Ana Sayfa / Yazarlar / Hile – Kurnazlık Çıkmazı

Hile – Kurnazlık Çıkmazı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

HİLE – KURNAZLIK ÇIKMAZI

 

“Nasıl ki bir yaprak, ancak bütün ağacın sessiz bilgisi ve isteği olmadan sararmazsa, suç işleyen de toplumun gizli isteği olmadan o suçu işleyemez.”

Halil Cibran

 

“Bağı süsleyen bülbüldür, fakat inciri kargalar yer.”

Nizamî

 

“Doğruluk kutup yıldızı gibi yerinde durur. Geri kalan her şey onun etrafında döner.”

Japon Atasözü

 

“Kurnaz kedi, pençesini göstermez.”

Atasözü

 

“Eğer bir fare kediye gülüyorsa, yakınlarda bir delik var demektir.”

Nijerya Atasözü

 

ŞAMPİYONLAR
Bir sahilde denize giren genç, elbiselerinin çalınmasından endişe ediyordu. Düşündü taşındı, bir çare buldu kendince.
“Bu Elbiseler Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu’nundur” diye yazdığı notu, elbiselerinin üstüne koydu.
Denizden çıktığında, elbiselerin yerinde yeller esiyordu. Yalnız, kendisininkine benzeyen bir not vardı:
“Bu elbiseleri çalan Dünya Maraton Şampiyonudur.”

 

KARAMAN’IN OYUNU
Karamanoğlu Mustafa Bey’i esir alan Çelebi Mehmet, Mustafa Bey’e sorar:
– Bir daha Osmanlıya kılıç çekecek misin?
Mustafa Bey elini göğsüne koyarak:
– Bu can, bu tende kaldıkça sultanım, böyle bir şey olmayacak.
Padişah da onu affeder. Karamanoğlu Mustafa Bey, huzurdan çıkar çıkmaz, önceden koynuna koyduğu güvercini salıverir. Bir yandan da şöyle mırıldanır:
– İşte, bu can bu tenden çıktı.

 

TİLKİ AVI
Avcılar, yanlarına aldıkları köpekleriyle tilki avına çıkarlar. Ormanda, ağaç kovuğuna saklanmış bir tilkiyle karşılaşırlar.
Avcılar, köpekleri cesaretlendirmek için:
– Haydi aslanlarım! derler. Yakalayın şunu.
Tilki bu uyanık ya… Köpeklerin sesini duyar duymaz delikten şimşek gibi fırlar. Tabii köpekler de peşinden…
Tilki, şöyle bir daire çizip tekrar yuvasına döner.
Kurnaz tilki, ağaç kovuğunun öbür tarafından çıkıp tekrar koşmaya başlar. Bir tur attıktan sonra yeniden ağaç kovuğuna döner.
Zavallı köpeklerde derman kalmamıştır. Dilleri bir karış dışarıda, gözleri tilkinin girdiği deliktedir.
Tilki, yine deliğin öbür ucundan çıkıp uçarcasına kaçmaya başlar.
Avcılar; tilkinin, köpekleri dermansız bırakan bu performansı karşısında şaşkındırlar.
Kaçan tilki bir daha geri dönmez. Ormanın derinliklerine süzülür.
Avcılardan en yaşlı olanı, ağaç kovuğuna dikkatle bakar. Hatta yuvanın içini sopa ile kurcalar. Tam o sırada delikten bir tilki fırlamasın mı? O da ormanın içlerinde kaybolur. Önceki tilkinin geri dönmediğini unutmayalım.
Avcılar ve köpekleri oldukları yerde donakalırlar. Avcılar ağacın kovuğunda iki tilki olduğunu anlarlar. Meğer iki tilki nöbetleşe koşuyorlarmış. Biri koşarken öbürü dinleniyormuş.
Böylece tilkiler, hem canlarını kurtarırlar hem de avcılara unutulmaz bir ders verirler.

 

SALATALIK YETİŞTİRMEK
Kadın, hapishanede yatan eşine şöyle bir mektup yazdı:
“Sevgili kocacığım,
Evimizin bahçesinde salatalık yetiştirmek istiyorum. Bu işi kime yaptırmamı ve bunun için kaç dolar ödemem gerektiğini yazar mısın?”
Adam, mektubunda:
“Karıcığım,
Sakın bahçeye dokunma. Çünkü soygundan sonra bütün paraları oraya sakladım.”
Bir hafta sonra adam, eşinden bir mektup daha aldı:
“Kocacığım,
Ne oldu bilmiyorum; ama dün buraya birkaç adam geldi ve bahçemizi kazarak delik deşik ettiler.”
Kocası, son mektubunda şöyle yazdı:
“Salatalıkları yetiştirmeye şimdi başlayabilirsin karıcığım…”
Hapisteki adamın uyanıklığını gördünüz mü? Bahçesine hazine sakladığını öğrenen birileri, hazineyi ele geçirmek amacıyla bahçeyi alt üst ediyor. Yani bahçe, çapalanıyor. Böylece salatalık ekilecek kıvama gelmiş oluyor.

 

BAŞKÖŞE
Papa X Leon bilginleri korurmuş. Bir simyacı kendisine, bakırı altına çevirmenin sırrını bulduğunu söyleyerek mükâfat istemiş. Papa da bunu kabul etmiş.
Ödülün verileceği günü iple çeken simyacı, yüklü bir bahşişin verileceğini düşünerek papalığa gelmiş. Nihayet görevli, boş bir kese getirip papanın şu sözünü bildirmiş:
– Altın yapmayı bildiğinize göre, sizin başka şeye ihtiyacınız yok demektir. Yaptığınız altınları bu keseye doldurabilirsiniz.

 

SİYANÜRLÜ KARPUZ
Köylü, karpuz tarlasına çocukların dadandığını ve pek çok karpuzun kesildiğini fark etti. Epeyce düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi. Levhada şunlar yazılıydı:
“Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edilmiştir.”
Köylü, ertesi akşam karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Adam, savaş kazanmış bir komutan gibi hafta sonu tarlasını kontrol ediyordu. Karpuzlarına keyifle baktı. Eksik yoktu. Fakat kendi levhasının yanına asılan bir yazı dikkatini çekti. O levhada şunlar yazılıydı:
“Şimdi o karpuzlardan iki tane var!”

 

ELLER ÜSTÜNDE TUTULANLAR
Kurnazlık işe yarasaydı, tilkiler ormanların sultanı olurdu. Oysa onlar, hâlâ karınları sırtında, küllüklerde tavuk bekliyor. Ya da aslanların artıkları peşinde koşuyorlar.
Toplumda, kurnazlığı ile ünlenmiş kişiler vardır. Bunların, diğer insanlar tarafından sevildiklerini söylemek zordur.
Hayatta eller üstünde tutulanlar, şerefleriyle çalışıp kazananlardır.

Mahir Duman

Yazar : Mahir DUMAN

1955’te Ankara, Kızılcahamam Hıdırlar köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. 1979’da Bursa Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde çalışmaları neşredildi. İstanbul'da yayımlanan bir gazetede Şamil İmamoğlu müstearı ile günlük yazıları yayınlandı. Köprü, Zafer, Sur, Diyanet Çocuk, Kültür Dünyası, Moral Dünyası, Kültür Edebiyat, Tepe Edebiyat, Üslup… gibi dergilerde denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. Bir gazetenin düzenlediği makale yarışmasında birincilik ödülü aldı. Edebiyat ve Türkçe öğretmeni olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çalıştı. 2008 yılında emekli oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayınlanmış eserleri: 1. Çocukluktan Gençliğe (Çocuk Eğitimi) 2. Harman (Osman Suroğlu ile) 3. Espri Dükkânı 4. Moral Saati 5. Güller ve Dikenler (Osman Suroğlu ile) 6. Sevgi Zaferdir 7. Tebessüm Saati 8. Onların Penceresinden 9. Bizim Köyün Öyküsü 10. Söz Güzeli 11. Gülümseyen Sözler 12. Bahar Bestesi 13. Gönüller Sultanına 14. Güldüren Düşünceler

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Zifiri Karanlıkta Bir Kibrit Çakmak!

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ .    Zifiri Karanlıkta Bir Kibrit Çakmak! .    A'râf / 181. Ayet …

Kapat