Hadîslerde Vasiyet Etmek

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

VASİYETE TEŞVİK

5758 – İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:

“Hakkında vasiyet edebileceği bir malı bulunan müslüman kimsenin, vasiyeti yanında yazılı olmaksızın iki gece geçirmeye hakkı yoktur.”

Buhari, Vesaya 1; Müslim, Vasiyyet 4, (1627); Muvatta, Vasiyyet 1, (2, 761 ); Ebu Davud, Vesaya 1, (2863); Tirmizi, Cenaiz 5, (974); Nesai, Vesaya 1, (6, 238, 239).

5759 – İbnu Abbas radıyallahu anhüma: “Ölen mal bırakmışsa ebeveyn ve akrabalarına vasiyette bulunsun..” (Bakara 180) ayeti hakkında demiştir ki : “Miras ayeti neshedinceye kadar vasiyet bu şekilde vacib idi.”

Ebu Davud, Vesaya 5, (2869).

VASİYETİN ZAMANI

5760 – Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: Resülullah aleyhissalatu vesselam’a: “Hangi sadaka efdaldir?” diye sorulmuştu:

“Sağlıklı ve fakirlikten korkup, zenginliğe ümit bağladığın, mala karşı cimri olduğun halde tasadduk etmen! Bu şekilde tasadduku, can boğazına gelip de falana şu kadar, feşmekana bu kadar, diyeceğin zamana kadar devam ettir. O sırada (yaptığın tasaddukun sana bir faydası yoktur, çünkü malın, artık) zaten birilerinin olmuştur.”

Buhari, Vesaya 7, Zekat 11; Müslim, Zekat 92, (1032); Ebu Davud, Vesaya 3, (2865); Nesai, Vesaya 1, (6, 237).

SADAKANIN MİKTARI

5761 – Sa’d İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam Veda Haccı senesinde, bende şiddet peyda eden bir ağrı sebebiyle yatmakta olduğum hastalıgım için bana geçmiş olsun ziyaretine geldi.

“Ey Allah’ın Resulü dedim. Gördüğünüz gibi ağrım çok şiddetlendi. Ben mal mülk sahibi bir kimseyim. Bana vâris olacak tek kızımdan başka kimsem yok. Malımın üçte ikisini tasadduk etmek istiyorum!” dedim. Hemen “Hayır, olmaz!” buyurdular.

“Yarısı?” dedim. Yine “olmaz!” buyurdular.

“Üçte biri? dedim.

“Üçte birini mi? Üçte bir de çok. Senin vârislerini zenginler olarak bırakman, halka ihtiyaçlarını açan fakirler olarak bırakmandan daha hayırlıdır. Sen aziz ve celil olan Allah’ın rızasını arayarak her ne harcarsan, -hatta bu, hanımının ağzına koyduğun bir lokma bile olsa- mutlaka onun sebebiyle mükafaatlanacaksın” buyurdular. Ben:

“Ey Allah’ın Resülü dedim. Ben arkadaşlarımdan sonra burada kalacak mıyım?” dedim.

“Eğer geri kalır, kendisiyle Allah’ın rızasını düşündüğün bir amel yapacak olursan bu ameller sebebiyle mutlaka derecen artacak, merteben yükselecektir. Şunu da söyleyeyim. Sen daha yaşayacaksın. Öyle ki Allah seninle bir kısım kavimlere hayır ulaştıracak, diğer birkısımlarına da şer” buyurdular. Resulullah aleyhissalatu vesselam sonra, şöyle dua ettiler:

“Allahım! Ashabının hicretini tamama erdir. Onları gerisin geri (başarısızlıkla) çevirme!” Ve sözlerini (Hicret evi olan) Mekke’de ölmüş olan Sa’d İbnu Havle hakkında sarfettikleri “Lakin zavallı, Sa’d İbnu Havle’dir!” mersiyesiyle tamamladılar.”

Buhari, Cenaiz 37, Vesaya 2, 3, Fezailu’l-Ashab 49, Megazi 77, Nafakat 1, Marza 13,16, 43, Feraiz 6; Müslim, Vesaya 5, (1628); Muvatta 4, (2, 763); Tirmizi 6, (975); Ebu Davud, Vesaya 2, (2864); Nesai, Vesaya 3, (6, 241, 243).

VARİSE VASİYET

5762 – Amr İbnu Harice radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselm devesinin üzerinde hitabede bulundu. Ben devenin boynunun altında idim. Deve durmadan geviş getiriyor, hayvanın salyası omuzlarımın arasına akıyordu. İşte bu esnada Aleyhissalatu vesselam’ın şu sözünü işittim:

“Allah Teala Hazretleri her hak sahibine hakkını verdi. Bu sebeple vârislerden biri Iehine vasiyet yoktur.”

Tirmizi Vesaya 5, (2122); Nesai Vesaya 5, (6, 247).

5763 – Talha İbnu Musarrıf anlatıyor: “İbnu Ebi Evfa radıyallahu anh: “Resulullah vasiyette bulundu mu?” diye sordum.

“Hayır dedi. Ben tekrar:

“Öyleyse, kendi vasiyette bulunmaksızın halka nasıl vasiyeti farz kılar veya emreder” dedim.

“Kitabullah’ı vasiyet etti ” diye cevap verdi.”

Buhari, Vesaya 1, Megazi 83, Fezailu’l-Kur’an 18; Müslim, Vasiyet 16, (1634); Tirmizi, Vesaya 4, (2120); Nesai, 2 (6, 240).

5764 – Esved İbnu Yezid anlatıyor: “Hz. Aişe radıyallahu anha’nın yanında, Hz. Ali’nin Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın vasîsi olduğunu söylemişlerdi:

“Resulullah ona ne zaman vasiyette bulundu? Öleceği sırada o benim göğsüme yaslanmış vaziyette idi, bir leğen getirtti. Kucağımda bükülmüştü, öldüğünü bile hissetmedim. Öyleyse ona ne zaman vasiyet etti” diye itiraz etti.”

Buhari, Vesaya 1, Megazi 83; Müslim, Vasiyyet 19, (1636); Nesai, Vesaya 2, (6, 240).

5765 – Amr İbnu Şu’ayb an ebihi an ceddihi anlatıyor: “As İbnu Vail es-Sehmi (kendi adına) yüz kölenin azad edilmesini vasiyet etti. Oğlu Hişam, ona bedel, elli tanesini azad etti. Oğlu Amr da ona bedel geri kalan elliyi azad etmek istedi ve:

“Hele Resulullah aleyhissalatu vesselam’a bir sorayım!” dedi, ona gelip:

“Ey Allah’ın Resulü! Babam, kendi adına, yüz köle azad edilmesini vasiyet etmişti. Hişam onun adına elli köle azad etti! Benim üzerime de elli tanesi kaldı. Onun adına ben azad edebilir miyim?” dedim. Aleyhissalatu vesselam, bana: “Eğer o müslüman idiyse, ona bedel azad etseniz veya ona bedel sadaka verseniz veya ona bedel hacc yapıverseniz bu ona ulaşırdı” buyurdular.”

Ebu Davud, Vesaya 16, (2883).

YETİMİN VASÎSİ

5766 – Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:

“Ey Ebu Zerr! Ben seni zayıf bir kimse görüyorum. Ben kendim için sevdiğimi senin için de aynen severim. Öyleyse iki kişi üzerine emir olmayasın, yetim malına da velilik yapmayasın.”

Ebu Davud, Vesaya 4, (2868); Nesai, Vesaya 10, (6, 255).

5767 – Amr İbnu Şu’ayb an ebihi an ceddihi anlatıyor: “Bir adam Aleyhissalatu vesselam’a gelerek: “Ben fakirim, hiçbir şeyim yok, üstelik bir de yetimim var!” dedi. Aleyhissalatu vesselam:

“Yetimin malından ye! Ancak bunu yaparken ne israfa kaç, ne aceleci ol, ne de kendine mal et” buyurdular.”

Ebu Davud, Vesaya 8, (2872); Nesai, Vesaya 11, (6, 256).

5768 – Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam’dan iki şey öğrendim: “İhtilamdan sonra yetimlik kalmaz, geceye kadar gün boyu sessiz durmak yoktur.”

Ebu Davud, Vesaya 9, (2873).

RESULULLAH’IN VASİYETİ

6790 – Hz. Enes anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam’a ölüm vakti geldiği vakit, Aleyhissalatu vesselam’ın can çekişirken yaptığı vasiyetin hepsi: “Namaz(ı ihmal etmeyin) ve sağ ellerinizin sahip oldukları(nın yani kölelerinizin hukukuna riayet edin)” demek olmuştur.”

VASİYETE TEŞVİK

6791 – Hz. Enes anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mahrum kişi, vasiyet etmekten mahrum kalan kişidir.”

6792 – Cabir İbnu Abdillah radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim vasiyet yapmış olarak ölürse doğru bir yol ve sünnet üzere ölmüş olur; takva ve şehadet üzere ölmüş olur, mağfirete uğramış (günahları bağışlanmış) olarak ölmüş olur.”

VASİYETTE ZULÜM

6793 – Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim vârisinin mirasçılığı (hakkı)ndan kaçarsa Allah Kıyamet günü o kimsenin cennetten mirasçılığını keser.”

6794 – Muaviye İbnu Kurre babasından naklen anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim, ölüm yaklaşınca vasiyette bulunur ve vasiyeti de Allah’ın kitabına uygun olursa, bu vasiyeti, onun hayatında vermeyi ihmal ettiği zekatına kefaret olur.”

SADAKA ÖLÜM SIRASINDA DEĞİL HAYAT BOYU VERİLMELİ

6795 – Büsr İbnu Cahhaş el-Kureşi radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam (bir gün) bir avucuna tükürdü, sonra bu tükrüğü işaret parmağıyla göstererek buyurdular ki : “Allah Teala hazretleri diyor ki: “Ey Ademoğlu! Sen nasıl olur da beni âciz yerine koyar ve zekatını ödemezsin! Halbuki ben seni şu tükrük damlası kadar bir sudan yarattım. Sen, ne vakit ruhun şuraya gelince -eliyle boğazını gösterdi- “Sadaka veriyorum!” dersin. Sadaka vermenin zamanı bu mu!”

6796 – Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Şüphesiz, Allah Teala hazretleri, (ahirete göndereceğiniz hayır) amellerinizi artırmak için, vefatınız zamanında mallarınızın üçte birini size tasadduk etti (vasiyet etme yetkisini verdi).”

6797 – İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resülullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ey Ademoğlu! İki şey vardır ki, hiçbirisi senin hakkın değildir ve ben onları rahmetimle sana bağışladım:

1) (Canını almak üzere) gırtlağından tuttuğum anda malından sana (vasiyette bulunman için üçte bir nisbetinde) bir pay ayırdım, ta ki onunla seni temizleyeyim, günahlarından arındırayım.

2) Ecelin sona erdikten sonra kullarımın sana (kılacakları cenaze) namazı.”

VÂRİS LEHİNE VASİYET OLMAZ

6798 – Hz. Enes anlatıyor: “(Veda Hutbesi sırasında) ben Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın devesinin (boynunun) altında idim. Devenin salyası üzerime akıyordu. Efendimizin şöyle söylediğini işittim: “Allah Teala Hazretleri her hak sahibine hakkını vermiştir. Bilesiniz, vârise vasiyet yoktur.”

Kaynak: Kütüb-ü Sitte

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Tövbenin İlk Adımı ve Aşamaları

Tevbenin ve Allah’a yönelmenin başlangıcı   Ebu Cafer Muhammed b. Musa ile aramızda şöyle bir …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Böcekleri Kovan Bitkiler, Karışımlar

Böcekleri Kovan Bitkiler Hangileridir? Güve, sivrisinek, kara sinek, bit, pire, üvez, kene, hamam böceği, kalorifer …

Kapat