Hizmet Rehberinden – 2
Dürdüncü Hatve’de külli şeyin hâlikün illâ veche, dersini verdiği gibi nefis kendini serbest ve müstakil ve bizzat mevcut bilir. Ondan bir nevi rububiyet dava eder. Mabuduna karşı adavetkârane bir isyanı taşır. İşte gelecek şu hakikatı derk etmekle ondan kurtulur. Hakikat şudur ki,
Herşey nefsinde mana yı ismiyle fanidir, mefkuddur, hadistir, madumdur. Fakat mana-yı harfiyle ve Sani-i Zülcelalin esmasına ayinedarlık cihetiyle ve vazifedarlak itibariyle şahiddir, meşhuddur, vaciddir, mevcuttur,
Şu makamda tezkiyesi ve tathiri şudur ki vücudunda adem, ademinde vücudu vardır. Yani kendini bilse, vücut verse kâinat kadar bir zulumat-ı adem içindedir. Yani vücud-ı şahsisine güvenip, Mucid-i Hakikiden gaflet etse yıldız böceği gibi bir şahsi ziya-yı vücudu nihayetsiz zulumat-ı adem ve firaklar içinde bulunur boğulur. Fakat enaniyeti bırakıp bizzat nefsi hiç olduğunu ve mucid-i hakikinin bir ayine-i tecellisi bulunduğunu gördüğü vakit bütün mevcudatı ve nihayetsiz bir vücudu kazanır. Zira bütün mevcudat esmasının cilvelerine mazhar olan Zat-ı Vacib ül Vücudu bulan bir kalb herşeyi bulur. M 460
Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan ve tenasi edilse ezhan enelere dönüp etrafında gezerler M 472
(yani insan idealinden uzak yaşar veya unutursa gaye kendi olur kendini düşünür savunur bir enaniyet olur)
Bir fikre davet cumhur-ı ülemanın kabülüne vabestedir. Yoksa davet bidattır reddedilir. M 470
Her önümüze gelen fikri başkalarına anlatamayız, âlimlerin tamamının büyük alimlerin kabul etmediği bir fikir davete açamayız.
İhsan-ı ilâhîden fazla ihsan ihsan değildir. Herşeyi olduğu gibi tavsif etmek gerektir. M 473
Cemaatte vahid-i sahih olmazsa cem ve zam (artmak çoğalmak) kesir darbı gibi küçültür insanlar da sıhhat ve istikamet ve vahdet olmazsa ziyadeleşmekle küçülür bozuk olur kıymetsiz olur. M 475
Sıhhat ve istikamet ve vahdet olmazsa cemaat az olsun ama bu keyfiyetler hakkiyle olsun o zaman azlık kıymet getirir, yoksa sayının artması ile artmakla çoğalır ama küçülür bozuk olur, kıymetsiz olur. Bugün için çok önemli bir konu. Sıhhat istikamet ve vahdet ile çok olmalıyız yoksa…
Bence bu zamanda en büyük bir ihsan bir vazife iman kurtarmaktır, başkalarının imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır.
Sakın benlik ve gurura medar şeylerden çekin. Tevazu, mahviyet ve terk-i enaniyet bu zamanda ehl-i hakikate lazım ve elzemdir. Çünkü bu asırda en büyük tehlike benlikten ve hodfuruşluktan ileri geldiğinden ehl-i hak ve hakikat mahviyetkârane daima kusurunu görmek ve nefsini itham etmek gerektir.
Tevazu mahviyet ve enaniyet günümüzde çok önemsenmiyor, tehlike..
“Madem sizde büyük bir himmet ve kuvvetli bir iman var, tam bir tevazu ve mahviyetle, sebatkârane Risale-i Nur a şakird ol. Ta binler belki yüzbinler şakirtlerin şirket-i maneviye-i uhreviyelerine hissedar ol. Ta senin hayırların iyiliklerin cüziyetten çıkıp küllileşsin ahirette tam karlı bir ticaret olsun. S Nursi Tr 482
Tevazu mahviyet ve sebat ne kadar önemli. Düşünmek gerek.
Prof. Dr. Ahmet Nebil Soyer
- On Dokuzuncu Söz Üzerine - 26 Eylül 2023
- Bir Gece Şiiri - 22 Eylül 2023
- Bülbül Şiiri / Mehmet Akif ERSOY - 11 Eylül 2023
- Hizmet Rehberinden – 2 - 3 Eylül 2023
- Malazgirt Savaşı ve Türk – Kürt Kardeşliği - 26 Ağustos 2023
- Hizmet Rehberinden - 24 Ağustos 2023
- Hikmet-i Amme, Umumî Hikmet - 17 Ağustos 2023
- Güzellik ve Peygamber - 13 Ağustos 2023
- Güzel ve Estetik Yorumlar - 11 Ağustos 2023
- Bakmak, Görmek ve Göstermek - 9 Ağustos 2023