بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

.

Hidayet Oyunları!

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ جَٓاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَأٍ۬ فَتَبَيَّنُٓوا اَنْ
تُص۪يبُوا قَوْماً بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلٰى مَا فَعَلْتُمْ نَادِم۪ينَ

Hucurat Suresi 6 / Ali Bulaç meali

Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu ‘etraflıca araştırın’. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, aynı oyuna 2 defa gelmez!)
(Buhârî- Edeb83; Müslim – Zühd¸ 63)

       

    ***

Hutuvât-ı Sitte adlı eser, Üstad Bediüzzaman Said Nursî tarafından 1920-1923 yıllarında İstanbul’un işgali sırasında, işgalci İngiliz ve Fransız propagandalarını çürütmek için yazılmış ve gizli gizli  dağıtılmıştır.

“ELHASIL: İslâmiyet muhabbeti, senin husumetini istilzam eder. Cebrail şeytan ile barışamaz.

Siyasetimizde en acınacak, en ebleh bir akıl varsa, o da öylelerin aklıdır ki; (…) milletinin ihtiras ve menfaatini, İslâmiyetin menfaat ve izzetiyle kabil-i tevfik görüyor.
Burada en sefil ve en ahmak kalb, öylelerin kalbidir ki, hayatı onun [İngiliz ve Fransız’ın] himayesi altında kabul eder. Hayatımızı onun himayeti altında kàbil görüyor.2 Çünkü, öyle bir şarta hayatımızı tâlik ediyor [bağlıyor] ki, muhal ender muhaldir.”

2- Allah kimseyi şaşırtmasın, şaşırtırsa süründürmesin, süründürürse çektirmesin, çektirirse rezil etmesin, rezil ederse perişan etmesin, perişan ederse sersem, âvâre etmesin!
Hutuvatı Sitte

   

  **

“BEKLENEN MÜJDE GELDİ!!!”

“Avrupa’daki İslami kuruluşlar başkanı diyor ki:
Gazze’den önce bir günde en fazla 80 kişi müslüman olmuştu.

Fakat Gazze olaylarından sonra
Fransa’da, bir günde 400’den fazla kişi müslüman oldu.

En acibi müslüman olanlar gençler ve özellikle genç kızlar.

Gazze’den sonra Fransa’da 20 binden fazla genç müslüman oldu. 18 yaşından küçüklere anne veya babaları olmadan şahitlik belgesi vermiyoruz. Buna çok şaşırıyoruz.
Gençlerden bazıları bunu biliyorlar ve anne veya babalarıyla birlikte geliyorlar. Ve anne ve babaları, çocuklarının Müslüman olduğuna şahitlik ediyorlar.”

“Onlara soruyoruz: “Neden İslam’ı seçtiniz?”

Diyorlar ki: “Gazze’de yaşananlar sebebiyle.
Orada bazı insanlar gördük. Biz Gazze’de Allah’ı gördük. Gazze’de, kendisine hakkıyla ibadet edilen gerçek bir İlah gördük. Orada inancı gördük. Hamdi, şükrü ve sabrı gördük.
Orada öldürülen, evleri ve malları yıkılıp yok olan insanlar gördük. Ancak onlar buna rağmen acayip bir inanç içindeydiler…”

Yukardaki sözler internette dolaşan bir vidyodan aynen alıntı.

Şimdi bu anlatılanları sorularla kritik edelim.

1 – Bu vidyo niye Gazze gasbedilip viraneye dönerken piyasaya sürüldü?

2- Avrupa’daki İslami Kuruluşların adı ve başkanı kim?

Çünkü Avrupa’da birçok İslami kuruluş var!

3- Bu İslami kuruluş başkanı niye kendi çıkıp bu müjdeyi açıklamıyor da; Fransa’da Arapça konuşan genç ve sakallı birine açıklatıyor?

4- Filistin / Gazze bir ölüm kalım savaşı verirken bu kimse “Gazze’den önce, Gazze olayları..” şeklinde gayet duyarsız ve mantıksız şeyler söylüyor?

Gazze’den önce ne demek ne manaya geliyor anlayan var mı?
Milatttan önce ve sonra gibi!

5- Fransa’da Gazze’den önce bir günde en fazla 80 kişi müslüman olmuşmuş!

Peki bu tarih ne zaman, hangi yıl ve gün?

Üstelik yeni müslüman olan bu kimselerin; adı soyadı şehri resmi vidyosu mesleği ve müslümanlık hakkındaki düşünceleri neler?

Öyle ya bir kişinin hayatındaki en önemli hidayet dönüşümü, sadece bir rakamdan ibaret olabilir mi?

6- “Gazze’den sonra” sadece birgünde 400 Fransız genci ve çoğu genç kız müslüman olmuş!

Böyle bir şey niye uluslararası hiç bir medyada yer almadı?

Aldı da biz mi görmedik?

Öyleyse bu merdiven altı, özel kara propaganda vidyosu niye korsan şekilde servis ediliyor?

Neden hiç bir basın yayın ilkesi bu vidyoda görülmüyor?

Nerde ne zaman neden niçin kim ve adı soyadı haadi kişinin resmi ve  özfikirleri niye saklanıyor?

7- “Gazze’den sonra” Fransa’da 20 binden fazla genç çoğu da genç kız müslüman olmuş!

20 binden fazla Fransız demek; çoğu genç kız bir küçük şehir demek!

Bu hidayet vakası dünyayı sallaması lazım!

Fransız medya siyaset ve devleti ayağa kalkıp isyan ederdi böyle olsaydı!

O Fransa ki; müslümanları ateş su arasında, akrebin kıskacında yoğuran bir devlet!

Kısaca; bu “Beklenen Müjde!!!” korsan vidyosu, Fransız istihbarat yapımı bir kamu diplomasisi çalışması…

Hem de pek aptalca ve delilsiz.
Ama buna rağmen müslümanlar ve bazı Nur talebesi medyalarında bile  rağbet buldu ve yayınlandı!

Vidyonun özü:
Eyy hidayet kumpasına! alışkın müslümanlar!

Gazze soykırımına sevinin ve mutlu olun!

Gazze’ye hiçbir yardımınız yok, bari yalancı hidayet haberleriyle; iyice mayışın, uyuşun ve kendinizden geçin!

Bu sahtekarlıkta biz tarihten beri ustayız siz de müptelasınız..

Öyleyse oyuna devam, mütecavizlerden memnun olup, dua etmeye ve teşekküre  devam edin!.. demektir.

          

*

Napolyon 1798’de Mısır’ı işgal ettiğinde önde gelen müslüman temsilcilerle…

Napolyon’un da Müjdesi Vardı!

Napolyon Bonapart 1798’de Mısır’ı işgale kalktığı zaman müslüman halkı yanına çekebilmek için bir bildiri yayınlamış:
“Buraya gaspedilmiş haklarınızı iade için geldim. Ben, Allah’a Mısır’ın başında olan Memlükler’den daha fazla inanıyorum. Hazreti Muhammed’e ve hayran olduğum Kur’an-ı Kerim’e büyük hürmet gösteriyorum” demişti.

Beyannamede şöyle deniyordu:

“Kafkas dağlarından ve Gürcistan’dan getirilmiş olan Memlükler, dünyanın en güzel yerini çoktan beridir zulüm altında tutuyorlar.
Fakat her şeye kadir olan Allah artık bu hükümdarlığın son bulmasını emretti.
Ey Mısırlılar!
Size, benim buraya dininizi yıkmak için geldiğim söylenecektir.
Bu açık bir yalandır, inanmayınız.

Zalimlere benim buraya gaspedilmiş haklarınızı iade için geldiğimi, Allah’a Memlükler’den daha fazla inandığımı ve Hazreti Muhammed ile hayranlığımı celbeden Kur’an-ı Kerim’e hürmetkâr olduğumu söyleyiniz.
Nerede verimli arazi, kıymetli elbiseler, güzel esirler ve mükemmel evler varsa, hepsi Memlükler’e ait.
Eğer Mısır onların çiftliği ise Allah’ın bunu onlara verdiğine dair tapu senetlerini göstersinler. Allah adildir ve merhametlidir. Bundan böyle herkes idareye ortak olacak ve mutlu şekilde yaşayacak.”

Habertürk/ Murat Bardakçı-30.06.2015 – 08:30

Hüseyin Çeşitcioğlu