Ana Sayfa / Yazarlar / Hodbinliğin Devası

Hodbinliğin Devası

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Rivayet edilir ki Bayezid-i Bistâmî (k.s) hazretleri hacca gitmiş.
Bakmış ki Kabe’ avlusunun dış duvarında birisi var, duvara çıkmış bekliyor.
Kolunda bir sürü yular var.
Basiretiyle tanımış bu şeytandır… Yanına yaklaşmış,
sormuş:
– “Tanıdım sen şeytansın ! Peki, nedir bu elindeki yularlar?..”
Şeytan cevap vermiş;
-“ Kulların boynuna taktığım yularlardır.
Benimkiler şimdi tavaf ediyorlar.
Bitince tavaflarını tekrar bu yularları onların boyunlarına takıp sırtlarına bineceğim.
Onları idare edeceğim.”

Beyazid (k.s) hazretleri
kalbine düşen bir gururlanma hissi ile sormuş şeytana:
– “Benimde sırtıma binebilir misin bu yularla?..” demiş.

Şeytan eğilmiş Hazretin kulağına;
– “Hayır ! demiş.
Senin sırtına yularsız da binerim”

Bunu duyan hazret ürpermiş, ayrılmış onun yanından.

Bayezid-i Bistâmî (k.s) hac görevini yapıp memlekete geri dönerken
bir ırmaktan geçecekmiş.
Bakmış ki yaşlı bir ihtiyar suyun kenarında bekliyor.

İhtiyar demiş ki Bistâmî Hazretlerine:
– Evladım ! Beni suyun karşısına geçirir misin?

– “Olur !”demiş hazret. Almış sırtına ihtiyarı başlamış ırmağı geçmeye.
Yolun yarısına gelince ihtiyar,
Bayezid-i Bistâmî’nin kulağına eğilip demiş ki:

– “Demedim mi sana yularsız da binerim” diye.
– İşte hazret o an anlamış ettiği sözü ve yaptığı hatayı!..

Şeytanın insanın sırtına yularsız bindiği şey şudur ki;

bir söz vardır bilirsiniz,

‘cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyle döşenmiştir’

Yani insan beğenilmek arzusu tasıdığı için her zaman kendisine

‘ne kadar iyi’ denilsin ister!..

Halbuki çoğunlukla ‘Allah’ın bu işte, bana emri nedir, ‘rızası nerededir?..’ demez!..
Bu yüzden nefsini herkese beğendirmek ister iyi niyet gösterisi yapar.
Şeytan da işte bu hodbinlikten dolayı da sırtına böylece biner!..

“Zâten sana, sende senin nefsine olan şedid muhabbetin,
O’nun ﷻ zâtına karşı muhabbet-i zâtiyedir ki,
sen sû-i istimâl edip kendi zâtına sarf ediyorsun.
Öyle ise, nefsindeki ene’yi yırt, (Hüve)’yi göster!..
Ve kâinata dağınık bütün muhabbetlerin,
O’nun ﷻ esmâ ve sıfâtına karşı verilmiş bir muhabbettir;
sen sû-i istimâl etmişsin.
Cezasını da çekiyorsun.
Çünkü, yerinde sarf olunmayan
bir muhabbet-i gayr-i meşrûanın cezası, merhametsiz bir musibettir!..” (24. Söz)

“Senin vazifen fahir değil, şükürdür!..
Sana lâyık olan şöhret değil, tevazudur, hacâlettir!..
Senin hakkın medih değil, istiğfardır, nedamettir!..
Senin kemâlin hodbinlik değil, hüdâbinliktedir!..” (18. Söz)

“Hem insandaki nefis ise, şeytanı her vakit dinler.
Kuvve-i şeheviye ve gadabiye ise, şeytanın desiselerine hem kabile, hem nâkile iki cihaz hükmündedir.
İşte, bunun içindir ki, Cenâb-ı Hakkın Gafûr, Rahîm gibi iki ismi,
tecellî-i âzamla ehl-i imana teveccüh ediyor.
Ve Kur’ân-ı Hakîmde peygamberlere en mühim ihsanı mağfiret olduğunu gösteriyor
ve onları istiğfar etmeye davet ediyor.
Bismillâhirrahmânirrahîm kelime-i kudsiyesini her sûre başında tekrar ile
ve her mübarek işlerde zikrine emretmesiyle, kâinatı ihata eden rahmet-i vâsiasını melce
ve tahassungâh gösteriyor
ve “F’estaiz” emriyle, Eûzü billâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm kelimesini siper yapıyor!…” (13. Lem’a)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
‘Kütüb-i Sitte Muhtasarı / Hazreti Muhammed’in Sözleri ve Halleri’ – II

“Kütüb-i Sitte Muhtasarı / Hazreti Muhammed’in Sözleri ve Halleri” Kitabı – 2 Yazar: Ömer SEVİNÇGÜL …

Kapat