Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Seçme Yazılar / Hadislere göre var, onlara göre ‘Mehdilik yok’

Hadislere göre var, onlara göre ‘Mehdilik yok’

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Hadislere göre var, onlara göre ‘Mehdilik yok’

Hadis var diyor, onlara göre 'Mehdilik yok'
 

Hadis var diyor, onlara göre ‘Mehdilik yok’

FETÖ ile birlikte tekrar gündeme gelen Mehdi’lik konusunu ele alan bazı ilahiyatçılar Hadislerde açıkça yer almasına rağmen bunun olmadığını iddia ettiler. Mehdilik meselesinin istismar edilmesini eleştirmekten ziyade kökten inkar yolunu tercih ettiler.

Kur’an Araştırmaları Merkezi (KURAMER), ‘Beklenen Kurtarıcı İnancı’ başlığı altında bir sempozyum düzenledi. Dokuz ayrı sunumdan oluşan sempozyumda beklenen kurtarıcı inancından, dinler tarihi arka planından İslâm’ın ana kaynaklarına, tarihsel süreçten günümüze yansımalarına kadar değişik yönleriyle birçok konu ele alındı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan KURAMER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, “Hemen bütün dinî gelenek ve kültürlerde kurtarıcı beklenti ve inancına, kurtarıcılık işlev ve gücüne sahip olduğuna inanılan şahsiyetlere dair bilgiler/anlatılar mevcuttur. İnanışlar literatürü beslemiş, literatür inanışları yaygınlaştırmıştır. İslâm’ın ana kaynağı Kur’an-ı Kerîm’de Hz. Peygamber’den sonra bir kurtarıcı geleceğine dair bir açıklamaya rastlanmazken, ilk asırlardan itibaren oluşan dinî literatürde, daha yoğun biçimde de hadis ve tasavvuf kitaplarında başta Mehdi ve Mesih olmak üzere “beklenen kurtarıcı” düşünce ve inancını besleyen kavramların oluşturulduğunu ve bu alanda ciddî bir tartışmanın başladığını görmekteyiz” dedi.

KAYNAKTAN SAPILDI

İslam dünyasında beklenen kurtarıcı inancının istismar edildiğine dikkat çeken Bardakoğlu, “Genelde İslâm dünyasının öteden beri içinde debelendiği, özelde de ülkemizin bugün 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra son birkaç ay içinde karşı karşıya kaldığı ve baş etmekte zorlandığı sorunların arkasında dinî kültürdeki bu tür inanışların kullanılmasının ileri derecede pay sahibi olduğu açıkça görülmüştür. Böyle olunca, Kur’an ve Sünnet’e bağlılık iddiası taşıyan her bir Müslüman’ın, bu konuda dinin ana kaynaklarından hangi noktada ne gibi sapmaların yaşandığını sorgulama ve öğrenme hakkı vardır” diye konuştu.

ÖZTÜRK: İSLAMİ ORJİNLİ DEĞİL!

‘Mehdîlik’ meselesinin birçok din ve kültürde var olduğun altını çizen Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “İslâm tarihinde sözde dinî gerekçeli sayısız istismar ve kalkışmaya konu olan “mehdîlik” meselesi Sümerlerden Bâbillilere, eski Mısırlılardan Azteklere kadar uzanan ve aynı zamanda Hinduizm, Budizm, Mecusilik, Yahudilik, Hıristiyanlık gibi birçok müesses din ve kültürde de mevcut olan mitolojik ve apokaliptik bir inanç konusudur. Tarihsel arka planı ve kültürel çapı itibariyle kadim kültürlerdeki tufan mitolojisini anımsatan bu inancın İslâmî orijinli olmadığı kuşkusuzdur” ifadelerini kullandı.

ZİHNEN REŞİT OLMAYAN TOPLUM

“Mehdi inancı, zihnen ve fikren reşit olamayan bir toplumun atalet içinde kalıp kendini elden ayaktan düşmüş bir kötürüm gibi algılamasıyla da irtibatlı bir durumdur” diyen Öztürk, “Bu durumdaki toplumların kendine gelip rüştünü ispatlamasının öncelikli şartlarından biri, dinî düşünce alanında köklü bir aydınlanma tecrübesi yaşanmasıdır. Aydınlanma’nın önemli parametreleri ise mehdîlik gibi mitolojik malzemelerin soğukkanlı biçimde analiz edilmesini de gerektiren işlevsel akıl ve iradeyle mücehhez birey olmanın farkına varılması ve aynı zamanda okuma, anlama, sorgulama kültürünün yaygınlık kazanmasıdır” diye konuştu.

HADİSLERDE BAHSEDİLİYOR 

Hadislerde ‘Beklenen kurtarıcı’ inancına rastlandığını söyleyen Prof. Dr. Ahmet Yücel, “Beklenen kurtarıcı” ve “hadis” birlikte zikredildiğinde konunun merkezini temel hadis kaynaklarında kaydedilen Mehdî hakkındaki hadisler oluşturmaktadır. Zira temel hadis kaynaklarında zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak olan kişi Mehdî olarak isimlendirilmektedir. Hadis kaynaklarımızda açıkça Mehdî’den bahseden ve Mehdî’den söz ettiği şeklinde yorumlanan birçok rivâyet bulunmaktadır. Süyûtî’nin tespitine göre hadis kaynaklarında merfû, mevkuf ve maktû olarak toplam 257 rivâyet yer almaktadır. Şia hadis kaynaklarındaki Mehdi hadislerinin çok daha fazla olduğu bilinmektedir” dedi.

SEMPOZYUMA KİMLER KATILDI?

22 Ekim Cumartesi günü İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İSAM Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyuma, Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak, Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, Prof. Dr. Ömer Faruk Harman, Yrd. Doç. Dr. Nihal Şahin Utku, Prof. Dr. Cemil Hakyemez, Prof. Dr. Bünyamin Erul, Prof. Dr. Ahmet Yücel, Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz, Yrd. Doç. Dr. Özkan Öztürk, Dr. Necdet Subaşı, Yrd. Doç. Dr. Sevde Düzgüner, Prof. Dr. Sönmez Kutlu, Prof. Dr. Mustafa Öztürk katıldı. (Karar

Kaynak:

  1. Hadis var diyor, onlara göre ‘Mehdilik yok’
Hadis var diyor, onlara göre 'Mehdilik yok'
10:1726 Ekim 2016
 

Hadis var diyor, onlara göre ‘Mehdilik yok’

FETÖ ile birlikte tekrar gündeme gelen Mehdi’lik konusunu ele alan bazı ilahiyatçılar Hadislerde açıkça yer almasına rağmen bunun olmadığını iddia ettiler. Mehdilik meselesinin istismar edilmesini eleştirmekten ziyade kökten inkar yolunu tercih ettiler.

A+A-

Kur’an Araştırmaları Merkezi (KURAMER), ‘Beklenen Kurtarıcı İnancı’ başlığı altında bir sempozyum düzenledi. Dokuz ayrı sunumdan oluşan sempozyumda beklenen kurtarıcı inancından, dinler tarihi arka planından İslâm’ın ana kaynaklarına, tarihsel süreçten günümüze yansımalarına kadar değişik yönleriyle birçok konu ele alındı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan KURAMER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, “Hemen bütün dinî gelenek ve kültürlerde kurtarıcı beklenti ve inancına, kurtarıcılık işlev ve gücüne sahip olduğuna inanılan şahsiyetlere dair bilgiler/anlatılar mevcuttur. İnanışlar literatürü beslemiş, literatür inanışları yaygınlaştırmıştır. İslâm’ın ana kaynağı Kur’an-ı Kerîm’de Hz. Peygamber’den sonra bir kurtarıcı geleceğine dair bir açıklamaya rastlanmazken, ilk asırlardan itibaren oluşan dinî literatürde, daha yoğun biçimde de hadis ve tasavvuf kitaplarında başta Mehdi ve Mesih olmak üzere “beklenen kurtarıcı” düşünce ve inancını besleyen kavramların oluşturulduğunu ve bu alanda ciddî bir tartışmanın başladığını görmekteyiz” dedi.

KAYNAKTAN SAPILDI

İslam dünyasında beklenen kurtarıcı inancının istismar edildiğine dikkat çeken Bardakoğlu, “Genelde İslâm dünyasının öteden beri içinde debelendiği, özelde de ülkemizin bugün 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra son birkaç ay içinde karşı karşıya kaldığı ve baş etmekte zorlandığı sorunların arkasında dinî kültürdeki bu tür inanışların kullanılmasının ileri derecede pay sahibi olduğu açıkça görülmüştür. Böyle olunca, Kur’an ve Sünnet’e bağlılık iddiası taşıyan her bir Müslüman’ın, bu konuda dinin ana kaynaklarından hangi noktada ne gibi sapmaların yaşandığını sorgulama ve öğrenme hakkı vardır” diye konuştu.

ÖZTÜRK: İSLAMİ ORJİNLİ DEĞİL!

‘Mehdîlik’ meselesinin birçok din ve kültürde var olduğun altını çizen Prof. Dr. Mustafa Öztürk, “İslâm tarihinde sözde dinî gerekçeli sayısız istismar ve kalkışmaya konu olan “mehdîlik” meselesi Sümerlerden Bâbillilere, eski Mısırlılardan Azteklere kadar uzanan ve aynı zamanda Hinduizm, Budizm, Mecusilik, Yahudilik, Hıristiyanlık gibi birçok müesses din ve kültürde de mevcut olan mitolojik ve apokaliptik bir inanç konusudur. Tarihsel arka planı ve kültürel çapı itibariyle kadim kültürlerdeki tufan mitolojisini anımsatan bu inancın İslâmî orijinli olmadığı kuşkusuzdur” ifadelerini kullandı.

ZİHNEN REŞİT OLMAYAN TOPLUM

“Mehdi inancı, zihnen ve fikren reşit olamayan bir toplumun atalet içinde kalıp kendini elden ayaktan düşmüş bir kötürüm gibi algılamasıyla da irtibatlı bir durumdur” diyen Öztürk, “Bu durumdaki toplumların kendine gelip rüştünü ispatlamasının öncelikli şartlarından biri, dinî düşünce alanında köklü bir aydınlanma tecrübesi yaşanmasıdır. Aydınlanma’nın önemli parametreleri ise mehdîlik gibi mitolojik malzemelerin soğukkanlı biçimde analiz edilmesini de gerektiren işlevsel akıl ve iradeyle mücehhez birey olmanın farkına varılması ve aynı zamanda okuma, anlama, sorgulama kültürünün yaygınlık kazanmasıdır” diye konuştu.

HADİSLERDE BAHSEDİLİYOR 

Hadislerde ‘Beklenen kurtarıcı’ inancına rastlandığını söyleyen Prof. Dr. Ahmet Yücel, “Beklenen kurtarıcı” ve “hadis” birlikte zikredildiğinde konunun merkezini temel hadis kaynaklarında kaydedilen Mehdî hakkındaki hadisler oluşturmaktadır. Zira temel hadis kaynaklarında zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak olan kişi Mehdî olarak isimlendirilmektedir. Hadis kaynaklarımızda açıkça Mehdî’den bahseden ve Mehdî’den söz ettiği şeklinde yorumlanan birçok rivâyet bulunmaktadır. Süyûtî’nin tespitine göre hadis kaynaklarında merfû, mevkuf ve maktû olarak toplam 257 rivâyet yer almaktadır. Şia hadis kaynaklarındaki Mehdi hadislerinin çok daha fazla olduğu bilinmektedir” dedi.

SEMPOZYUMA KİMLER KATILDI?

22 Ekim Cumartesi günü İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İSAM Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyuma, Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak, Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, Prof. Dr. Ömer Faruk Harman, Yrd. Doç. Dr. Nihal Şahin Utku, Prof. Dr. Cemil Hakyemez, Prof. Dr. Bünyamin Erul, Prof. Dr. Ahmet Yücel, Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz, Yrd. Doç. Dr. Özkan Öztürk, Dr. Necdet Subaşı, Yrd. Doç. Dr. Sevde Düzgüner, Prof. Dr. Sönmez Kutlu, Prof. Dr. Mustafa Öztürk katıldı. (Karar


Risalehaber

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Önceki yazıyı okuyun:
Bediüzzaman, vefatından önce dedi ki.. / Ömer ÖZCAN

SAİD NURSİ VEFATINDAN ÖNCE DEDİ Kİ: Askerî Pilot Ali Demirel   Askerî Pilot Ali Demirel …

Kapat