Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Hâfız Hüseyin Hüsnü Efendi

Hâfız Hüseyin Hüsnü Efendi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Kastamonu’da dokumacılık sanatının revâcına sebep olan Hüseyin Hüsnü Efendi, Molla Ahmet oğlu Hâfız Mehmet Efendi’nin mahdumu olup 1251 sene-i hicriyesinde Kastamonu’da tevellüd etti.

On sekiz yaşına kadar memleketi olan Kastamonu’da ibtidaî tahsilini görüp dokuz yaşında hıfz-ı Kur’ân-ı Kerîm’e muvaffak olduktan sonra ikmâl-i tahsil için İstanbul’a giderek Fâtih Cami-i şerifinde ders gördü.

Hüseyin Hüsnü Efendi bir müddet sonra Boğaziçi’nde Garipçe karyesi imam ve mektep hocalığına bilâimtihan tâyin edildi. Sahib-i tercüme daha memleketinde iken hattât Hacı Es’atzâde’den hüsn-i hatt meşk ettiği gibi İstanbul’da da Hasekili Mehmet Hulûsi Efendi’den sülüs ve nesih yazdı.

Hüseyin Hüsnü Efendi yazısının şâyân-ı takdir olmasına mebnî litografya matbaalarında hattâtlık etmekte iken 1284 senesinde pederinin vefatı üzerine Kastamonu’ya avdet etti. Mûmâileyhin maskat-ı re’sine vürûdu matbaa teşkilâtı zamanına musâdif olup Kastamonu’da teşkil edilen vilâyet matbaasına hattâtlık ile intisab etti.

1285 senesinde matbaa, Islâhhâne nâmıyla küşâd edilen Mekteb-i Sanayi, yani şimdiki atîk kışlaya nakl edilerek litoğrafya tezgâhına şâkird yetiştirildi.

Matbaa, salnâme ve devâirin evrak ve levazımâtına müteallik mevâddı tab’ ediyordu. Hâfız Hüseyin Hüsnü Efendi’nin pederi dokumacı, bezci olduğundan bez, alaca ve kumaşlar dokutmağa merak etti. 1286 ve 87 tarihlerinde hakk-ı nezâret kendisine ait olmak üzere Islâhhane’deki yetim çocuklarına dokuma ve kumaşçılık sanatını öğretmeye teşebbüs ederek bir kısım evlâd-ı vatanın bu sanattan istifâdesine sebep oldu.

Mûmâileyhin sanattaki mahâret ve ihtisâsı artmış olduğundan Abdurrahman Paşa’nın valiliği esnasında Şikago sergisine gönderilen Kastamonu kumaşları takdir ve rağbete mazhar olarak, Hüseyin Hüsnü Efendi sanayi madalyası ile taltif edildi.

1289 senesinde Kastamonu ismi altında neşrine başlanan ve elyevm devam etmekte bulunan haftalık mecmua dolayısıyla matbaa müdürlüğü uhdesine verildi. Hüseyin Hüsnü Efendi dokumacılık işleriyle iştigal edip matbaa işine birâderi Ahmet Efendi bakıyordu.*

Mûmâileyh aynı sene içinde Islâhhâne müdür vekilliğinde de bulunarak 1295 senesinde Islâhhâne’nin lağvı üzerine matbaa hükümete nakledildi.

Hüseyin Hüsnü Efendi, bundan sonra bir taraftan matbaa işleriyle ve bir taraftan da kendi hesabına olarak dokumacılık ile meşgul iken işi daha ziyade tevsi etmek arzusuyla merhum Hacı Evliyâ, Ballıkzâde Nuri, Bahriye havale memurlarından o zaman kolağası bulunan Hacı Behçet ve Tavukcuzâde Ahmet Efendilerden mürekkeb olarak beş hisseli mensucat şirketi tesisine gayret edilerek hayli emtia çıkardılar. Çıkan kumaşların zerâfet ve metâneti her tarafta mazhar-ı rağbet oldu.

Vali Abdurrahman Paşa merhum, bu millî müessesenin ihyâsı maksadıyla elbise ve levazımâtını millî dokumalardan tedârik etmek suretiyle şirketin idâmesine çalıştı, memurîni teşvik etti. Dokumacılığın revâcına rağbet gösterdi. Bu şirket 1313 senesine kadar devam etti. Avrupa kumaşlarına rekabet edememesi ve bazı hasûdların tesiri neticesi olarak şirket idare etmediğinden bilmecburiyye tatil etti.

* Hâfız Hüseyin Hüsnü Efendi’nin birâderi Ahmet Efendi (1266) senesinde tevellüd edip vilâyet matbaasının ibtida-yı küşâdında oraya girerek müdürlüğe kadar irtika etmiş ve elyevm mezkûr hizmette müstahdem bulunmaktadır. Ahmet Efendi sülüs ve nesih hatlarında, fotolitoğraf sanatında mâhir olduğu gibi fotoğrafçılığa dahi merakı vardır. Mûmâileyh çingograf sanatına vâkıf ise de mevcut aletin noksanlığı bu sanatta tekâmülüne mâni olmuştur. Ahmet Efendi’nin hatt-ı celîdeki mahâreti şayân-ı takdirdir. Nasrullah Cami-i şerifindeki yazıların kısm-ı mühimmi Ahmet Efendinindir. Ufak bir yazıyı arzu edilen tarzda büyütmek sahib-i tercüme için alelâde işlerdendir. Bu gayûr ve mukdim zâtın tûl-i ömürle muammer olmasını temenni ederiz.

Hafız Hüseyin Hüsnü Efendi şirketin dağılmasına rağmen münferîden çalışmaktan geri durmadı. Bu müteşebbis ve faal zat, kız çocuklarına varıncaya kadar sanatı tâmime gayret
eyledi.

Hafız Efendi halıcılık sanatına dahi merak ettiğinden onu da ilerletti. Halı üzerine Kastamonu vilâyetinin haritasını yaparak mâbeyne takdim etti ise de bu sanatkârâne halı, saray mensubundan birisinin eline geçerek pâdişâha verilmemiş olduğundan hizmetinin mükâfatını göremedi. Mûmâileyh taltif göremediğinden dolayı müteessir olmadı. Zaten önüne çıkan bütün mevâni’i çiğneyerek azmini teşdîd etmek haslet-i mümtâzesi bu zâtın en büyük mezâyâsından idi. Bu defa aynı haritayı ve bir de Kızkulesi ve Boğaziçi resmini halılara yaptırıp Bursa’da küşâd edilen sergiye gönderip ikinciliği kazandı.

Hâfız Hüseyin Hüsnü Efendi, vefatı tarihi olan 1338 senesi Şevvâl’ine kadar mütemâdiyen çalıştı; durmadı, oturmadı. Bugün Kastamonu’da memnuniyetle gördüğümüz dokumacılık sanatının terakkisine sebep olan işte bu zattır. Eğer bu zat o zaman teşvik edilse ve millî şirket
himâye görse idi şimdi müteaddit fabrika ve tezgâhlar mümkün olduğu kadar levâzımâtımızı ihzâr eder ve paralarımız memleketimizden çıkıp gitmezdi.

Bu muhitte dokumacılık bâkî kaldıkça ismi rahmetle yâd edilecek olan Hüseyin Hüsnü Efendi’nin medfeni İsmail Bey Camii şerifi civarındadır.

(Allah Rahmet eyleye)

(Açıksöz, Sayı: 307, 12 Ekim 1921)

Kaynak: Yasemin VURAL ÇAKMAK, İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Açıksöz 
Gazetesindeki Makaleleri (1921-1922)
(Yüksek Lisans Tezi)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Kastamonulu Şeyh Said Efendi

Şeyh Said Efendi (1834-1889) Şeyh Said Efendi uzun süren şeyhliği döneminde kendisini çevre halkına sevdirmiştir. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Hayır da Şer de Allah’tan” Ne Demek?

Hayır: Meşru iş. Faydalı, nurlu ve sevablı amel. Şer: Zararlı iş. Kötülük. Hayır ve Şerri Allah'ın …

Kapat