Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Hoca Abdülmecid Efendi

Hoca Abdülmecid Efendi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bu yazımızda ilim irfan adamı Tosyalı Hoca Abdülmecid Efendi Hakkında bilgiler sunacağız.

Abdülmecid Efendi Tosya’da doğmuştur. Tam olarak ismi, Abdülmecîd b. eş-şeyh Nasûh b. İsrail et-Tosyavî el-Amasyavî er-Rumî el-Hanefî es-Sûfî’dir. Kastamonu Vilayet Salnamelerinde “Hoca Abdülmecid” olarak geçer. Müellifin Babası Şeyh Nasuh’tur. Şeyh Nasuh, Şeyh Tacüddin-i Karamanî’den icazet almış olup Zeynîlik görüşüne mensuptur.  Dolayısıyla babasının postnişini olması hasebiyle bu durum onuna ilminin şekillenmesini etkilemiş ve tasavvufi bir hareket olan Zeynîlik anlayışı içinde yetişmesine vesile olmuştur. Şeyh Abdümecid Efendi’nin doğum tarihi ile ilgili elimizde mevcut bir bilgi yoktur. Hakk-ı Rahman’a kavuşuşunun tarihi hakkında da farklı görüşler mevcuttur. 1552, 1565, 1588 tarihleri zikredilirken mezarına 1566 yılı yazılmıştır.

Hoca Abdülmecid Efendi Anadolu’da ilim ve irfana büyük katkıda bulunmuş, yaşadığı yerde de insanın yetişmesini önemli ölçüde katkı sağlayan çok yönlü bir şahsiyettir. İlim ile meşgul olup öğrendiğini uygulaması ve diğer insanlara uygulamada örnek olması ve ilmini paylaşması onu âlim, müfessir ve sufi olarak tanınmasını sağlamıştır. Kendisi hayatına 50 küsur eseri sığdırmayı başarmıştır. Dile kolay… Öyle ki kendisinin Türkiye’de bulunan çeşitli yazma eserler kütüphanelerinde ve diğer kütüphanelerde eserlerinin çoğu mevcuttur.

O;

Tefsir alanında 9,

Kur’an İlimleri alanında 7,

Hadis alanında 5,

Kelam alanında 2,

Tasavvuf alanında 13,

Fıkıh alanında 4,

Diğer alanlarda 12,

Tercüme alanında ise 5 eser vermiştir. Toplamda ise son çalışmalara göre 57 eserinin olduğu anlaşılmaktadır. Farsça ve Arapça dilini iyi derecede bilmektedir. Kendisi Farsça bir eseri de tercüme de etmiştir. Hoca Tefsir ilmine ayrı bir önem vermiştir. Fakat tam manasıyla tefsir kitabı ortaya koymamıştır. İrşad yönü ağır basan, toplumun saadetini amaçlayan, pratik açıdan insana yardımcı olacak ameli ayetleri tefsir ettiği anlaşılmaktadır. Hoca’nın yaşadığı asırdaki insanların manevi boşluklarını doldurmayı hedeflediği yukarıda verdiğimiz bilgiden anlaşılmaktadır. Örneğin Müellif, “fevz” ile “necat” kelimelerinin geçtiği ayetlerini toplamak ve tefsir etmek için, el- Fevzü’l-Azîm adlı eseri meydana getirmiştir. Genelde bu şekilde tefsir çalışmaları yapmıştır.  

De ki: “Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir” mealindeki âyetin tefsirini yapan müellif, daha sonra bu âyeti şu şekilde nazmetmiştir:

“Çün ihsân eyledi buyurdu Allah,

Dedi lâ taknetû min rahmetillâh

Ümîdin kesme kim bârân-ı gufrân,

İder bir katresi bin zenbi vîrân.”

Tasavvuf alanında da 13 eseri mevcuttur. Bunlardan biri “Riyazu’n-nâsihin” dir. Burada Zühd kelimesini irdeler ve bu kelimeyi üçe ayırır; “ze” harfinin terk-i zînet “he” harfinin terk-i hevâ, “dâl” harfinin ise terk-i dünya anlamına geldiğini söylemektedir. Bu çalışmasında nefsini arındırma, şeytandan korunma ve cenneti kazanma yollarını işlemiştir.

Hatta kendisinin şairlik yönü bile vardır. Bursalı Tahir Efendi eserinde onun bir gazeline yer vermiştir; (bkz. Bursalı Mehmed Tahir Efendi, Osmanlı Müellifleri, s.45.)

Gel ey tâlip ko esmâyı müsemmâdan haberdâr ol
Sakın olmıyasın âmâ muammâdan haberdâr ol

Hicâb-i isimle olma müsemmâdan sakın mahcup
Gider benlik hicâbını bu mânâdan haberdâr ol

Ne kim var iki âlemde vücut haktır cümle
Bu remzi anla ey ârif bu îmâdan haberdâr ol

Fenâ câmiyle nûş eden hemîşe nişnî aşkın
Bekâ bezminde şâd olur bu sahbâdan haberdâr ol

Girüp pazâr-ı aşk içre bugün derd-i ilâhî ol
Virüp nâzı niyâz iste bu sevdâdan haberdâr ol

Eğer mecnun-i aşk isen mecidî hüsn-i Leylâya
Göz ayırma cemâlinden temâşâdan haberdâr ol.

Kastamonu Yazma Eserler Kütüphanesinde bulunan eserleri;

1-Feridetü’l-furkân fî tecvîdi’l-Kur’ân

2-Risâle fî esâmî sûveri’l-Kur’ân

3- Risâle fî beyâni’l-hurûfî’l-mukattaat

4- Risâle fî vukûfî’l-Kur’ân

5-Ucâletü muhtasaratü’n-mine’t-tasavvuf

6-Levâihu’l-kulûb ve revâyihu’l-mahbûb

7-Nasihatnâme

8-Esrâru’n-necât ve’n-necâh

9-Lâyiha-i rûhâniye ve lâmia-i nûrâniye

10-Sûrûrün-Nâzirîn

11-Riyazüs-sâlimîn

12-Serh-i Çihil Nâm

13-Münâcâtu Levâhibin-Necât.

14-Fezâilü’l-ilm ve’l-âlim

15-Ta’rifâtun Mâ’rifetuhâ.

16-Tercemetü’l-Levâyih.

17-Risâletü’l-muhtasar bi’l-lemehât fî tercemeti’l-Lemeât

18-Erbaûne Hadîsen gibi eserleri mevcuttur.

Öneriler:

  1. Muhterem hakkında derli toplu bir eser kaleme alınmalıdır. Unutulmamalı ki en iyi tanıtım eserdir.
  2. Hoca’nın kabrinin olduğu yer ıslah edilmelidir. Mezarların tamire, etrafında bir temizlikten geçirilmeye ihtiyacı vardır.
  3. Mezarlıkta bulunan yerdeki odaya ayrıntılı bir hayat hikâyesi, eserlerinden kısa kısa tanıtım yazılarına yer verilmelidir. Mümkünse eserlerinden bir kaçını tıpkıbasım yaptırıp orada bulundurulmalıdır.
  4. Kendisi Mevlana misali, Yunus misali… İhtiyacı olan tanınmak, tanıtılmak. Tosya için muhteşem bir değer…
  5. Tanıtım yaparken Babası Şeyh Nasuh ile beraber anılmalıdır. Çünkü onu yetiştiren babasının ilme, irfana yönelişidir. Babası Şeyh Nasuh’ta çok yönlü bir şahsiyettir. Hattat olarak ta bilinir. Mezarı babası ile aynı mekândadır.
  6. İsmi bir imam hatip okuluna mutlaka verilmelidir.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
İstanbul’daki Hususi Mekteplerde Ahlâk Anlayışı (1873-1922)

Yazan: Dr. Nuri GÜÇTEKİN Araştırmacı, Yazar "İstanbul’daki Hususi Mekteplerin kuruluş amaçlarının birçoğunda Müslüman çocukların iyi …

Kapat