Hatıralarla Üç Âlim ve Bediüzzaman

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

ÜÇ ALİMİMİZLE ALAKALI BAZI ANILAR

Bir defasında İstanbul vaizlerinden Urfalı Mahmud Kâmil Efendi‘nin, Bediüzzaman merhum için, ‘O yeryüzünde bir tanedir’ dediğini nakletmişti.

1940-50’li yıllarda İstanbul’un meşhur vaizlerinden, dersiam ve avukat olan merhum Mahmud Kamil Efendi’nin Üstad Bediüzzaman’a sevgisini gösterir bazı hatıraları nakletmek istiyoruz. Osmanlı insanı vefa insanıydı. Birbirlerinin kıymetini bilir, takdir ederlerdi. Biz de bu güzellikleri nakletmeyi vazife biliyoruz ki, ulemamızın birbirlerine sevgisi bizim içimizdeki grup asabiyetini yakıp yok etsin. Müminleri kucaklama duygusunu geliştirsin. 

Mahmud Kamil Efendi, memleketi Urfa’da 1953’te dar-ı bekaya irtihal etmiştir. Üstad Bediüzzaman kendisinden bahsederken “meşhur ve hakikatli ve kıymettar ve tesirli vaiz ve âlimlerden Mahmud Efendi” der. Ruhu şad olsun.

Muhterem Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocamız kendisiyle alakalı şu hatırayı anlatmaktadır; “1950’lerde, memleketim olan Çorum’da, aile dostumuz bir manifaturacı, İstanbul’a gidip döndükçe taze haberler getirir, görüştüğü ulemadan bahsederdi. Bir defasında İstanbul vaizlerinden Urfalı Mahmud Kâmil Efendi‘nin, Bediüzzaman merhum için, ‘O yeryüzünde bir tanedir’ dediğini nakletmişti. Ve bu söz, bende derin bir tesir bırakmıştı(1)

Sayın Karaman, aynı meseleyi hatıralarında kaleme alırken, Urfalı Kamil Efendi’nin bir soru üzerine, merhum Kamil Miras hoca için “Türkiye’de bir tane” dediğini, bunun üzerine meclistekilerin “Ya Bediüzzaman?” diye sormaları üzerine “O Küre-i Arz’da bir tane. Keşke risalelerinden parçalar bulup okuyabilseniz. Ama yasak, bulunmuyor” dediğini naklediyor.(2)

Refet Barutçu anlatıyor: “1952’de Gençlik Rehberi mahkemesi için Üstad Bediüzzaman İstanbul’a gelmiş, Sirkeci’de Akşehir Palas‘ta kalıyordu. Birçok tanınmış şahsiyetler Üstadın ziyaretine geliyordu. Üstad otelin odasına, gelen ziyaretçilerle görüşüp konuşmak için döşeli bir vaziyet verdirmişti. Bir gün Urfa’lı hem vaiz, hem de avukat olan meşhur Mahmud Kâmil Bey ziyaretine gelmişti. Bu zat Beyazıd camiinde haftada bir gün bir saat ders veriyordu. Cami tıklım tıklım doluyordu. Mahmud Kâmil Bey Üstadın karşısına oturmuştu. Görünüşü çok heybetli, uzun boylu ve müşekkel bir zattı. Sohbet esnasında bir ara Mahmud Kâmil: ‘Efendim, ben sizin Van’da bulunduğunuz sırada Urfa’da talebeydim, sizden ilm-i beyan hususunda ders almak istiyordum’ dedi. Üstad ona iltifat ederek, ‘Ben bu kardeşime ders verecek iktidarda değilim,’ deyince o heybetli vücuduyla bir anda yere atlayan Mahmud Bey, Üstadın ayaklarına kapandı. Sonra Üstad: ‘Risale-i Nur hepimize ders veriyor, Onun dersini beraber dinleyelim’ diyerek orada bulunan bir üniversite talebesine Sözler Mecmuasındaki Hüve Nüktesi’ni okuttu. Bazı yerlerini de kendisi izah etti. Dersten sonra hayretini etrafındakilerden gizleyemeyen Mahmud Bey; ‘Bize âlim demezler; işte âlim bu eserin sahibine derler’ dedi.(3)

Üstad hazretleri bir mektubunda Urfalı Mahmud Kamil Efendi’den şöyle bahsetmektedir; “Meşhur vaizlerden Mahmud Efendi ve Ali Haydar Efendi risaleleri tetkik ettikten sonra demişler ki: Bu risalelerin fevkinde hiçbir ferd bir risale çıkarmak kabiliyetine haiz olamayacağını ve kemal-i iştiyak ve hürmet ile Risale-i Nur’u okuyup hayret ve istihsan ile karşıladıklarını İstanbul’dan gelenler beyan ediyorlar.(4)

Mahmud Kamil Efendi’nin Urfa’da müftülük yaptığı sıralar, bu şehirde iman hizmetlerinde bulunan muhterem Abdullah Yeğin ağabey, sorum üzerine, 01.06.2010 tarihinde şunları anlattılar; “Mahmud Kamil Efendi, süresini hatırlamıyorum, ama bir sene kadar Urfa’da müftülük yaptı. O sıralar bizi de kaldığımız dershanede ziyarete geldi. Selam verdi. Selamını alıp “hoş geldiniz” dedim. Başında fotör bir şapka vardı. “Üstadımız bu şapkayı sevmezdi” dedim. “Biz kanun adamıyız. O fevkal kanun(kanun üstü) bir adam. Ben onun köpeği olamam” dedi.

Çok mütevazıydi. Müftülüğü sırasında hizmetlerimize sahip çıktı, bize müzahir oldu. Hatta bir gün dershaneye yakın bazı polisleri görmüş, bizi kontrol ediyorlarmış. Polislere “ne yapıyorsunuz burada?” demiş. “Burada talebeler var da onlara bakıyoruz” demişler. Demiş ki; “Benim de burada emniyet müdürü kadar salahiyetim var. Ben buraydım. Bunlar zararsız insanlardır.”

Bir gün “Size kebap ısmarlayacağım” dedi. Ben “Üstadımız hediye kabul etmiyor. Biz de karşılıksız bir şey almak istemiyoruz, kusura bakmayın” dedim. “Yok Yok! Burası benim medresemdir, yiyeceksiniz” dedi ve hakikaten bize kebap yedirdi.

Camide bir vaazu nasihatini dinledim. Çok cesur konuşuyordu. Ben öyle cesur konuşan vaiz başka göremedim.”

OSMAN NURİ EFENDİ’NİN TAKDİRİ

   Osman Nuri Efendi

Eski alay müftülerinden Osman Nuri Efendi aslen Ankaralıdır. İstanbul’da vazife yapmıştır. Rütbesi yarbaydı. 1885’te dünyaya gelmiş, 1 Ekim 1955’te Ankara’da vefat etti. Mezarı Cebeci Kabristanındadır.

Kendisiyle alakalı olarak Abdullah Yeğin ağabey şunları anlattı; “Biz Ankara’da iken bizimle alakadar olurdu. Tarikat ehliydi. Tarikat şeyhi gibi vaazu nasihat ederdi. Devlet ricalinden çok kadim dostları vardı. Paşalar ziyaretine gelirlerdi.

Üstadımızı çok sever, çok hürmet ederdi. “Bediüzzaman’ımız” diye hitap ederdi. “Bediüzzaman’ımıza Cenab-ı Hak ilmiyle tecelli etmiş” derdi.

ELMALILI HAMDİ EFENDİ’NİN YAKINLARININ ÜSTADI ZİYARETİ

  Elmalılı Hamdi Yazır

Malum olduğu üzere merhum allame Elmalılı Hamdi Efendi, Dar-ül Hikmet Akademisinde Bediüzzaman ile birlikte aza olarak bulunmuş ve onu çok takdir etmiştir. Sorum üzerine Elmalılı hakkında Abdullah Yeğin ağabey şu hatırasını anlattı; “Onun akrabaları Emirdağ’da Üstadı ziyarete geldiler. Sanırım gelenlerden biri İbrahim Subaşı’ydı, mebustu. “Bizler Hamdi Yazır’ın akrabalarıyız” diye kendilerini tanıttılar. Üstad onlara çok hürmetkâr davrandı ve Elmalılıyı hayırla yâd etti.

Kaynaklar

1-Son Şahitler: 4-s:249

2-Bir Varmış Bir Yokmuş-Hayreddin Karaman-s: 205

3-Son Şahitler: 2-s:390-391

4-Gayr-i Münteşir Emirdağ Lahikası

Salih Okur-cevaplar.org

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video)..

Konuyla ilgili yazılar için lütfen alttaki bağlantıyı açınız. https://www.kastamonur.com/category/risaleinur-bediuzzaman/ne-dediler/ Yazar Hakkında Diğer YazılarıYazar : EditörWeb …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Türkiye niçin Avrupa’da konuşmak istiyor?

TÜRKİYE İÇİN AVRUPA’DA KONUŞMAK NEDEN ÖNEMLİ? Hollanda’nın, Çavuşoğlu’nun uçağının iniş iznini iptal etmesi ve ardından …

Kapat