Halvet-i Kalp / Nuriye ÇELEĞEN

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Halvet-i Kalp

Halvet, batında arkadaşlık. Halvet, Hz. Nuh’un kalbi üzerine bulunmaktır. Nuh ilk resüldür ve kalbi kabz halindedir. Her zaman dünya üzerinde Nuh nebinin kalbi üzerine kırk veli bulunur. Halvet-i kalp, kalbi Nuh peygamberin kalbi üzere eylemektir. Halvet-i kalbin temeli Efendimizin şu hadisine dayanır,

-Allah rızası için kırk sabah ihlaslı olan kimsenin kalbinden diline hikmet pınarları dökülür.

Halvet soyunma, temizlenme ve maddeyi tamamen atmaktır. Hakkı görmeye perde olan tüm perdelerden geçmektir.

İnziva, halvet ve uzlet üçü de yalnızlık anlamlarına gelir; fakat hepsinin ayrı anlamı ve makamı vardı.

Halvet inzivadan daha üstün bir yalnızlıktır. Halvetin insanla ilişkisi kişinin kalbine sığan Rabbin kulun kalbiyle ilişkisi gibidir. Başka bir varlık oraya girmemişse kalp lamekan olur; alemlere sığmayan Rab oraya sığar. Kalpte bir başka yaratılmış varsa Rab oraya girmez. Kalbin böyle bir özelliği var. En küçük yaratılmış bir nesneyi alırsa hemen onunla doluverir. Kalp o küçük varlığı büyütür ya da kalp o küçük madde ile küçülür.

Eğer kalbe Allah girerse orası lâmekân olur. Arş sırrı kalpte aşikâr olur. Kalp varlık sırrından uzaklaşarak mülk ile melekut arasında berzah olur. O zaman kalp miraçta Efendimizin durduğu nokta olur.

İnziva hali kalpten her türlü yaratılmışların kovulduğu süredir, halvet ise kalpte Allah ile baş başa kalma halidir. Halvetin dayandığı gerçek alemin kendisini doldurduğu boşluktur. İlk varlığa kadem basılmamış hal halidir. Bu boşluk karanlık cevheridir. Allah, Nur ismiyle tecelli eder, bu nur ile o karanlık cevher boyanır. Çünkü Allah, varlık yok iken de var olma cevherine sahiptir. Ne zamanki Efendimizin nuru yaratılır o karanlık cevher, o nur ile boyanıp var olur. Halvet, Efendimizin nurunun varlığı boyadığı gibi insanın tüm eski karanlık hallerinden sıyrılıp tüm geçmiş ve gelecek anlarını nurlandırmasıdır. Kalp tefekkür eder. Tefekküre afaktan başlanarak enfüse dönülür. Zikri cehriden zikr-i hafiye geçilir.

Halvette dış alemde tefekkür eden insan, alem kadar büyür ve ruhu tüm alemi kaplar. İlk yaratılış sırrı ortaya çıkıp Nur u Muhammediyeye (a.s.m.) ulaşılır. Boşluk nasıl alem ile dolu ise kişi de kalb-i halvette ilk önce kendi ile baş başa kalarak dolar, sonra Nur u Muhammedi (a.s.m.) ile boyanır ve sonra Rabbi ile halvet başlar.

İnsan kendi içinde vahdete erdiği an halvettedir. Tüm duygularını, her şeyini birlediği an O’nun huzurunda halvet başlar. Halvet insanın içinde kesreti atmasıdır. O vakit kalp Rabbin huzurunda secde eder.

Kalp ile ilgili bu son yazımızda ilk yazımıza dönecek olursak Allah ramazanın son on gününü özel kılmıştır. Secde-i kalp için gerekli tüm hususları bu on günlük itikaf sırrında cem etmiştir. Ramazanın son on günü sanki Rabbimizin kullarına sırr-ı kalbe ulaşıp velayet makamında teneffüs edip kendisiyle makam-ı velayette muhatap etmek için sunduğu bir fırsattır.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Önceki yazıyı okuyun:
Efendime İntizar / Yunus MÜREBBİ

K Ü R S Ü Yunus MÜREBBİ EFENDİME İNTİZAR 1381 yıldır kulaklarında ümmetinin, Cihana son …

Kapat