Harman Yeri

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

 HARMAN YERİ

 

“Rabbim adaletle davranmayı emretti.”

K. Kerim, Âraf: 29

 

 “İşler layık olmayanlara verildiği zaman kıyameti bekle.”

Hadis-i Şerif, Buhari

 

“Yöneticilerin en üstünü âdil olandır.”

Hz. Ali

 

“Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.”

                                                                          Eflatun

 

“Hukukun en kötüsü, suçsuzu korkutandır.”

                                                                  Beydaba

 

“Adalet ile zulüm bir yerde durmaz.”

Ahmet Vefik Paşa

 

 KADILIĞIN ZORLUĞU

 Bir toplantıda, söz dönüp dolaşıp kadılığa (hâkimlik) gelir. Orada bulunanlardan biri şöyle der:

 – Kadılığı, taraflardan birinin yüksek makamları işgal edenlerden olması zorlaştırıyor.

 Sohbetin tam burasında, nüktedanlığı ile tanınan Molla Hızır Bey söze karışır:

 – Bunda bir zorluk yoktur. Makamca yüksek olanın lehinde kararı verirsin. Dava hallolur. Esas zorluk, iki tarafın da makamca yüksek olması durumundadır.

 

 ÜÇ İDAMLIK

     V. Louis, devrinin Fransız hâkimlerinden birine şöyle demiş:

      – Bu sabah, üç kişiyi idama mahkûm ettik. Hele ikisi bunu öyle hak etmişti ki…

      Demek ki o günün Fransasında birçok suçsuz insan da idam ediliyormuş.

 Verilen yanlış kararları sonradan düzeltmek mümkün olabilir mi?

 

SUÇ

     Eski Atina’nın büyük hukukçusu Solon’a, suçların nasıl önlenebileceği veya azaltılabileceği hakkında fikri sorulmuştu.

     Solon, şu cevabı verdi:

     – Ne zaman kendisine karşı herhangi bir suç işlenmemiş olanlar, hırsızlığa ve suça maruz kalanlar kadar tepki gösterirlerse işte o zaman suçlar önlenir veya azalır.

 

TARAFTARLAR

 Napolyon’a karşı ayaklanmaya kalkışan General Malet’e mahkeme başkanı sormuş:

 – Taraftarlarınız kimlerdi?

 Generalin cevabı enteresandır:

 – Başarsaydım en başta siz!

 

 AVUKAT KİMDİR?

 Küçük kız, babasına sordu:

 – Babacığım avukat kimdir?

 – Kızım, avukat bir insanı denize girmeye ikna ettikten sonra, elbiselerini alıp kaçan kişidir.

  

     SABAHIN SAHİBİ

      Kral, marangozun hanımına göz koymuştur. Bir yolunu bulup adamı öldürmek ister. Onu yanına çağırır ve şöyle emreder:

      – Yarına kadar yüz tabut yapacaksın. Yoksa kellen gider.

      Marangoz, bir günde o kadar tabutun yapılamayacağını biliyordu. Yine de hiç vakit kaybetmeden işe koyulur. Yakınları telaşlanır, ağlamaya başlarlar. Ustada zerre kadar korku yoktur. Bu halini merek edenlere şöyle der:

      – Sabahın sahibi var. O, bizi bizden fazla düşünür.

      Sabaha karşı bir saray görevlisi marangozun kapısını çalar nefes nefese. Ardından şöyle sorar:   

      – Bir tabut lazım. Kralımız öldü de… 

 

YERLİ YERİNDE

Adalet, herkese hakkını vermek, her şeyi layık olduğu yere koymak demektir. Kim hangi notu hak etmişse ona o puanı vermek, insanlara çalıştığının tam karşılığını ödemek… Mutluluk, saygı, hoşgörü… Bundan daha harika bir şey olabilir mi? Dünyanın tadı tuzu bu sihirli kelimede gizli olmalı: Adalet.


“Kör dilenci, hiç olmazsa çiçeklerin kokusunu duyar.” 

Japon Sözü

“Dünya, hırs gösterenlerin sırtında; kanaat edenlerin ayaklarının altındadır.”    

Muhammed Bozdağ

 “Yankı, seslerin papağanıdır.”

Ali Suad

 “Ateş, yiyecek bulamayınca kendi kendini yer.”

Abdullah b. Mutce

“Dünya, yılan gibidir; elleyince yumuşak, zehirleyince öldürücüdür.”

Hz. Ali

“Kocamış kartalın başında, serçeler oynar.”

La Edri

   BEN HÜKÜMDAR DEĞİLİM

     Adam, Peygamberimizin (sav) huzuruna gelince, onun manevi heybetinden titremeye başlamıştı. Şefkat Peygamberi (sav) ona:

     – Kendine gel, dedi. Ben hükümdar değilim. Ben ancak, Kureyş kabilesinden kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum.

İbn-i Mâce, Et’ıme: 30

 

    İNSANI İNSAN YAPAN ŞEYLER

    16. asır İngiliz düşünürlerinden Francis Bacon, şöyle dermiş:

     “Bizi güçlü yapan, yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir.

     Bizi zengin yapan, kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir.

     Bizi bilgili yapan, okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.

     Ve bizi sevimli yapan da başkalarına verdiğimiz öğütler değil, uyguladıklarımızdır.” 

     

    ADAM OLMANIN YOLU

   

     Nasreddin Hocamıza şöyle sormuşlar: 
     – Adam olmanın yolu nedir? 

     Hoca şu cevabı vermiş: 
     – Bilenler söylerken, bilmeyenler can kulağıyla dinlemeli. Bilmeyenler söylerken, susturmanın çaresine bakmalı!

    

     İÇİMİZDEKİ CEVHER

    

     Küçük zenci çocuk, şehrin büyük sergisinde bir satıcının elindeki balonları seyre dalmıştı.

     Her renkten ve her biçimden balonlar, ışıl ışıl boşlukta parlıyordu.

     Derken birden bire kırmızı bir balon, kazara kurtularak havada uçtu, uçtu, uçtu ve nihayet aşağıdan fark edilmeyecek kadar yükseldikten sonra kayboldu. Bu manzarayı seyretmek için öyle bir kalabalık toplanmıştı ki, satıcı, bir tane daha bırakmanın iyi bir reklâm olacağını düşünerek havaya parlak renkte bir balon daha bıraktı.

     Arkasından bir tane de beyazından çözdü.

     Minik zenci, hayranlık içinde, ardı ardına uçan rengârenk balonları bir zaman seyrettikten sonra:

     “Baloncu amca!” dedi. “Acaba bir de siyah balonu bıraksaydınız, ötekiler kadar yükselir miydi?”

     Baloncu amca, çocuğa tebessüm ederek, siyah renkli bir balonu boşluğa bırakırken cevap verdi:

     – Yavrum, bizi yükselten dışımızdaki renk değil, içimizdeki cevherdir.”

Lyle D. Fiynn

 

      İNSANIN KIYMETİ

    

      Meşhur konuşmacı, konferansına 100 liralık bir banknotu göstererek başladı. Bir ara dinleyicilere şöyle sordu:

      – Bu parayı kim ister?  

      Kim istemez ki parayı… Bütün eller havaya kalktı.

      Usta hatip:

      – Bunu birinize vereceğim, dedi.

      Sonra parayı bu­ruşturdu ve muhataplarına şöyle dedi:

      – Hâlâ bu parayı isteyen var mı?

      Eller yine havadaydı. 

      Konuşmacı parayı yere atıp üstüne bastı, ezdi, kirletti. Fakat eller yine yukarıdaydı. Olanlara rağmen 100 lirayı herkes istiyordu. Bilge konuşmacı:

      – Arkadaşlar, dedi. Paranın ne hale geldiğini gördünüz. Yine de onu istiyorsunuz. Paranın başına gelenler onun kıymetini düşürmedi. Çünkü o hâlâ 100 lira. 

      Verdiğimiz kararlar yüzünden veya hayat şartları sebebiyle çoğu zaman canımız yanar, yerden yere vuruluruz. Yine de değerimizden bir şey eksilmez. Yeter ki insanlığımızı kaybetmeyelim…

 

   HUZUR ARAYIŞI

 

   Diyojen’in telaşla bir şeyler aradığını gören biri, ünlü düşünüre sormuş:

   – Ne arıyorsun?

   Cevap vermiş:

   – Huzur…

   – Bulabildin mi?

 

   – Buldum. Onu bu dünyada bulamayacağımı buldum.

 

Derleyen: Mahir Duman

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Tövbenin İlk Adımı ve Aşamaları

Tevbenin ve Allah’a yönelmenin başlangıcı   Ebu Cafer Muhammed b. Musa ile aramızda şöyle bir …

Önceki yazıyı okuyun:
Risâle-i Nur ve Müceddidlik / İdris TÜZÜN

Risâle-i Nur ve Müceddidlik Müceddid Hadîsi: Peygamberimiz (s.a.v)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Allah, bu ümmetin dinini …

Kapat