Hüsnü Bayram / Mehmet Nuri Yardım

Yakınındakiler kendisine “Hüsnü Bayram Abi” diye hitap ederlerdi. Asıl soyadı ise “Bayramoğlu”ydu. Nur Cemaati Meşveret Gurubu’nun “Ağabeyi” idi. 1935 Safranbolu doğumluydu. Henüz 14 yaşındayken Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’yle tanışmış ve bir daha da ondan kopmamıştı. Üstadının vefat ettiği ana kadar yanından hiç ayrılmamıştı. Bundan dolayı Bediüzzaman’ın “vekil” tayin ettiği yakın talebelerindendi ve son ‘varis’iydi. 

Ömrünü her zaman devletinin, milletinin ve ümmetinin hayrı için harcamıştı. Bir ahlak, fazilet ve ideal adamıydı. Türkiye’nin son dönemine mühür vurmuş kahramanlardandı. Halkın ve gençliğin imanlı bir şekilde yetişmesi için büyük gayret gösteren fedakâr bir münevverdi. Bilhassa 15 Temmuz’da Türkiye’de yaşanan alçak FETÖ ihanet hareketinden önce bu tehlikeyi sezmiş ve çevresindeki Nur talebelerine bunu işaret etmişti. Sadece o mu? Hayır,Bediüzzaman’ınbütün has talebeleri ve varisleri de aynı ikazda bulunmuş, metin, cesur ve yiğit bir tavır sergilemişlerdi. İlerlemiş yaşlarına rağmen o ihanet gecesinde uyumamış, dahasonraki ‘vatan nöbetleri’nde de sabahlara kadar direnip hepimize örnek olmuşlardı. 

Maddi ve manevi bütün tehlikelere karşı duruyor, iyiliği şahsında yaşatıyordu. Koronavirüsünilk döneminde Cumhurbaşkanı’mızın başlattığı kampanya üzerine şu açıklamayı yapmıştı: “Dayanışmaya, beraberliğe ihtiyacımızolduğu bu zor günlerde ‘bizbize yeteriz’ yardım kampanyasına destek vermek için 3 aylık emekli maaşımı bağışlıyorum.” 

Hüsnü ağabeyimizin en güzel hususiyetlerinden birisi de ümmeti bir görmesi ve bütün din kardeşlerini kucaklayan anlayışa sahip oluşuydu. Tasavvuf erbabı olanlarla sıcak dostluğu unutulamaz. Tarikat ehli de buna karşılık vermiş ve radyolarında Bediüzzaman’ı ve Risaleleri öven programlar yapmışlardı. İşte bunlar,İttihad-ı İslam müjdesinin görüldüğü örnek davranışlardı. Nitekim daha önceki “Hüsnümisal” başlıklı yazımda da bu hususlardan bahsetmiştim.

O her hâli ve sözüyle üstadını örnek alıyor, kardeşlerine de onun gibi “müspet hareket” etmeyi tavsiye ediyordu. Sabahgazetesinden İsa Tatlıcan’a 23 Mart 2021 tarihinde verdiği mülâkatta, “Risale-i Nur hizmeti, dünyevi değil uhrevi, maddi değil manevi, siyasi değil dinî bir hizmet olarak Kur’an’ı rehber alır, Peygamberimizi yegâne önder bilir, ümmet-i Muhammed’in iki cihan saadeti için çalışır.” diyordu.Mukaddes değerlerimizi kullanmaya çalıştığı gibi Bediüzzaman’ı ve Risaleleri de istismar eden FETÖ tehlikesine her fırsatta dikkat çeken Ağabeyimiz, aynı mülakatta şu mühim açıklamalarda bulunuyordu: “FETÖ ise işte görüyorsunuz,Devleti ele geçirmeye çalışıyor, ben eskiden dedim: ‘Bu FETÖ insanların önce aklını, sonra parasını, sonra imanını alıyor.’ Hatta demiştim: ‘Bunlar talebe değil militan yetiştiriyor.’ Üstadımızın bize en son dersi şu olmuştur: ‘Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfi hareket değildir. Bizler asayişi muhafazayı netice veren müsbetiman hizmeti içinde; her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz.”

Kirli ittifakların içinde olan bazı nadanlar, O’nu anlayamadı. Hâlbuki o, Bediüzzaman’ın hareket tarzına uygun davranıyor ve şer güruha karşı Hakk’ın ve hakikatin yanında duruyordu. Nasıl üstadı, dindarlara zulmeden Halk Fırkasına karşı Demokratları desteklemiş ve Adnan Menderes’e “İslam kahramanı” demişse Hüsnü Ağabey de aynı asil tavırla 15 Temmuz’da ihanet örgütünü püskürten Başkomutan’ın desteklenmesi gerektiğini söylüyordu. İşte o mülakattaki sözleri: “Bizler vatanımızın beka mücadelesi verdiği bu dönemde mükerreren ifade ettiğimiz ve umuma neşrettiğimiz gibi bir İslam kahramanı olan ve gece gündüz mütemadiyen saldırılara maruz bırakılan fakat bütün enerjisiyle millete hizmetkârlıktan bir an dahi geri durmayıp çalışan Reis-i Cumhurumuzun vatan, millet, memleket ve İslamiyet hizmetlerinde desteklemeyi bir vazife biliyoruz.Bizler de bu vatan ve milletin saadetine, İslam’ın inkişafına, ümmetin birliğine çalışan İslam Kahramanı Recep Tayyip Erdoğan’ı aynen Üstadımızın Başvekil Adnan Menderes’i ve Demokrat Parti’yi desteklemesi nev’inden destekliyoruz.” Bediüzzaman’ın Ayasofya hayalini 60 yıl sonra Erdoğan’ın gerçekleştirdiğini de eklemişti. Ayasofya’nın ibadete açılmasına çok sevinmiş, gözleri açık gitmemişti. Dün Eyüpsultan’da sevdiklerinin yanına defnedilen Hüsnü Bayramoğlu Ağabeye Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhu şad, kabri nur, mekânı cennet, menzili mübarek, makamı âli olsun. Türkiye’nin ve İslam âleminin başı sağ olsun.

Milat Gazetesi