Haram yiyenin çocuğu…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

HARAM LOKMA YİYEN ANNENİN ÇOCUĞU

İstanbul’un fethinden sonra İstanbul’a yerleşen evliyanın büyüklerinden Vefa Baba, İstanbul’un şimdiki vefa semtine yerleşir ve o semte de onun adı verilir.

Vefa babanın çok afacan bir oğlu vardı ki mahalleye gelen sakanın (su satıcısı) kırbalarını çuvaldız ile delik deşik ederek kaçardı. O zamanki su kırbaları malum sığır derisinden yapıldığı için bir daha tamiri de mümkün değildi. Saka Vefa Baba’ya hürmeten bu duruma sesini çıkarmaz olup bitenleri hep sineye çekerdi.

Günlerden bir gün artık bu duruma tahammül edemeyip çocuğu Vefa Baba’ya şikayet etti. Vefa Baba durumu sükûnetle karşılayıp sakanın zararını hemen ödedi. Ancak onun kafasına takılan şey başkaydı. Zira ona göre bu çocuğun bu yaramazlığı yapması sebepsiz değildi. hemen hanımını çağırdı:
“Hanım sen bu oğlana hamileyken herhangi bir haram lokma yedin mi ? Zira bu çocuk her gün sakanın su kırbalarını delmekteymiş. Bu çocuk mutlaka bir haram lokma yemiş olmalı ki bu işi yapmakta.” dedi .
Vefa Babanın hanımı biraz düşündükten sonra:
“Hayır efendi. Ben öyle bir şey yaptığımı hatırlamıyorum ama bir de siz düşünün.” dedi.
Vefa Baba:
“Hanım ben çok düşündüm, ama boğazımdan hiç haram lokma geçmedi sen bir kez daha düşün.” dedi.
Hanımı tekrar düşündükten sonra :
“Buldum Efendi. Ben bu çocuğa hamileyken komşuya gitmiştim. Tabağın üzerinde portakallar gördüm. Canım çekti ama isteyemedim de. Malum hamile canının istediğini yiyemezse göğsü şişermiş derler. Ben de buna istinaden evin sahibesinden su istedim . O su almaya gidince yakamdaki iğneyi çıkardım portakal sapladım ve onun suyunu ağzıma dokundurdum.” dedi.
Vefa Baba:
“Hanım; komşunun portakalının suyu çoğaldı sakanın su kırbası oldu. O çuvaldız da bizim oğlanın elinde bir suç aleti olup sakanın su kırbalarını delmeye başladı desene” dedi.

Bir kıssa da Asr-ı Saadet’ten

Eshâb-ı kiramdan Ebu Derda hazretleri (Allah Ondan Razı Olsun), bir ara sabah namazlarında Resûlullah Efendimiz selâm verince, tesbih ve duâlarından sonra acele ile mescitten çıkmaya başladı. Bu hâl bir süre devam edince Resûlullah Efendimiz sordu:
“Ey Ebû Derda! Sen mescide herkesten önce gelir, yine herkesten sonra çıkardın. Şimdi sana ne oldu?”
Ebu Derda (r.a.):

“Yâ Resûlallah! Malumunuz, hurmaların dallarda olgunlaşarak yere düştüğü bir sıcak mevsimdeyiz. Komşumun avlusundaki hurma ağaçlarının dalları bizim evin avlusuna sarkmış durumda!.. Geceleri bu dallardan avluya düşen hurmalar sabaha kadar çoğalıyor. Namazdan sonra hemen çıkıp gitmesem çocuklarım kalkacak, avlumuza dökülen hurmaları yiyecekler. Halbuki ben çocuklarıma haram yedirmemek için Allahü teâlâya söz verdim. Bu sebeple namazdan sonra beklemeden kalkıp gidiyor, çocuklarım uyanıp avluya çıkmadan, dökülen hurmaları toplayıp komşumun avlusuna bırakıyorum. Acele ile çıkışımın sebebi budur.” diye cevap verdi.

Allah’ın Rasulü(s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:
“Bir zaman gelir ki, insanlar yalnız malın, paranın gelmesini düşünür, helalini ve haramını düşünmezler.” (Buhari)

Bir arabanın yakıt deposuna karışan yabancı madde ne ise, insanın midesine giren haram yiyecekler de o mesabededir. Haram yiyen kimse ibadetlerini ya sekteye uğratır veya hiç yapamaz. İmamı Gazali hazretleri bu hususta şöyle diyor:
“Bir kimsenin kazancının helalden mi haramdan mı olduğunu anlamak istiyorsanız, parasını nereye harcadığına bakınız.”

Kazancı haramdan olanlar, haramı da helal saymaya başlarlar. O durumda da -Allah korusun- imandan çıkmış olurlar.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Tövbenin İlk Adımı ve Aşamaları

Tevbenin ve Allah’a yönelmenin başlangıcı   Ebu Cafer Muhammed b. Musa ile aramızda şöyle bir …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Sözleriniz Fotoğrafa Dönüşür / Saliha ERDİM

Ağzınızdan çıkan sözlere dikkat edin çünkü; SÖZLERİNİZ FOTOĞRAFA DÖNÜŞÜR Sözcükler bizden muhatabımıza yürürken, yanına beden dilimizi, …

Kapat