Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Makaleler / Hayvanlara Merhamet ve Eziyet Hakkında

Hayvanlara Merhamet ve Eziyet Hakkında

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yeryüzünde yürüyen bütün hayvanlar ve kanatlarıyla uçan bütün kuşlar da ancak sizin gibi birer ümmettir”
En’am Suresi 36. Ayet

İslam’da hayvan hakları ve hayvanlara eziyetin cezası

Hayvanları güçleri yetmeyen işlere koşarak yormak, dövmek, yüzlerine vurmak, işkence etmek ve aç, susuz bırakmak merhamet ölçüleri ile bağdaşmaz. Böyle bir davranış, derdini anlatamayan canlılara zulümdür. Allah’tan başka koruyucusu olmayan bu canlılara karşı merhametsiz ve acımasız davranmanın ise cezası çok ağırdır.

İslam’da hayvan hakları ve hayvanlara eziyetin cezası

Müslümanın kalbi, insanlara ve diğer canlılara karşı sevgi ve şevkat duyguları ile doludur. Kimseyi incitmez. İhtiyaç sahiplerine yardımda bulunur. Böyle olan kimseye Allah (c.c) da merhamet eder.

Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor:

“Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet etsinler. ” (Ebu Davud,Edeb,66 / Tirmizi, Birr, 16)

“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” (Buhari, Edeb, 18)

Müslüman sadece insanlara değil, diğer canlılara da merhametle davranır, hayvanlara şevkatle muamele eder. Allah (c.c) yarattığı canlılara acıyanları bağışlar, günahlarını affeder.

Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor:

“Bir adam yolda yürürken çok susadı, nihayet bir kuyu buldu, oraya inerek su içip çıktı. O sırada bir köpek dilini çıkarıp soluyor ve susuzluktan nemli toprağı yalıyordu. Bunun üzerine o adam, “Bu köpek de benim gibi susamıştır.” dedi ve kuyuya inerek mestine su doldurdu, onu ağzı ile tutarak kuyudan çıktı ve köpeğe su içirdi. Onun bu davranışından Allah razı oldu ve onu affetti. Ashab:

– Ya Rasûlallah, hayvanlarda da bizim için sevap var mıdır, dediler.

– Her canlıda bizim için sevap vardır.” buyurdu. (Buhari, Edeb, 27 / Müslim, Selam, 153)

Dinimiz sadece insanların değil, hayvanların hakkına da riayet edilmesini, onlara şevkat ve merhamet gösterilmesini emreder. Hayvanlar, insanların faydalanması için yaratılmıştır. Her hayvandan yaratılışının gayesine uygun olarak yararlanmalı, onları bunun dışındaki işlerde kullanmamalıdır. Ehil hayvanların vaktinde yedirilip içirilmesine dikkat etmeli, onları aç, susuz bırakmamalıdır.

Peygamberimiz (s.a.v), açlıktan karnı sırtına yapışmış bir deveye rastladı ve, “Şu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkunuz, onlara besili olarak binin ve etlerini de besili olarak yiyin.” buyurdu. ( Ebu Davud, Cihad, 47)

Hayvanları güçleri yetmeyen işlere koşarak yormak, dövmek, yüzlerine vurmak, işkence etmek ve aç, susuz bırakmak merhamet ölçüleri ile bağdaşmaz. Böyle bir davranış, derdini anlatamayan canlılara zulümdür. Allah’tan başka koruyucusu olmayan bu canlılara karşı merhametsiz ve acımasız davranmanın ise cezası çok ağırdır.

Hz. Ebu Bekir’in kızı Esma’dan (r.a) rivayet edilmiştir. Diyor ki:

Peygamber Efendimiz (s.a.v) güneş tutulduğu bir gün kusuf namazı kıldıktan sonra şöyle buyurdu:

“Bana namazda cehennem gösterildi. Cehennem ateşi bana o kadar yaklaşmıştı ki ben: Allah’ım! Ben de cehennemliklerle (ateşe atılanlarla) beraber miyim, diye telaşlandım. Orada bir kadın gördüm. Bu kadının yüzünü bir kedi tırmalıyordu.

– Bu kadının günahı nedir, diye azap meleklerine sorduğumda,

– Bu kadın dünyada bir kediyi aç olarak ölünceye kadar hapsetti, diye cevap verdiler.” (Buhari, Mûsakât, 9)

Hayvanların yuvalarının bozulması, yavruların yuvalarından alınarak analarının rahatsız edilmesi de uygun değildir.

İbn-i Abbas (r.a) anlatıyor:

Bir yolculukta Peygamberimizle (s.a.v) beraberdik.. Konakladığımız yerde iki kuş yavrusu görmüş ve onları almıştık. Derken yavruların anası geldi ve etrafımızda dolaşmaya başladı. Peygamberimiz (s.a.v) durumu görünce:

“Yavrularını alarak bu kuşu kim üzdü? Yavrularını ona veriniz.” buyurdu. (Ebu Davud, Cihad, 112)

Hayvanların pek çoğu bizim yararlanmamız için yaratılmıştır. Ancak yararlanmak maksadıyla olmadıkça hayvanları öldürmek doğru değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor:

“Kim gereksiz yere bir serçe kuşunu öldürürse, o hayvancağız kıyamet gününde:

– Ya Rabbi, falanca beni faydalanmak için değil de keyfi için öldürdü, diye Allah’a şikayet edecektir.” (Nesâi, Dahâyâ, 8)

Müslüman, hayvanlara eziyet etmekten ve işkence yapmaktan mutlaka sakınmalıdır. Bazı yörelerde hayvanları dövüştürmek gibi çok kötü bir gelenek vardır. Hayvanları birbiriyle dövüştürüp onları seyretmek hayvanlara eziyet etmenin başka bir şeklidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) hayvanları birbirleri ile dövüştürmeyi yasaklamış (Ebu Davud, Cihad, 56 / Tirmizi, Cihad, 28), hayvanlara işkence ve eziyet edenleri lanetlemiştir (Nesâi, Dahâyâ, 8)

Abdullah b. Ömer (r.a), bir kere tavuğu nişan almak için hedef olarak diken ve ona ok atan birkaç gencin yanından geçiyordu. Bu gençler Abdullah’ı görünce dağılmışlardı. Bunun üzerine Abdullah:

“Bu tavuğu hedef olarak kim dikti? İyi bilin ki Peygamberimiz (s.a.v), tavuk veya herhangi bir hayvanı hedef yaparak öldüren kimseye lanet etti.” demiştir. (Buhari, Zebâih, 25)

Tavuk gibi hayvanları kanatlarından, bazı hayvanları da bacaklarından tutarak taşımak suretiyle onlara eziyet etmekten sakınmalıdır.

Hayvanlara karşı da çok merhametli olan Peygamberimiz (s.a.v), su kabını eğerek kedilere su içirirdi. (Tirmizi, Taharet, 69 / Nesai, Miyah, 8)

Peygamberimizin (s.a.v) yolunu takip eden atalarımız hayvanların hukukunu öyle gözetmişlerdir ki, onların yiyip içmeleri, barınmaları hatta istirahat etmeleri için de mallarının bir bölümünü vakfetmişlerdir. Bu konuda pekçok misalden birisi de, yaptığı muhteşem eserlerle tarihimizi altın sayfalarla süsleyen büyük mimar Koca Sinan’ın Kayseri’ye bağlı Ağırnas kasabasında Allah rızası için inşa edip vakfettiği çeşmenin yakınında, boyu 260, eni 160 arşın genişliğindeki arazisini, çeşmeye su içmek maksadıyla gelen hayvanların dinlenmesi için vakfetmiş olmasıdır. (Mimarbaşı Koca Sinan Yaşadığı Çağ Ve Eserleri, ed. Sadi Bayram, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ankara 1988)

Müslüman, canlılara karşı merhametle davranırsa Allah (c.c) da ona merhametle muamele eder. Peygamberimizin (s.a.v) şu sözlerine kulak verelim. Buyuruyor ki:

“Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet ediniz ki göktekiler de size merhamet etsinler.” (Ebu Davud, Edeb, 66 / Tirmizi, Birr, 16)

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı İslam İlmihali / Lütfi Şentürk, Seyfettin Yazıcı

***

İnsana ve Hayvana Merhamet

1- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Derdini anlatmaktan aciz olan) hayvanlara karşı Allah’dan korkunuz. Onlara sağlıklı olarak bininiz ve onları sağlıklı olarak yiyiniz.”[660]

Acılarını ve yorgunluklarını dile getirme kudretinden mahrum olan hayvanlara karşı gereken ihtimamın verilmesi, onların semiz ve sağlıklı bir şekilde tutlması, aslında insanların kendi menfaat ve sağlıkları icabıdır. Burada her ne kadar binek hayvanları kastedîlmişse de, eti için beslenen hayvanlar da bu hükme dahildir.[661]

2- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kölelerinizi kayırınız; kölelerinizi kayırınız! Onlara yediklerinden yedirip giydiklerinizden giydiriniz. Bir suç işlerse ve siz de o suçu bağışlamak istemezseniz, ey Allah’ın kulları; onları satıp işkence etmeyiniz.”[662]

Bütün varlıkların Allah’ı zikredip tesbih ettiği, Kuran-ı Kerim İsrâ sûresinin 44. ayetinde belirtilmiştir. Hayvan zikir halinde olduğu halde üstündeki gafil bulunursa, hayvanın zikrinin üstündeki gafilin gafletinden hayırlı olduğunda şüphe yoktur.[663]

3- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Bu hayvanlara sağlıklı olarak binin ve onları sağlıklı olarak bakınız. Yollarda, çarşı ve pazarlardaki konuşmalarınızda onları iskemle gibi kullanmayınız. Nice binekler vardır ki; binicisinden daha hayırlı ve Yüce Allah’ı daha çok zikredendir.”[664]

4- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Koyuna merhamet ederseniz, Allah da sana merhamet eder.”[665]

Bu hadisin söyleniş sebebi şudur:

Muavîye El-Müzenî’nin babası Kurre, sevgili peygamber efendimize:

“Ben koyununu kesmek için alıyorum. Ona ne diye merhamet edeyim.” dediğinde Resulüllah efendimiz bu hadisi şerifi buyurdular.

5- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Hiç şüphesiz) Allah müsamahakârdır. Bu yüzden yumuşak huyluları sever. Sert huylulara vermediği sevabı yumuşak huylu olan kimselere verir.”[666]

Sertliğin arandığı ve mükâfat gördüğü yerler vardır. Özellikle firlere karşı savaş meydanında yapılan sertlik matluptur. Ancak Rabbımizin yumuşaklığa karşı verdiği sevap, matlup olan sertliğe verdiği sevap üstündür.[667]

6- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Cenâb-ı Allah, her hususta iyi davranmayı farz kılmıştır. Kısas-olarak öldüreceğiniz zaman en iyi (acı vermeyecek nedeni) bir şekilde öldürünüz. Ve hayvan keseceğiniz zaman da, kesmenin usul ve şartlarına ria­yet ederek ıkesin. Hayvana eziyet vermekten kaçının.”[668]

7- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Allah-u Teâla çaresiz kimselerin kayrılmasını sever.”[669]

8- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İki oğlan çocuğuna merhameti yüzünden Yüce Allah, o kadına rahmet etti.”[670]

Bu hadisin sebebi: Kadının biri, beraberinde iki oğlan çocuğu halde sevgili peygamber efendimizin yanına geldi. Peygamber efendimizin kadına üç hurma verdi. Kadın çocuklarına birer hurma verdi. Onlar hurma­larını yedikten sonra gözlerini annelerine diktiler. Bunun üzerine anne, ken­di hurmasını da ikiye bölerek onlara verdi. Resulüllah efendimiz: “İki oğ­lan çocuğuna olan merhameti yüzünden Allah da o kadını rahmet etti.” diye buyurdular.[671]

9- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Peygamberlerden birini bir karınca ısırdı. Bunun üzerine pey­gamberin emri ile o karınca yuvası yakıldı. Cenâb-ı Allah, o peygambere şöyle vahyetti (bildirdi): “Allahı tesbih eden ümmetlerden (topluluklardan) birini yaktın.”[672]

Kainattaki tüm varlıklar, Allah’ı tesbih ederek zikrederler. Bu yüz­den bir hayvan öldürmek veya bir hayvan topluluğunu yok etmek, bir ümme­ti ortadan kaldırmak olur.[673]

10- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kesilecek kuşa bile merhamet eden kimseye, Hz. Allah kıyamet günü rahmet eder.”[674]

Kesilecek hayvana yapılacak olan merhamet, onu canını fazla yakmadan en rahat bir şekilde kesmektir. Nitekim bu husus, bu bölümün 6. hadisinde açıkça ifade edilmiştir.[675]

11- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Merhamet etmeyen rahmet olunmaz.”[676]

Burada tümlecin anılmasından, yani merhametin kimlere yapılı cağının belirtilmiş olmasından umum manası anlaşılmaktadır. Bu durunu) bütün insan ve hayvanlara merhamet etmeyen rahmet görmeyecektir.[677]

12- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Yeryüzündekilere merhamet etmeyene gökteki de merhamet etmez.”[678]

“Men”, Arap dilinde umum ifade eden lafızlardan olduğundaı “gökteki” yerine “göktekiler” diye ifade edebiliriz. Bu durumda gökteki melekler kastedilmiş olur. Ancak biz, birinci tercüme şekilini tercih ediyoruz. Bunda Yüce Allah’a mekan izafe etmek durumu yoktur. Çünkü Ez, Zâriyi sûresinin 22. ayetinde “rızkınız ve size vadedîlenler göktedir.” buyrulmuştur. Ki; “gökteki” tabirinden Yüce Allah’ın emir ve fermam kasdedilmiş olur.

13- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Merhamet etmeyene rahmet olunmaz, ba tövbe etmeyen de affedilmez.”[679]

14- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“İnsanlara teşekkür etmeyen kimsenin Alllah da şükrünü kabul buyurmaz.”[680]

15- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Cenâb-ıAllah tarafından, insanlara karşı kalbine merhamet koyulımamış olan kul, dünya ve ahiret hayırlarından mahrum ve hüsranda kalmıştır.”[681]

16- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Cenâb-ı Allah, yüz tane rahmet yaratmıştır. Bu yüz rahmetten birini mahlukatın arasına koydu ki, mahlukat bu tek rahmetle birbirlerine merhamet etmektedirler. Doksan dokuzunu ise kendi katında sakladı.”[682]

İnsanların birbirine, zenginin fakire, annenin çocuklarıma ve gü lülerîn zayıflara merhameti, bir bir tek rahmet ile vuku bulmaktadır. Bu bir rahmetin kapsadığı alan bu derece geniş olursa, Cenâb-ı Allah’ın alanın büyüklüğünü düşününüz…[683]

17- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Kadının biri, bir kedi yüzünden cehenneme girdi. Kediyi bağlayıp ona bir şey yedirmediği gibi yeryüzünün böceklerini yeme isteğinden de nahrum bıraktı. Nitekim kedi bağlı olarak açlıktan öldü.”[684]

18- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Rahım (hısımlık), arşa asılıdır (yüksek mevki ve değerdedir) ve şöyle dua eder:

“Her kim teni kavuşturursa Allah’ da onu rahmetine kavuştursun ve her kim beni keserse (benden el çekerse) Allah da onu rahmetinden -mahrum et­sin.”[685]

19- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Rüzgâr, Allah’ın emir ve fermanıdır. Rahmet de getirir, azap da. Bu yüzden rüzgârı gördüğünüz zaman ona sövüp saymayınız. Yüce Allah’dan rüzgârın iyiliğini isteyip onun kötülüğünden Cenâb-ı Allah’a sığınınız.”[686]

20- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Rabbimiz, kulların ümitsizliğe düşmelerine ve kendinden başkasının onlara yakınlığına -güldü (yadırgadı).”[687]

Kulların Yüce Allah’ın rahmetinden ümit kesmeleri ve O’ndan başkasından medet ummaları gerçekten şaşılacak şeydir. Bütün varlıkların ve güçlerin kaynağı O’dur. O’ndan başkasına dayanan, ancak hüsran içinde­dir.[688]

21- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

Merhamet edenlere Allah-u Teâla Hazretleri rahmet eder. Yerdekilere rahmet ediniz ki, gökteki de size rahmet etsinler. Rahim (hısım­lık) – Rahman’ın bir koludur. Her kim onu kavuşturursa Allah da o kişiyi rah­metine kavuşturur. Ve her kim onu koparırsa Allah da onu rahmetinden mah­rum eyler.”[689]

22- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Hararetli (susuz) ciğerde (onu sulayan için) sevap vardır.”[690]

23- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Bir ölünün kemiğini kırmak, günah bakımından dirinin kemiğini kırmak gibidir.”[691]

24- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Her kimin küçük “yaşta çocuğu varsa onunla çocuk olsun (Onunla oynasın ve onu eğlendirsin.)”[692]

25- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Temiz (merhametli) kalbi olan kimseye Yüce Allah merhametli davranır.”[693]

26- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Her kim haksız (boş) yere bir serçe öldürürse, Cenâ’b-ı Allah kıyamet gününde onun hesabını (kendisine soracaktır.”[694]

Bu hadisin temamı şöyledir:

“Ey Allah’ın Resulü” denildi. “Serçe kuşunun hakkı nedir?” Sevgili Peygamber efendimiz:

“Onu kesip yemen ve başını koparmamandır.” diye buyurdu. Kuşun başı elle kopartılmamalı, keskin bir aletle kesilmelidir. Kuşları avlamakta ve şeriatın ön gördüğü şekilde kesmekte beis yoktur.[695]

27- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Merhamet, ancak bedbahtın yüreğinden çekip alınır.”[696]

28- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Cennete ancalk merhametli olan girer.”[697]

29- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Yürekleri kuşların yürekleri gibi olan kavimler cennete gireceklerdir.”[698]

Bu hadîste, yürekleri Allah korkusundan, kuş gibi titreyen kişiler kastedilmektedir.[699]

30- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Bir hastayı ziyeret eden bir kimse rahmetin içine girmiş olur. Hastanın yanında oturduğu zaman, rahmet kendisini kaplamaktadır.”[700]

31- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“(Kocasının vefatından sonra) çocuklarının evine bağlı o kadın cennette benimle beraberdir.”[701]

32- Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:

“Hayvanın sırtındakiler Mel’undur.”[702]

Hadisin sebebi: Resulüllah efendimiz, üç kişinin bir deveye bin­diklerini görünce:

“Lanet, Allah’ın rahmetinden uzak kalmak demektir. On­lar, bindikleri hayvana merhamet etmediklerinden kendileri de Allah’ın rah­metinden uzak kalmışlardır.” diye buyurdular. Bu hadisten anlaşılan mana şudur: Hayvana gücünden fazla yük yüklemek caiz değildir. Ancak taşıyabi­lecek güçte ise iki veya daha fazla kişinin bir hayvana binmesinde bazıları­na göre beis yoktur.[703]

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Risâle-i Nur’da Ramazan Bayramı Bahisleri

RİSALE-İ NUR’DA RAMAZAN BAYRAMI BAHİSLERİ 28. Lema 10. Nükte Nev-i beşerin ağlanacak gülmelerine, endişe-i istikbal …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Diyanet’ten Bazı İlahiyatçıların Kur’ân-ı Kerîm’le İlgili Açıklamalarına Cevap Geldi

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, son zamanlarda Kur’an-ı Kerim’in mahiyeti ve Kur’an’da yer alan kıssaların …

Kapat