KASTAMONUR.COM Sırlar ve Nurlar Şehrinden
BİR İNSANIN “hayatta hiçbir şeyden pişmanlık duymadım” şeklinde konuşabilmesi çok ilginç bir olay hakikaten. İlginç, ibretlik, belki de acınası.. Öyle ki, akıl sağlığı yerinde olduğu halde bir kişinin böyle bir kelamı (yani insan kudretini hayli aşan böyle büyük bir iddiayı) rahatça dile getirmesi, onun düşünce ve maneviyat sağlığı hakkında ne türden tehlikeli hallere işaret ediyordur kim bilir?
(Bu arada, -belki sosyal medyanın ‘katkısından’ olacak- bu cümleyi git gide daha sık duyabilmemiz bile, yaşadığımız zamanları tarif eden “benlik ve enaniyet asrı” nitelemesindeki haklılığı tek başına ispat edebilir bir delildir herhalde..)
İşte, bu türden cümleleri her duyduğunda “nasıl yani?” diye sorası geliyor insanın; “eğer bunu bilinçli halde söylüyorsan, demek ki işlediğin hiçbir hatanın farkına varamamış ve de bunlardan ders çıkarabilecek olgunluğa erememişsin sen..” Acı ama gerçek! Bu işin anlamı budur ne yazık ki.
Daha kötüsü ise, insanın hata işleyen bir varlık olduğu kesinken, sen kendini hatadan uzak ve her işinde hikmetle hareket eden biri falan sanıyorsun herhalde! Eğer bu ifadende biraz olsun ciddiysen sendeki benlik, enaniyet, kibir gibi damarlar seni böylesi bir mantıksızlığa salacak derecede kuvvetliler demektir.. İşte bu daha da acı ama, durum gözükenden de ciddi maalesef.
Onun için, biraz dur ve tekrar bir düşün iyisi mi sen, söylediğin bu cümleyle aynı zamanda hem Yaradana hem de yaratılmışlara karşı ne türden sıkıntılı durumlara da adım atmış oluyorsun aslında! Biraz geniş düşün ve bu sözleri bir teraziye vur, sanırım tehlikeyi fark etmemen daha zor olacaktır o zaman…
(Gerçi bir de bu cümleyi hiç söylemedikleri halde fikir, tavır, ima ve kanaatler aracılığıyla adeta haykıran niceleri-nice hallerimiz var ki, “oturup biraz da kendimizdeki bu tehlikeyi genişçe düşünsek ya?!” dedirtiyor insana. Ama ne yazık, bunu sadece dedirtebiliyor çoğu zaman… İşte acı ve gerçek, işte en acısından gerçek bir vaziyet!…)
- Mutluluk İçli Köftede midir? - 19 Haziran 2024
- Sen misin Haddi Çiğneyen? - 10 Mart 2024
- Varoluşu Fanilikte Aramak! - 11 Eylül 2023
- Eski(mez) Normal ve Yeni Anormal… - 10 Haziran 2023
- Goethe ve Mahzun Eseri “Batı-Doğu Divanı” - 2 Nisan 2023
- O “uymaz özellikler” - 2 Kasım 2022
- ‘Bilmediğiniz Durumlar Var’ Sapması - 17 Aralık 2021
- Sıradan, sırası gelmiş bir gün… - 16 Kasım 2021
- ‘Bu yolda da kaza olur mu hiç?’ - 9 Temmuz 2021
- “Hangisini seçmeli?” - 8 Haziran 2021
