fakat yatmaya devam ediyor. Akıl ve iz’anın dumura uğradığı mantıksız ve tutarsız bir tavır ki bugün birçokları bu saçmalığı yapıyor. Bunlara anlam veremiyordum. Ne zaman ki, her gün gidip geldiğim yolumun üzerinde bulunan makarna fabrikasının bahçesinde gördüğüm gerçeği anlayana kadar. Fabrikanın bahçesinden geçerken yüzlerce güvercinin tahılları yemekten ve kolayca yiyecek bulmaktan dolayı semiz ve hantal bir vaziyette olduklarını gördüm. Cadde ortasındaki ve asvalt üzerindeki güvercinlerin, arabaların üzerlerine gelmesine aldırmamaları ve araçların tekeri ile aralarında bir metreden az mesafe kalana kadar kaçmayıp beklemeleri ilgimi çekiyordu. Hatta hızlı gelen arabalar bazı güvercinleri ezip geçiyordu. Hayvanları, hayatlarına bile mal olacak bu tembelliğe iten ve kanatlarını kıpırdatmayı kendilerine zorlaştıran şeyin ne olduğu belliydi. Güvercinler fazla yemenin verdiği hantallık yüzünden, fayda ve zararlarına göre hareket edemiyorlardı. Yaşamak için yiyeceği yerde, yemek için yaşayanlar sonunda hayatlarının da heba olduğunu acı bir şekilde görürler. Yemenin verdiği zararlar konusunda Güvercinler ile insanlar arasındaki bu benzerlik, kafamdaki sorunun cevabını oluşturuyordu. Çok yemek, çok içmek, çok uyumak neticesinde düştükleri gaflet hali, insanları huşudan, huzurdan ve Allah korkusundan uzaklaştırdığı için inandığı gibi yaşayamaz hale getiriyor. Bir zaman sonra yaşadığı gibi inanmaya başlıyor. Doğruları yaşamadığı zaman yaşadıklarını doğru kabul ediyor. Ruh zayıf, beden şişman olunca ruh bedene hükmedemiyor. Cehennemi bildiği halde o tarafa gitmekten kendini alamıyor, günahları bırakamıyor, farz ibadetleri yapamıyor. Arabanın geldiğini ve kendini ezeceğini bildiği halde içinde bulunduğu gaflet yüzünden kanatlarını kıpırdatacak gayreti gösteremiyor. Çare; açlıkta manevi tokluk, toklukta ise manevi açlık olduğunu anlamaktır. Manen doymakla elde edilebilen aç kalmanın formülünü bulursan ona kuvvetle sarıl ve sakın bırakma. Tok açın halini bilmediği halde, aç tokun acınması gereken halini çok iyi bilmekte ve açlıktaki tokluğu anlaması için ona merhametle dua ederek tokların da aç kalmasını istemektedir. Toklara haset eden açlara gelince, onlar bu konuya dahil olmayan kalbi katılaşmış aç kurtlardır. Tokların haline acımak şöyle dursun kendileri acınacak durumda olup tokların altında ezilip kalmışlardır. Bunlar da ayrıca duaya muhtaçtırlar.

(Yol)

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

3 Yorumlar

  1. avatar

    Çok güzel bilgiler Allah razı olsun.

  2. avatar

    Allah razı olsun

  3. avatar

    Allahu Teala bize merhametinden nasiplenmeyi, Salihlerin elinden bize sunduğu faydalı ilimlerden istifade edebilmeyi, Cehennemin ciddiyetini anlayarak günahlardan uzaklaşmayı, Farzları huşuyla yerine getirmeyi, Cennetini kazanmayı nasip etsin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Namazda okunan dua ve tespihlerin mealleri ve bunlara verilen sevaplar

Namazda Okunan Tesbihler ve Anlamları: - Sübhanallah: Allah noksanlardan uzaktır, kemal sıfatlarla muttasıf (sıfatlanmış) tır. …

Kapat