Ana Sayfa / Yazarlar / Her Şeyden Evvel Bize Lâzım Olan Doğruluktur / Vehbi KARA

Her Şeyden Evvel Bize Lâzım Olan Doğruluktur / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Aldatma ve yalan üzerine kurulu Şeytan Örgütü FETÖ’nün üstesinden gelebilmenin tek bir yolu vardır; o da doğruluktur. Doğruluğu anlatıp yalanlarla hiçbir sonuç alınamayacağını bu tütsülenmiş beyinlere anlatmak gerekiyor.

Sibirya Ekspresi yazarı Grinko’nun dediği gibi: “Yalanlarla istediğin yere kadar gidebilirsin ama asla geri dönemezsin”. İşte şimdi FETÖ örgütünün karşı karşıya kaldığı durum budur. Örgüt lideri de her zaman yaptığı işi yaparak her konuda olduğu gibi bu 15 Temmuz 2016 darbesini dahi inkâr ediyor. Bu zındığa ve aldatmış olduğu insanlara gittikleri yolun çıkmaz sokak olduğunu birilerinin söylemesi lazım. Yalanlarla daha nereye kadar gidebilirsin ki? Zira her yalandan sonra başka bir yalan üretmek zorundasın. Merdane bu fena işi yaptığını itiraf edip hiç olmaz ise bundan sonrası için bir çıkış yolu bulma imkânı aramak gerekmez mi?

Aklı başında olan ve Feto büyüsünden kurtulabilmiş olanlara aşağıdaki ayet ve İslam âlimlerinin sözlerini hatırlatmak isterim:

“Allah şöyle buyuracaktır: Bu, doğrulara, doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur” (Mealli Kuran – Maide süresi ayet 119)

“Allah’a verdiğiniz sözde durun. Zira Allah sadıklarla beraberdir. Yalandan da uzak durun. Zira yalanla iman bir arada bulunmaz”. (Hz Ali)

“Muhammed-ül Emin Aleyhissalâtü Vesselâm’ı a’lâ-yı illiyyîne çıkaran sıdktır ve doğruluktur”. (Bediüzzaman, Sözler – 484).

Münazarat isimli eserinde aşiretleri gezerek irşat etmeye çalışan Bediüzzaman’a sorarlar:

Sual: Her şeyden evvel bize lâzım olan nedir?

Cevap: doğruluk.

S: Daha?

C: Yalan söylememek.

S: Sonra?

C: Sıdk, sadakat, ihlas, sebat, tesanüttür.

S- Yalnız? (bu kadar mı?)

C– Evet!

S- Neden?

C– Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır. Şu burhan (delil) kâfi değil midir ki; hayatımızın bekası, imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamıyladır.

Evet, eğer biz, doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra diğer dinlerin müntesipleri grup grup İslam’a dâhil olacaklardır.

Toplum hayatımızın esası olan sıdk ve doğruluğu içimizde ihya edip onunla manevî hastalıklarımızı tedavi etmek zorundayız. Sıdk ve doğruluk, İslâmiyetin hayat kaynağıdır. Allah’ı inkâr etmek bütün çeşitleri ile beraber bir yalancılıktır. İman ise sıdktır, doğruluktur.

Kurtuluş yalnız sıdkla, doğrulukla olur. Yani, en muhkem ve onunla bağlanacak zincir doğruluktur. Amma maslahat için yalan ise, zaman onu ortadan kaldırmıştır. Hiçbir nedenle hatta bir ailenin arasını bulmak için dahi yalan söylememek gerekir.

Bediüzzaman bütün hayatında “En menfaatli ve en iyi hile, hilesizlik olduğunu” düstur edinmiş, bütün müdafaalarında hak ve hakikat ve sıdk ve doğruluk esasını takip etmiştir. Bu sayede idamla yargılandığı mahkemelerden beraatla çıkmıştır.

Evet, her söylenilen doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değildir. Bazan zarar verse sükût etmek gerekir. Yoksa yalana hiç fetva yoktur. “Her söylediğin hak olmalı, fakat her hakkı söylemeğe senin hakkın yok. Çünki hâlis olmazsa sû’-i tesir eder; hak, haksızlıkta sarf olur”. (Bediüzzaman, Hutbe-i Şamiye 50)

Günümüzde gitgide ve gele gele doğruluk ve yalan ortasındaki mesafe azala azala, omuz omuza gelmiştir. Bir dükkânda, ikisi beraber satılmağa başladığı gibi, ahlâk da bozulmuştur. Propaganda-i siyaset, yalana fazla revaç vermiş yalanın müthiş çirkinliği gizlenip, doğruluğun parlak güzelliği görünmemeye başlamıştır. Bu zamanda zor bir iş olsa da hiç olmaz ise sonsuz hayatımızı kurtarmak ve ebedi yurdumuz ahiret için doğruluk şarttır.

“Yol ikidir: Ya sükût etmektir. Çünki söylenilen her sözün doğru olması lâzımdır. Veya sıdktır. Çünki İslamiyet’in esası, sıdktır. İmanın hâssası (özelliği), sıdktır. Bütün kemalâta îsal edici (yönlendirici), sıdktır. Ahlâk-ı âliyenin (yüksek ahlakın) hayatı, sıdktır. Terakkiyatın mihveri (dönüş merkezi) sıdktır. Âlem-i İslâm’ın nizamı, sıdktır. Nev’-i beşeri Kâbe-i kemalâta îsal eden, sıdktır. Ashab-ı Kiram’ı bütün insanlara tefevvuk ettiren (üstüne çıkaran) sıdktır. Muhammed-i Hâşimî Aleyhissalâtü Vesselâm’ı meratib-i beşeriyenin en yükseğine çıkaran, sıdktır”. (Bediüzzaman, İşarat-ül İ’caz – 82)

Rabbim bu mübarek Ramazan ayının hürmetine cümlemizi doğruluktan ayırmasın, amin…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Zübeyir Gündüzalp’in Fatih/fetih resmi dikkati

Merhum Rüştü TAFRAL Ağabey'in bir hatırası: ZÜBEYİR GÜNDÜZALP FATİH SULTAN’IN RESMİNE DİKKAT ÇEKTİ Üstadın birçok …

Kapat