Ana Sayfa / Yazarlar / Hikmet-i Ezeliye

Hikmet-i Ezeliye

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

HİKMET-İ EZELİYE

Aziz Kardeşlerim!
HİKMET-İ EZELİYE sahibi Zat-ı Zü’l-Celal’in,
şu kâinatı yaratmasında pek çok gaye ve makasıdı vardır.
Bu gaye ve makasıdın en ehemmiyetlisi iki noktadır:
Birincisi:
Yarattığı her harika masnuu ile her biri birer hazine hükmünde olan bin bir isim ve sıfatını tanıttırmak; mukabilinde nev’-i beşerden iman istemektir!..
İkincisi:
Şu kâinat çarşısında sergilediği nimetleriyle de bin bir isim ve sıfatıyla kendisini sevdirmek; mukabilinde, nev’-i beşerden şükür ve ibadet istemektir!..

İŞTE BU İKİ EHEMMİYETLİ NOKTANIN TAHAKKUKU İÇİN, PEYGAMBERLERİ GÖNDERMEK,
O HİKMET-İ EZELİYENİN MUKTEZASIDIR!..
Zira nev’-i beşerin, tek başına bu hakikatleri çözmesi ve mucibince amel etmesi mümkün değildir.

Bu yüksek vazifeyi peygamberler içinde en mükemmel bir surette ifa eden hiç şüphesiz
MUHAMMED-İ ARABÎ (ﷺ)’dır.
O halde RİSALET-İ MUHAMMEDİYE ((ﷺ) olmasa idi, ŞU KÂİNAT DA OLMAZDI, denilebilir ve denilir ve öyledir!..

Evet, muallimsiz bir kitab, manasız sahifelerden ibaret olduğu gibi;
şu haşmetli kitab-ı kebir-i kâinat da şayet muallimsiz olsa, elbette manasız sahifelerden ibaret olur.

Bütün ehl-i akıl ve naklin ittifakı ile şu kitab-ı kebir-i kâinat, elbette bir muallim,
bir dellal, bir rehber, bir vassaf, bir teşhirci ister!..

İşte mezkûr sıfatlarla muttasıf zevat-ı âliye,
hiç şüphesiz peygamberan-ı izam ve onların reisi olan Hazret-i Muhammed (ﷺ)’dır.!..
Hattâ denilebilir ki;

Herbir faaliyette bir lezzet nev’i vardır;

belki herbir faaliyet, bir çeşit lezzettir. (Mektubat)

Nitekim Muhyiddin-i Arabî,
Ben gizli bir hazine idim.
Bilinmek istedim, mahlukatı yarattım”
hadîs-i kutsi’sinin beyanında,
“Mahlûkatı yarattım ki, Bana bir ayna olsun ve o aynada cemâlimi göreyim.” (İşaratü’l-İcâz)
Demek ki, insanoğlu için,
Allah’ı (ﷻ) tanımaktan ve O’na (ﷻ) muhabbet edip,
İman-ı Billah, marifetullah, Muhabbetullah mertebelerin de;
O’nun (ﷻ) rızasını dilemekten,
Muhabbetle, O’nun(ﷻ) yakınlığını talep ve
‘O ESMÂ-İ HÜSNA’SINA ŞAHİTLİK MÜŞERREFİYETİNE’
nail olmaktan daha önemli bir mesele ve dava yoktur!..
İşte bunun adı UBUDİYYET makamıdır!..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Said Molla, Molla Said Farkı

"Ya İstiklal ya Ölüm" dizisinde "SAİD MOLLA" adı da geçiyor. Onu "Bediüzzaman"la karıştıranlara "echel" diye …

Kapat