Ana Sayfa / Yazarlar / Hakikî Bir Dosta, Bir Kardeşe Sahip Olmak…

Hakikî Bir Dosta, Bir Kardeşe Sahip Olmak…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Sübhan olan Allah (c.c.), kullarına sübhaniyet’ini idrak ettirmek için,
güzelliklerin karşılığında çirkinlikleri,
iyiliğin yanında kötülükleri,
şerrin arkasında büyük hayırları
Ölümün kapısında varlığı, faniyetin ardında bakiyeti
yaratmıştır.
Bediüzzaman Hazretleri -İcmada olduğu gibi- bunlara nisbî hakikatler;
“Bizzat kendileri için var olmaktan öte;
zıtları olan nisbî (izafî, göreceli) hakikatler için,
yani hayırların, mükemmelliklerin ve çoğalması,
açığa çıkması için o şer ve çirkinlikler birer başlangıç,
birer ölçü birimi olmak için yaratılmışlardır!..” demektedir.
Hayatın en güzel taraflarından biri;
Âlemlerinin Rabbi’nin, insanların sevdiklerinin acısıyle kalplerini genişletip,
sevgilerini büyütmesi ve mahbublarının kıymetlerini bakî kılmasıdır!..

İşte bu O’nun Sübhaniyet’indeki Celâl’le terbiyelerinden biridir.
İşte bu terbiye o kadar azametlidir ki;
insan kalbindeki cevherin bilkuvve tavırdan bilfiil vaziyetine çıkarmasını ve inkişafını…
VE, imanlı gönülleri
ölümün hakikati ile, Sübhanallah’ın azametli Celâl’ine,
sabrın kuvveti ile, Allahü ekber’in azim ve mükemmel Kemâl’ine,
zikir ve şükür ile, Elhamdülillah’ın şükran-ı Cemâl’ine müşerref eder!..

Hülâsa;
Netice olarak bu tesbih, tazim ve şükürün yüksek dereceleri çekirdek kuvvetindeki kalbin,
kainatı kuşatan koca bir ağaç olup,
bakî, alî ve uhrevî neticeleri meyve verecek derecede inkişaf
ve gelişimi göstermesi,
-iman ve sünnetin nuru ile-
insanın yaratılma gayesi olan Eşref-i Mahlûk’u açığa çıkarır!…
Meselâ; Vefa,
Allah katında büyük bir nimet ve kıymettir!..
“Kim bir kimseyi hayra (hüda’ya) çağırırsa,
kendisine uyanların sevaplarının bir misli ona aittir.
Bu sevap (kendisine uyanların) sevaplarından bir şey eksiltmez.”
{Riyazu’s-Salihîn 20. bab. 174. hadis, s. 158, 161; ayrıca bk. Sunenu İbn-i Mâce (I, 74, 206)

“Kur’an tefsiri olan Risale-i Nur’ların neşriyatında
ve birçok dünya diline çevrilmesinde ve her türlü hadimiyetinde,
çok önemli hizmetler gören muhterem ağabeylerimizin,
kadri yüce, haseneleri azimdir…
Bu nurlu yolda yürüyen veya yürümek isteyen bütün naşir
ve hadimlerin, okuyan istifade eden herkesin
Üstadımızın deyimiyle;
“Öyle ise, mazide şükrünü eda etmediğin nimetlerin şükrünü kaza etmek lâzımdır.”
(29. Mektup)
kaidesince onlara karşı mükellef olduğumuz çok büyük minnet borçları için,
hürmet,
hayırla yad etmek
ve miraslarını muhafaza hususunda hakkaniyet ve hassiyet sahibi olmak elzemdir!..

“Allah, insanı Rahman suretinde yarattı.”
(Buharî, İsti’zân, 1; Müslim, Birr, 115, Cennet, 28)
“insanın suret-i câmiasında,
küçük bir mikyasta, zeminin siması
ve kâinatın siması gibi yine o ism-i Rahmân’ın cilve-i etemmini gösterir.” (14. Lem’a)
İşte insan
böyle hakiki ve uhrevî bir dosta, bir kardeşe sahip olmakla,
aslında dünyadaki,
ahiret için kazanılabilecek en büyük zenginliklerden birini kazandığını bilir…
Zira; “Kişi sevdiği ile beraberdir.” (Buhârî, Edeb, 96; Müslîm, Birr, 165)
Ve yine bilir ki;
ölüm bu hazineyi elinden alamaz, ancak ebediyete taşıyabilir!..

Zira dostlarını,
muhabbet ettikleri muhbiblerini kaybedenler,
hakikatte sevdiklerini kalplerine bütün hatıratı ile kazırcasına kaydederek,
hiç kaybetmeyip ebeden kazandıklarını, zaman geçtikçe daha iyi anlarlar!..
Ebû Hüreyre( r.h.)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (ﷺ) şöyle buyurdu:
Allah Teâlâ kıyâmet günü:
“Nerede benim rızâm için birbirlerini sevenler?
Gölgemden başka gölgenin bulunmadığı bugün onları,
kendi arşımın gölgesinde gölgelendireceğim”
buyurur. (Müslim, Birr 37. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 53)
“O bütün âlemleri
ve hâdiseleri her an görüp gözeten Şâhid
ve herşeyi bilen Âlim ve varlığı sonsuza kadar devam eden Bâkî olduğundan,
sevilen şeylerin dünyadan kaybolup gitmeleri üzüntüye sebebiyet vermez.
Çünkü o sevgililerin varlığı, Ezelî Şahid’in ilim dairesinde ve nazarında bekà bulmaktadır.
…..
O bütün mülk ve servetin ezelî ve ebedî sahibi olan Vâris,
bütün ölüleri haşirde tek bir emirle diriltip huzurunda toplayan Bâis
ve varlığı sonsuza kadar devam eden Bâkî olduğundan,
ahbâbın ayrılıklarından âh ü vâh etmek gerekmez.
Çünkü bütün onlar kendisine dönen ve onları tekrar diriltecek olan Zât Bâkîdir!..” (4. Şua)

“De ki:
“İster Allah deyin,
ister Rahman deyin,
hangisini derseniz deyin, en güzel isimler O’nundur.” (İsrâ, 110)
Yâ Vafî…
Yâ Kafî…
Yâ Sadık’ıl-Vaad’il-Emin!..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Mucizat-ı Kuraniye’den Ayrıntılar

Bediüzzaman her şeyde ayrıntıları gören bir göze sahip, birçok eserinde ayrıntılarla bahsi şaheser hahine getirir. …

Kapat