Ana Sayfa / Yazarlar / Her daim galip olan inançlı insanlardır / Vehbi KARA

Her daim galip olan inançlı insanlardır / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Her daim galip olan inançlı insanlardır

Bombalar, silahlar, kurşunlar ve ölümler ile insanlarımızı karamsarlığa düşürüp hayalini kurdukları kirli dünyalarını gerçekleştirmek istiyorlar. Bunun için şimdi yeni bir piyon daha buldular. PKK’nın bir kolu olan PYD’yi devreye soktular. Ankara’da canlı bomba ile gerçekleştirdikleri kanlı eylemde çok büyük çoğunluğu asker olan 28 canımızı şehit ettiler.

Fakat üzülmeyiniz. Zira bizleri bir çemberin içinde hapsederek nefesimizi kesmek, asayişi bozmak için her yolu mübah gören harici ve dâhili katiller her daim mağlup olmaya mahkumdurlar. Zira biz Allah’a iman etmiş ve onun Resulü olan Hazreti Muhammed’e (asm) inanmış insanlar ölürsek şehit oluruz kalırsak da gazi olarak büyük ecir ve mükâfata ulaşırız. Zaten gideceğimiz yer olan sonsuzluk ülkesi olan ahirete şehit olarak gitmek bizler için en kısa ve güzel bir yoldur.

Lakin vatanımızı bölüp parçalamak için ABD, Rusya ve Suriye’deki zalim Esed güçlerinden destek alan bilumum terör örgütleri bilsinler ki onları hem bu dünyada hem de ruz-i mahşerde dehşetli bir azap bekliyor.

Masum bir insanı öldüren birisi bütün insanları öldürmüş gibi hüküm ve ceza uygulanır. Kuran’ın hükmüne göre bu bombalı eylemler ile insan canına kast edenler çok ağır bir ceza ile karşı karşıya kalacaklar. Sonsuz bir cehennem ve kabir azabı sizleri bekliyor ey katiller.

Şehit olmuş olan mazlum insanların belki 50 yıllık bir dünya ömrünü çaldınız. Zaten gidecekleri yere bu sefer ellerinde “şehadet” diploması ile uğurladığımız bu şehitlerimiz şimdi büyük bir huzur ve sükûnet içerisinde Rahmeti sonsuz olan Rabbimizin mükâfatını bekliyorlar. Peki bu canice ve kalleşçe bomba patlatmayı azmettirenler sizi ne bekliyor biliyor musunuz? Sonsuz bir cehennem azabını sizlere haber veriyorum.

Buradaki dostlarınız olan Amerikalı ve Ruslardan daha acımasız cehennem zebanilerine selamlarımı iletiniz. Onlar ile bu dünyadaki gibi sıkıntılı ve azaplı vakit geçireceğinizden hiç şüphem yok. Burada kıydığınız masum canlar karşılığında çekeceğiniz eziyetler Kuran’dan öğrendiğime göre çok dehşetli ve korkutucu. Lakin bunu siz istediniz ve Kuran’ın emirlerini dinlemeyip masum canlara kast ettiniz. Zarara kendi rızası ile girenin lehinde bakılmaz. Size acımak dahi gerekmiyor…

Amacınız İslam’ın hüküm sürdüğü bu topraklarda dinsizliğinizi gerçekleştirmek ve İslam’ın kutlu esaslarını bağrımızdan koparmak olduğunu biliyoruz. PKK, PYD, KCK ve daha nice örgütleriniz buna gayret ediyor. Fakat nafile bir çabadır bu zira bizleri Kuran’dan soğutamadınız, bilakis imanımızı güçlendirdiniz. Aramıza nifak sokmak istediniz lakin birlik ve beraberliğimiz pekişti. Kuran’ı bu topraklardan sökmek istiyorsunuz fakat boşuna. Allah nurunu tamamlayacaktır kafirler istemese dahi…

Belki bundan vazgeçmeyecekler! Lâkin, hiç tereddüt etmeyiniz. Başaramayacaklar! Mağlup oldular ve yine olacaklar!

Korkmayınız, gevşemeyiniz ve üzülmeyiniz. Ezan sesleri ile süslü bu İslam toprakları elbet mağlup olmayacaktır. Kat’iyen bilin ki, Rabbim bizimle beraberdir. Sadece onlara kısa bir mühlet vermiştir. O dehşetli mahşer gününde bu yaptıklarınızı inkar edemeyecek hepsinden mesul tutulacaksınız.

Allah’tan korkmayan ve Allah’tan habersiz olanlar biliyor musunuz sizlerin her yaptığınız tıpkı deve kuşunun başını toprağa gömmesi gibidir. Başınızı gömmeniz sizi bu dehşetli durumdan kurtaramaz. Gözlerini kapatan gündüzü sadece kendine gece yapar. Allah’tan izinsiz hiç birşey işler mi? Güneş ısıtır mı? Dünya döner mi? Yağmur yağar mı? Sinek dahi uçamaz.

O sonsuz kudret sahibi zat-ı akdes bizi izliyor ve an be an kontrol ediyor. Vücudumuzdaki 110 000 000 000 000 (110 trilyon) hücreden habersiz değildir. Ve her bir hücreyi 15 000 000 000 (15 milyar) atom zerresiyle donatmıştır. Ve de bunların hiçbirini başıboş bırakmayan, çeviren, döndüren, besleyen, Kayyum ism-i şerifiyle bir arada tutan Rabbimize sırtımızı dayasak bir avuç anarşist bize karşı koyabilir mi?

Kanı 30 m yüksekliğe fışkırtabilecek güçte kalbimizi yaratan, bir günde damarlarımızdaki kana ortalama 96.540 km yol yaptıran Cenab-ı Erhamurrahim bizi başıboş bırakır mı?

Elbette hayır! Güneş sistemindeki bizi, dünyamızı, meteorları, serseri küreleri, diğer galaksileri birbirine çarptırmadan, hızını eksiltmeden, yörüngesinden çıkarmayan; Samanyolu Galaksisi içindeki güneş dahil 250 000 000 000 (250 milyar) güneşleri yani yıldızları hiç yoktan aydınlatan, semamızda zînetlendiren, biribirine değmeden, temas etmeden döndüren Allah’ımız varken kahpe Moskof’un topu-güllesi tesir edebilir mi?

Elbette edemez!

Zerreden, Süreyya’ya herşeye hükmeden, bizim için arıya bal yaptıran, ineğe süt ürettiren, ağaca elma yetiştiren, buluta yağmur yağdırtan, dünyaya kaptansız ve rotasız hızını eksiltmeyen, yönünü şaşırtmayan, güneşe hayatî vazife yükleten Allah’a dayanmak ne güzeldir.

Bütün dünyanız başınıza toplansa ve topu-güllesiyle beraber gelseler elbette galip gelmediler, gelemediler, gelemezler ve de inşallah gelemeyecekler! Yeter ki; O’nun rahmetini celp ve cezbedecek işlerle meşgul olalım.

Yeter ki; tedbirimizi alalım. Yeter ki; ittifak edelim. Yeter ki; mazideki husumetlerimiz bir tarafa bırakalım. Kenetlenelim, birleşelim, meleklerin dahi alkışladığı tesanüde ve kardeşliğe fiili olarak zemin hazırlayalım. Saadetle ve huzurla yaşayalım. İşte Kuran bize müjde veriyor:

“Ey peygamber! Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlere de ki: Siz kısa zamanda bu dünyada yenilgiye uğrayacaksınız, ahirette de cehenneme sürüleceksiniz. Ne kötü yataktır orası.” (Ali İmran Suresi, 12)ardır

Bombalar, silahlar, kurşunlar ve ölümler ile insanlarımızı karamsarlığa düşürüp hayalini kurdukları kirli dünyalarını gerçekleştirmek istiyorlar. Bunun için şimdi yeni bir piyon daha buldular. PKK’nın bir kolu olan PYD’yi devreye soktular. Ankara’da canlı bomba ile gerçekleştirdikleri kanlı eylemde çok büyük çoğunluğu asker olan 28 canımızı şehit ettiler.

Fakat üzülmeyiniz. Zira bizleri bir çemberin içinde hapsederek nefesimizi kesmek, asayişi bozmak için her yolu mübah gören harici ve dâhili katiller her daim mağlup olmaya mahkumdurlar. Zira biz Allah’a iman etmiş ve onun Resulü olan Hazreti Muhammed’e (asm) inanmış insanlar ölürsek şehit oluruz kalırsak da gazi olarak büyük ecir ve mükâfata ulaşırız. Zaten gideceğimiz yer olan sonsuzluk ülkesi olan ahirete şehit olarak gitmek bizler için en kısa ve güzel bir yoldur.

Lakin vatanımızı bölüp parçalamak için ABD, Rusya ve Suriye’deki zalim Esed güçlerinden destek alan bilumum terör örgütleri bilsinler ki onları hem bu dünyada hem de ruz-i mahşerde dehşetli bir azap bekliyor.

Masum bir insanı öldüren birisi bütün insanları öldürmüş gibi hüküm ve ceza uygulanır. Kuran’ın hükmüne göre bu bombalı eylemler ile insan canına kast edenler çok ağır bir ceza ile karşı karşıya kalacaklar. Sonsuz bir cehennem ve kabir azabı sizleri bekliyor ey katiller.

Şehit olmuş olan mazlum insanların belki 50 yıllık bir dünya ömrünü çaldınız. Zaten gidecekleri yere bu sefer ellerinde “şehadet” diploması ile uğurladığımız bu şehitlerimiz şimdi büyük bir huzur ve sükûnet içerisinde Rahmeti sonsuz olan Rabbimizin mükâfatını bekliyorlar. Peki bu canice ve kalleşçe bomba patlatmayı azmettirenler sizi ne bekliyor biliyor musunuz? Sonsuz bir cehennem azabını sizlere haber veriyorum.

Buradaki dostlarınız olan Amerikalı ve Ruslardan daha acımasız cehennem zebanilerine selamlarımı iletiniz. Onlar ile bu dünyadaki gibi sıkıntılı ve azaplı vakit geçireceğinizden hiç şüphem yok. Burada kıydığınız masum canlar karşılığında çekeceğiniz eziyetler Kuran’dan öğrendiğime göre çok dehşetli ve korkutucu. Lakin bunu siz istediniz ve Kuran’ın emirlerini dinlemeyip masum canlara kast ettiniz. Zarara kendi rızası ile girenin lehinde bakılmaz. Size acımak dahi gerekmiyor…

Amacınız İslam’ın hüküm sürdüğü bu topraklarda dinsizliğinizi gerçekleştirmek ve İslam’ın kutlu esaslarını bağrımızdan koparmak olduğunu biliyoruz. PKK, PYD, KCK ve daha nice örgütleriniz buna gayret ediyor. Fakat nafile bir çabadır bu zira bizleri Kuran’dan soğutamadınız, bilakis imanımızı güçlendirdiniz. Aramıza nifak sokmak istediniz lakin birlik ve beraberliğimiz pekişti. Kuran’ı bu topraklardan sökmek istiyorsunuz fakat boşuna. Allah nurunu tamamlayacaktır kafirler istemese dahi…

Belki bundan vazgeçmeyecekler! Lâkin, hiç tereddüt etmeyiniz. Başaramayacaklar! Mağlup oldular ve yine olacaklar!

Korkmayınız, gevşemeyiniz ve üzülmeyiniz. Ezan sesleri ile süslü bu İslam toprakları elbet mağlup olmayacaktır. Kat’iyen bilin ki, Rabbim bizimle beraberdir. Sadece onlara kısa bir mühlet vermiştir. O dehşetli mahşer gününde bu yaptıklarınızı inkar edemeyecek hepsinden mesul tutulacaksınız.

Allah’tan korkmayan ve Allah’tan habersiz olanlar biliyor musunuz sizlerin her yaptığınız tıpkı deve kuşunun başını toprağa gömmesi gibidir. Başınızı gömmeniz sizi bu dehşetli durumdan kurtaramaz. Gözlerini kapatan gündüzü sadece kendine gece yapar. Allah’tan izinsiz hiç birşey işler mi? Güneş ısıtır mı? Dünya döner mi?Yağmur yağar mı? Sinek dahi uçamaz.

O sonsuz kudret sahibi zat-ı akdes bizi izliyor ve an be an kontrol ediyor. Vücudumuzdaki 110 000 000 000 000 (110 trilyon) hücreden habersiz değildir. Ve her bir hücreyi 15 000 000 000 (15 milyar) atom zerresiyle donatmıştır. Ve de bunların hiçbirini başıboş bırakmayan, çeviren, döndüren, besleyen, Kayyum ism-i şerifiyle bir arada tutan Rabbimize sırtımızı dayasak bir avuç anarşist bize karşı koyabilir mi?

Kanı 30 m yüksekliğe fışkırtabilecek güçte kalbimizi yaratan, bir günde damarlarımızdaki kana ortalama 96.540 km yol yaptıran Cenab-ı Erhamurrahim bizi başıboş bırakır mı?

Elbette hayır! Güneş sistemindeki bizi, dünyamızı, meteorları, serseri küreleri, diğer galaksileri birbirine çarptırmadan, hızını eksiltmeden, yörüngesinden çıkarmayan; Samanyolu Galaksisi içindeki güneş dahil 250 000 000 000 (250 milyar) güneşleri yani yıldızları hiç yoktan aydınlatan, semamızda zînetlendiren, biribirine değmeden, temas etmeden döndüren Allah’ımız varken kahpe Moskof’un topu-güllesi tesir edebilir mi?

Elbette edemez!

Zerreden, Süreyya’ya herşeye hükmeden, bizim için arıya bal yaptıran, ineğe süt ürettiren, ağaca elma yetiştiren, buluta yağmur yağdırtan, dünyaya kaptansız ve rotasız hızını eksiltmeyen, yönünü şaşırtmayan, güneşe hayatî vazife yükleten Allah’a dayanmak ne güzeldir.

Bütün dünyanız başınıza toplansa ve topu-güllesiyle beraber gelseler elbette galip gelmediler, gelemediler, gelemezler ve de inşallah gelemeyecekler! Yeter ki; O’nun rahmetini celp ve cezbedecek işlerle meşgul olalım.

Yeter ki; tedbirimizi alalım. Yeter ki; ittifak edelim. Yeter ki; mazideki husumetlerimiz bir tarafa bırakalım. Kenetlenelim, birleşelim, meleklerin dahi alkışladığı tesanüde ve kardeşliğe fiili olarak zemin hazırlayalım. Saadetle ve huzurla yaşayalım. İşte Kuran bize müjde veriyor: 

“Ey peygamber! Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlere de ki: Siz kısa zamanda bu dünyada yenilgiye uğrayacaksınız, ahirette de cehenneme sürüleceksiniz. Ne kötü yataktır orası.” (Ali İmran Suresi, 12)

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Kur’an Bize Yeter mi? / Doç. Dr. Niyazi BEKİ

Doç. Dr. Niyazi Beki KUR’AN BİZE YETER Mİ? (Sünnete/hadislere ihtiyaç yok mu?) Bir televizyon kanalında …

Kapat