HIRS – KANAAT
“Kısmetine razı olmayan kuldan, Allah razı olmaz.”
Sadi Şirazî
“İtten çok pabuç aşıran olmaz, yine de yalın ayak gezer.”
Atasözü
“En kötü dostlar, hırs ve midedir.”
Alman Sözü
“Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulamaz.”
Atasözü
“Yeryüzünde bütün ıstıraplar, aza kanaat etmemekten doğar.”
Firdevsî
BUNDA DA BİR HAYIR VAR
Gece karanlığından yararlanan tilki, köylünün biricik horozunu kapar. Adam dert etmez.
– Bunda bir hayır olmalı, diye düşünür.
İkinci gece de eşeğini kurt yer. Köylü:
– Bunda da bir hayır vardır, deyip canını sıkmaz.
Üçüncü gece, komşularının köpekleri, onun köpeğini boğar. Bizimki yine şöyle söylenir:
– Bu işte de bir hayır vardır.
Ancak hanımının sabır taşı çatlar:
– Bütün varlığımız gitti. Hayır bunun neresinde? diye feryat eder.
Köylünün, hâlâ morali yerindedir.
Ertesi gece köye baskın yapan eşkıyalar, köylülerin neyi var neyi yok talan ederler. İnsanları da öldürürler. Fakat onlara hiçbir şey olmaz. Çünkü horozları yok ki ötsün, köpekleri yok ki havlasın, eşekleri yok ki anırsın… Evi boş sanan soyguncular bizimkilere zarar veremezler.
Köylünün hanımı, kocasından özür diler. Bizimkinin dilinde aynı sözler vardır:
– Hanım, bunda da bir hayır vardır!
KEDİNİN SONU
Kedinin biri, yaşlı kadının evine iyiden iyiye alışmıştı. Kadıncağızın halinin perişan, geçiminin de kötü olduğunu gördü.
Sonunda sefaletten usandı. İyi beslenmek için padişahın mutfağına kaçtı. Sultanın hizmetçileri zavallı kediyi ok yağmuruna tuttular. Kedi bir taraftan kaçıyor, bir yandan da şöyle söyleniyordu:
– Eğer bu okçunun elinden kurtulursam, koca karının viranesinde farelerle yetineceğime yemin ediyorum.
Arkadaş, senin bal diye bayıldığın şey, arının iğnesine değmez. Kendi pekmezine kanaat daha iyidir.
Sadi Şirazî
BİR EŞEK HİKÂYESİ
Şeyhî’nin Harnâme’sini bilirsiniz. Öykünün özeti şu: İnadına zayıf, kemikleri dışarı fırlayacakmış gibi duran eşeği, sahibi beslensin diye çayıra salar. Eşek, orada semiz öküzleri görür. Ancak bir şey kafasına takılır: Neden öküzler böylesine gösterişli, kendisi neden bu denli zayıftır?..
Bu ince meseleyi, güngörmüş bir büyüğüne danışır. Öküzlerin böylesine şişman, kendisinin çelimsiz oluşunun hikmetini sorar.
Akıllı eşek durumu izah eder: Öküzü yaratan Allah, onu geçim vasıtası yapmış. Her zaman tarlada çalıştığından arpa, buğdayla beslemiş. Önemli işler gördüğünden boynuzdan bir taçla da ödüllendirmiştir. Onun için böylesine etli butludurlar.
Eşek söylenenleri anlamış(!). Yeni yeşermiş bir ekin tarlasına dalmış. Güya ekin hasat ediyormuş. Mahsulü harap etmiş. Doyunca da anırmaya başlamış. Sesi duyan tarlanın sahibi çıkagelmiş. Eşeğe güzel bir sopa çekmiş. Üzerinde birkaç değnek kırmış. Yine de hırsını alamayan adam, eşeğin kuyruğunu, kulağını kesmiş.
Can havliyle kaçan eşeğin şöyle dediği duyulmuş: “Yazıklar olsun bana! Boynuz isterken, kulaktan da oldum!..”
REZZAK O
Yazar A. Erkan Kavaklı’ya bir zamanlar şöyle sormuştum:
– Hocam, İstanbul gibi bir şehirde tek maaşla nasıl geçiniyorsunuz?
Erkan Bey’in cevabı, onun tevekkül anlayışını gösteriyordu:
– Kardeşim, rızık Allah’tan. İstanbul’da yaşayanların da Rezzak’ı O değil mi?
Mahir Duman
- Mal – Mülk - 6 Haziran 2024
- Kulluk - 19 Mayıs 2024
- Konuşma - 16 Nisan 2024
- Kitap - 4 Nisan 2024
- Kibir – Tevazu - 21 Mart 2024
- Kardeşlik – Yardımlaşma - 9 Mart 2024
- Kahramanlık – Korkaklık - 21 Şubat 2024
- Kadın – Erkek Dünyası - 12 Şubat 2024
- Bir Adım Öteye… - 1 Şubat 2024
- İnsan Olmak - 27 Ocak 2024