Ana Sayfa / Yazarlar / Güzel Sanat ve Peygamberimiz / Prof.Dr. Himmet UÇ

Güzel Sanat ve Peygamberimiz / Prof.Dr. Himmet UÇ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Güzel Sanat ve Peygamberimiz

İslam dünyasında kimsenin aklı ermediği bir peygamberlik isbatı ve zarureti Bediüzzaman tarafından ortaya konmuştur. Siret ve sureti, hayatı ve mücadelesindeki deliller bir yana, Bediüzzaman kainattaki sanat güzelliğinden, hüsn-i sanattan hareketle peygamberimizin varlığını isbat eder. Reşhaların on ikincisi bu konuya ayrılmıştır. Hissedilmesi ve fark edilmes oldukça zihni bir mümareseye ve tefekküre bağlı olan bu bahsin ana cümlesi, esas cümlesi şudur. “Kainatta görünen hüsn ü sanat dahi Risalet-i Ahmediye’ye asm delalet ve şehadet eden kati bir delildir. “Şu sıra onu eleştirmek için birbiri ile yarışan insanlar eminim ki onu tanımıyorlar, eğer tanısalar her akıl sahibi bu deliller karşısında hayretinden onun İslam’a nasıl yeni bir tefekkür ve tezekkür düzeni getirdiğini görür. Ama bilmediğimiz gaybi eller bu hareketleri yönetiyor, maksatları ne olursa olsun her şey Allah’ın hükmüne bağlıdır. Eğer tanımamaktan ileri gelse neyse ama eğer bu tevhid  güneşi ve Nebiyy-i Zişanın büyük savunucusuna karşı bu tavırlarını ortaya koymazlar. Ama onlar yine Bediüzzaman’ı tanıtıyorlar. Allah onları bilmeyerek onu insanların tanımasına vasıta ediyor.

Kainattaki güzel sanat nasıl Peygamberimizin risalesine şehadet ediyor? Bahsin birbirine bağlı bir mantık zinciri var.

1-Zira şu zinetli masnuatın cemali hüsn ü sanat ve zineti izhar eder.

(Allah’ın masnuatı süslü, ziynetlidir. Bütün canlılar insanın ilgisini çekecek kadar ziynetli süslüdür. Her canlının takıları vardır. Dolayısıyla içimizde sevgi doğar, ziynet sevgi ilgi demektir. Bütün mahlukattaki güzellikler sanatı ve güzelliği gösterir.)

2-Sanat ve suretin güzelliği, Sâni’de güzelleştirmek ve zinetlendirmek isteği mevcut olduğuna delalet eder

Canlılardaki Her güzel ve ziynetli durum onların Sanatcısısında yani Sâniinde güzelleştirmek isteği ve süslemek isteği olduğunu gösterir. Süslenip sevdiğine görünen güzelleşmek isteğini ortaya koyar. Bütün canlılar güzel olduğuna göre Allah’ın süslemek ve güzelleştirmek isteği bu şekilde gerçekleşiyor.) 

3-Güzelleştirmek ve zinetlendirmek sıfatları Sâniin sanatına olan muhabbetine delalet eder.

Güzelleştirmek ve ziynetlendirmek bir sanatkarın elinden olabilir ve sanatkar eserine hayran olur, hayran olmadan kamuya açmaz.

İnsan sevmediğini şeyi güzelleştirmez. Allah canlıları süslüyor güzelleştiriyorsa onları sevdiği içindir.

4- Bu muhabbet ise masnuatın en ekmeli insan olduğuna delildir. Bir çiçeği güzelleştiren, sanatının en mükemmeli  olan insanı güzelleştirmez mi ?

5-Çünkü muhabbetin mazhar ve medarı insandır.

Ona muhabbet duyup onu güzel hale getirmiş muhabbet duymasa çirkin yapardı, demek, seviyor.

6- İnsan dahi masnuatın en cami ve en garibi olduğundan  şecere-i hilkate bir semere-i şuuriyedir.

İnsan yaratılış ağacının ve dolu ve en farklısı görülmemişi, bu yüzden şuurlu bir semere, özenilmiş bir meyvedir 

7- İnsan bir semere gibi olduğu cihetle, nazarı âmm, şuuru külli olur.

Bütün kainatı temsil eden bir dolulukta yaratılan bütün kainatı seyredip yorumlayacak özelliklere sahiptir, külli bir şuura bütün varlığa bakacak bir derinliği umumi bir nazara  sahiptir 

8- Nazarı âmm olduğundan  şecere-i hilkati tamamiyle görür,

Nazarı bütün varlığı görecek bir genişliktedir

9- Şuuru da külli olduğundan  Sani’in makasıdını bilir.

Bütün varlıkta Sani’in sanatçının gayesini görür

10- Öyle ise insan Saniin muhatab-ı hâssıdır.

Bu kadar özenilen bir sanat eseri, sanatçısının en mükemmel temsilcisidir, muhatabıdır. Sanata sanatçı bakar sanat da sanatçısına; o da “nasıl, mükemmel oldum mu?” der.

12- Evet, ‘âmm ve şümullü olan nazar ve şuurunu Sâniin ibadetine ve muhabbetine sarf

Ona bu kadar illgi gösteren güzelleştiren insan da kendini bu şekilde yaratan bir ilaha sevgi ve muhabbet göstermeli ve ona ibadet etmeli 

Ve sanatını istihsan 

Kendinde en güzel güzelliği gerçekleştiren ilaha karşı o da onun eserlerini beğenerek cevap vermeli, o sizi beğenmiş se siz de onun eserlerine kayıtsız kalamazsınız.

Takdir ve teşhirine tevcih 

Onun sanatını takdir etmeli teşhir etmeli 

Ve nimetlerinin şükrüne istimal eden bir fert, verdiği nimetlere karşı  şükür isteyen ve yarattığı mahlukatı ibadete, şükre davet eden Saniin has muhatab ve habibidir. İşte güzel çiçekten güzel insandan insanlığın en güzeli peygambere giden çizgi burası. O güzelliklerin dellalı olmalı ve olmuş insanlığa hem kendi güzel misal olmuş hem de O’nu güzel olarak anlatmış.

Bir çiçeği güzel yaratan, onda bütün güzelin kurallarını ve estetik argümanları kullanan koku, şekil, görüntü, zerafet, alımlılık, hayranlık, tenasüb, armoni ve daha nice estetik değerleri yükleyen bir Allah, güzel isimlerin sahibi, varlığın tezyinat laboratuvarında her canlıyı seyredecek mükemmellikte seyredilecek mükemmellikte yaratan bir Sani sanatkar onu insanların nazarına arz eder. Herkes gıpta eder. Bütün varlığın baş tacı onların harika temsilcisi insan denilen bu harika gülün tezyin ve süslendirilmesine nasıl kayıtsız kalır, onu nasıl güzelleştirmez. Bir güle hayran olan insan kendinin güzelliğine nasıl hayran olmaz. Bir çiçeğe o kadar özenen bir Sani, insan denen bu bütün mahlukatın baştacı ve sertacı olan insana nasıl kayıtsız  kalır nasıl onu çirkin yapar. Bütün mahlukattan aldığı cüzlerle bu harika gülü yaratan Allah nasıl ona ilgi gösterdiğini  Esma-i Hüsnasını Ehâdi bir tasarım ile insanda gerçekleştirir ona kayıtsız kalmaz. Bir çiçeğe kayıtsız kalmayan, onu yakalara takılan sevilenlere ikram edilecek incelik veren, insanı bu kadar itina ile güzel yapan Güzelliklerin mübdii olan Allah nasıl en büyük en harika insanı bütün insanların hüsnü mümtezici olan Peygamberimizi nasıl güzelleştirmez. Doğduğu andan itibaren bütün güzel ahlakları ona takan, herkesin hayran olduğu bu gülü Muhammediye nasıl nasıl kayıtsız kalabilir. İşte bu bütün insanlığın en harika insani değerlerini üzerinde gösteren bu gülü Muhammedi, sanat güzelliğinden böyle doğmuştur. Bütün güzelliklere kayıtsız kalmayan bir ilah nasıl en harika insanı güzelleştirip beşerin insanlık talim sahnesine koymasın koymuş, koymuş değil mi. Hâlâ o sahnede hala bütün insanlık onun harika güzelliklerinden insanlık dersi alıyor. Bu harika mantık seyrinden Cenabı Peygambere giden bu mantık ve estetik seyrine nasıl bigane kalır da bu harika ve kimsenin düşünmediği estetik değerlendirmeleri yapan insana sataşır, kör gözle onu görür ve eleştirirsiniz. Yazık ediyorsunuz, yaratan yaratıp getirip insanlığın vitrinine koymuş, o da Allah’ın ve Peygamberin en güzel estetik izahlarını yapıyor size ne oluyor, kıskançlığınızdan debelenip duruyorsunuz.

Bu bahsi nasıl bağlar Bediüzzaman “Ey i n s a n l a r ! zikredilen ahval ve  şuunatla muttasıf olan Hazreti Muhammed’in (asm) Sani’in o ferdi ferid dediğimiz muhatab-ı h a s s ı olmamasına imkan var mıdır? Ve tarihimizin gösterdiği  n e v i  b e ş e rden ve en b ü y ü k insanlar arasında bu makama layık diğer bir şahıs var mıdır?

Ondan daha mükemmel bir insan olmadığını Müslümanlar bir yana batıdan sayısız mütefekkir, filozof, sanatçı kabul etmiş ona hayran olmuşlar. Bunu kastediyor Bediüzzaman. Bir gülün bir papatyanın bir zambağın güzelliğine herkes hayran olur, güle düşman olunmaz güzelliğe kayıtsız kalınmaz.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
En Kıymetli Hazine: Saliha Kadın (3) / Sema MARAŞLI

En Kıymetli Hazine: Saliha Kadın (3) “Huzur Bulalım Diye” Kitabından Sâliha kadın meziyetlerinden ikincisi: “Emrettiği …

Kapat