Ana Sayfa / Yazarlar / Güzellik – Hikmet

Güzellik – Hikmet

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

GÜZELLİK – HİKMET

 

“And olsun biz, Lokman’a hikmet (ince anlayış ve ilim) verdik.”

Kur’an-ı Kerim, Lokman: 12

“Kalpleri dinlendirin ve onları dinlendirmek için ince, hikmetli sözleri dinleyin. Çünkü bedenlerin bıktığı gibi kalpler de bıkar.”

Hz. Ali

“Ey bülbül sen bahar müjdesini getir, kötü haberi baykuşa bırak.”

Sadi Şirazî, Gülistan 

“İnsanları çirkinleştiren dış görünüşleri değil, iç görünüşleridir.”

Robin Sharma

    “Allah’ın gülü dikenli yarattığına hayret edeceğiniz yerde, dikenler arasında gül yarattığına hayret ediniz.”                    

Arap Sözü

 

    KÖR OLMADIĞINDAN

    Bir bilgeye sormuşlar:

– İnsan, güzel çiçeklerin yanında bulunmaktan niçin hoşlanır?  

– Kör olmadığı için, diye cevap vermiş. 

 

    GERÇEK KÖRLÜK

    Hintli biri çok zengin olur. Bir gün, çocukluk arkadaşı onu görmeye gelir. Zengin Hintli sorar:

    – Sen kimsin, benden ne istiyorsun?

    Arkadaşı hikmetli konuşur:

    – Beni, bunca yıllık dostunu nasıl tanımazsın? Gerçekten kör olmuşsun sen. Kör olduğunu duymuştum da geçmiş olsuna gelmiştim.

  

    GÜZEL BAKMAK

    Hz. İsa, havariyle bir yerden geçiyorlardı. Arkadaşları kenarda duran köpek leşine bakıp:

– Ne kötü kokuyor, dediler.

 Cevap, bir peygambere ne kadar da yakışıyor:

– Dişleri ne kadar beyaz!

 

     GÜL YAPRAĞI…                

     Uzak Doğu’da bir tapınak, bilgeliğin sırlarını aramak için gelenleri kabul ediyordu.

     Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda durdu. Bekledi, bekledi… Kapıda zil falan yoktu. Az sonra kapı açıldı. İçerden tavırlarından bilgeliği okunan biri çıktı. Yabancıyı tepeden tırnağa süzdü. Selâmlaşmadan sonra kelimesiz konuşmalar başladı.

     Yabancı, tapınakta kalmak istiyordu.

     Bilge, bir süre kayboldu. Sonra ağzına kadar su dolu bir kapla geldi. Kabı yabancıya uzattı. Yabancı, tapınağın bahçesine döndü. Aldığı bir gül yaprağını su dolu kabın üstüne bıraktı. Gül dalı suyun üstünde yüzüyordu, su taşmamıştı…

     Bilge, saygıyla eğildi ve yabancıyı içeri aldı.

     Konuşmalardaki sırları açalım mı?

     Ağzına kadar su dolu kap, “yeni birisini alamayacak kadar doluyuz” demektir. Yabancının gül yaprağıyla anlatmak istediği de şudur: “Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer bulunur.”  

 

   FARK

    Veziri, Harun Reşid’e şöyle sormuş:

    – Aklın da zekânın da kaynağı beyindir. İkisinin de görevleri aynıdır. Öyle olduğu halde neden ayrı isimlerle anılmışlardır.

    Cevap hikmet yüklü:

    – Birbirinden ayrı olan her iki göz de aynı şeyleri görür. Onların arasında ne fark varsa, akıl ile zekâ arasında da o fark vardır.  

 

    SU

    Evini sel alan zavallı adam perişan olmuştu. Onun bu halini gören Sultan Aziz, adamı teselli emiş:

    – Üzülme. Su denilen şey hem el yıkar, hem ev yıkar!

 

    DOSTLUK

    Suyun yaratılışına hayranım. Eğer ağaca eşlik ederse onu tomurcuklandırır. Ateşe dokunursa, onu söndürür. Kirlilikle karşılaşırsa, onu temizler. Un ile kucaklaşırsa onu pişmeye hazır hale getirir. Güneşle birleşirse, gökkuşağı oluşturur. 

     Gönlümüz de suya benzer. Başkalarıyla olduğunda yaşar. Yalnız kaldığında ise ölür.   

Furugh Farokhzad

     

     UYUM

     Evrende çirkinlik yoktur. Her şey yerli yerindedir. Denizlerde balıkların süzülüşü, havada kartalların kanat çırpışı, kara toprakta kırmızı güllerin açışı… Her şey güzeldir.

     Bebeklerin, “anne” deyişi, güvercinlerin kırıntı yiyişi, rüzgârın esişi… anlamlıdır.

     Gelin biz de bu güzelliklere ayak uyduralım. Âlemdeki bu uyumu, ritmi bozmayalım.

Mahir Duman

Yazar : Mahir DUMAN

1955’te Ankara, Kızılcahamam Hıdırlar köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. 1979’da Bursa Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde çalışmaları neşredildi. İstanbul'da yayımlanan bir gazetede Şamil İmamoğlu müstearı ile günlük yazıları yayınlandı. Köprü, Zafer, Sur, Diyanet Çocuk, Kültür Dünyası, Moral Dünyası, Kültür Edebiyat, Tepe Edebiyat, Üslup… gibi dergilerde denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. Bir gazetenin düzenlediği makale yarışmasında birincilik ödülü aldı. Edebiyat ve Türkçe öğretmeni olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çalıştı. 2008 yılında emekli oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayınlanmış eserleri: 1. Çocukluktan Gençliğe (Çocuk Eğitimi) 2. Harman (Osman Suroğlu ile) 3. Espri Dükkânı 4. Moral Saati 5. Güller ve Dikenler (Osman Suroğlu ile) 6. Sevgi Zaferdir 7. Tebessüm Saati 8. Onların Penceresinden 9. Bizim Köyün Öyküsü 10. Söz Güzeli 11. Gülümseyen Sözler 12. Bahar Bestesi 13. Gönüller Sultanına 14. Güldüren Düşünceler

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Vatanın Kederli, Hatıraların Yok Edilirken Ey İsamesih (as)!

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ   Vatanın Kederli, Hatıraların Yok Edilirken Ey İsamesih as! .    * Naylon …

Kapat