Ana Sayfa / Yazarlar / Hoşgörü

Hoşgörü

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Hoşgörü 2

Kur’an-ı Kerim’de değişik vesilelerle birçok ayette sabır tavsiye erilmekte, hatta emredilmektedir. Hz Peygamber  de hiç kimseye sabırdan daha geniş ve daha hayırlı bir bağışta bulunulmamıştır.” buyurmuştur.

Beni Hanife reislerinden Sumame, kendisinin de itiraf ettiği gibi öldürülmeyi hak etmiş suçlar işlemiş azılı bir İslâm düşmanı idi. Bir müfreze onu yakalayıp Medine’ye getirdiği zaman Hz Peygamber Sümame’nin mecsidde bir direğe bağlanmasını ve kendisine iyi mualede bulunulmasını sahabeye emretmişti. Namaza giriş çıkışlarında da bizzat kendisi onunla ilgileniyor ve iman teklif ediyor. Fakat o kabul etmiyordu. Üç gün sonra Hz Peygamber (asm) hiçbir karşılık almaksızın onu affederek serbest bıraktığı zaman Sübame o kadar hayret etmiş ve hislenmişti ki şehir çıkışında rastladığı bir pınarda abdest alarak tekrar Resulullah’ın (asm) huzuruna döndü. Kelime-i şahadet getirerek ihtida ettiğini bildirdi. Sonra Hz peygamber’e (asm) hitaben “Şimdiye kadar sen benim nazarımda dünyanın en nefret edilecek adamı idin. Şimdi ise sen bana herşeyden daha ziyade sevimlisin” dedi. Sümame’nin affı onu derinden etkilemiş, Mekke’de müşriklere çekinmeden Müslüman olduğunu ilan etmiştir. 

Peygamberimiz “yeryüzündekilere merhamet edin ki gökyüzündekiler de size merhamet etsin” buyurmuştur. Kendisinden zinaya izin isteyen  bir gence “Senin annenle birinin zina etmesini ister misin?” demiş, “hayır” cevabını almış. “Kızını, kardeşini, teyzesini böyle fiille görse affedebilecek misin?” diye sormuş, hepsine “kesinlikle hayır” cevabı almış, sonra gencin elini tutmuş “Allah’ım, onun günahını bağışla, kalbini temizle, iffetini koru” diye dua etmiş, sonra genç çok iffetli bir insan olmuştur.

Yine bir gün Peygamberimizin huzuruna şarap içmiş bir adam getirilmişti. Resulullah da (asm) gerekli cezanın verilmesini emir buyurmuştu. Ebu Hüreyre anlatıyor. “Bizden, eliyle vuran, ayakkabısıyla vuran ve elbisesiyle vuranlar oldu. Öngörülen ceza uygulandıktan sonra şahıs giderken, sahabeden birisi “Allah seni kahretsin, rezil ettin” dedi. Peygamberimiz “böyle söylemeyiniz, onun aleyhine şeytana yardım etmeyiniz” buyurdular.

Resulullah kadınlara güzel davranmayı, hatta bu konuda mümin erkeklerin birbirine yardımcı olmalarını önermiştir. Peygamberimiz (asm) “Bir kimse hanınıma kin duymasın, zira onda hoşanmadığı huyları varsa, buna karşılık memnun kalacağı huyları da vardır. Müminlerin imanca en mükemmel olanı ahlaken en güzel olanlarıdır. Hayırlı olanları da kadınlarına karşı hayırlı olanlardır.” buyurdu. 

Hz Aişe nakleder. “Resulullah (asm)  hiçbir kadına vurmadığı gibi, hiçbir hizmetçiyi de dövmemiştir. Yine O Allah yolunda olma veya Allah’ın yasaklarına saygısızık gösterilme yahut Allah için intikam alma dışında hiçbir şeye eliyle vurmamıştır.” 

Peygamberimiz torunlarından birini öperken Peygamberimizi gören Akra b. Hâbis buna hayret ederek “Benim on çocuğum var, onlardan hiçbirisini öpmedim” Peygamberimiz ona “merhamet ve şefkat etmeyene merhamet edilmez” buyurmuştur. Bedevinin biri, “çocuklarınızı öper misiniz?” diye soru yöneltmiş, “biz vallahi öpmeyiz” demiş.. “Allah kalplerinizden merhameti söküp çıkardıysa ben ne yapabilirim.” buyurmuş.

Peygamberimiz çocukların dünyasına inebilen bir zattı. Bazan deve taklidi yaparak hazreti Hasan ve Hüseyin’i sırtına bindirip taşıması namazda omuzlarına bindiklerinde onlarla secdeye gitmesi, bazan onları sırtında kaşırken “deveniz ne güzel deve siz de ne güzel binicilersiniz” buyurması… Çocuklara selam verir, onların hal ve hatırını  sorardı. Zaman zaman onların oyunlarına katılarak onları sevindirirdi. Mahmut b. Rebi beş yaşlarında iken peygamberimiz ağzına su doldurup yüzüne fışkırtmıştı.

Bir sahabi anlatır, “henüz çocuk iken bir hurma ağacını taşlamıştım, beni Allah’ın Resulüne (asm) götürdüler. Resulullah ‘yavrum hurmayı niye taşladın’ diye sordu. Ben de ‘yemek için’ deyince, ‘yavrum bir daha acıkırsan hurmayı taşlama, altına düşenlerden ye’ buyurdu, başını okşadı ‘ALLAH’IM bu çocuğu doyur’ dedi.”

Peygamberimiz “Allah’ın rızası ana babanın rısazıdır, öfkesi de onların öfkesidir” buyurmuştur.

Mekke’nin fethedildiği gün Hz. Ebu Bekir’in yaşlı ve âmâ olan babası Ebu Kuhafe’nin elinden tutmuş Resulululah’ın (asm) huzuruna getirmişti. Resulullah onu görünce “ihtiyarı evinde bıraksaydın da buraya kadar yormasaydın da kendisinin yanına ben varsaydım olmaz mıydı” buyurmuştur.

Sevgili peygamberimiz (asm) komşuya iyilik konusunda o kadar çok tavsiyede bulunyordu ki, “ben komşuyu komşuya mirası kılacak sandım.” buyurdu. “Kim Allah’a ve Resulüne (asm) inanıyorsa  komşusuna iyilikte bulunsun” “Ey Ebu Zer, çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet. Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse komşusunu rahatsız etmesin” 

Hayvanlara şefkat ve merhametle davranmaya dair peygamberimizden çok örnekler vardır. Bir gün yüzüne damga vurulmuş bir merkebin yanından geçerken onun bu haline çok acımış ve üzüntüsünden şu sözleri söylemiştir. “Bu hayvanı yüzünden dağlayana Allah lanet etsin” pek lanet etmeyen peygamberimiz, şiddete merhametsizliğe ve vahşete ne kadar karşı olduğunu anlatmıştır. Bir kadın cehennemi hak etmiştir, çünkü kedisini aç bırakmış hatta böcekleri yemesini bile yasaklamıştır, işte bu günahı yüzünden haketmiştir cehennemi.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
‘Emanet-i Kübrâ’nın Beş Vechi

Emanet-i kübranın beş veçhi Yazar: Ahmet Feyzi Karabacak . Emanet konusu yalnız emanet olarak alınırsa …

Kapat