Ana Sayfa / Yazarlar / İbrahim bin Edhem (Rh.a.)

İbrahim bin Edhem (Rh.a.)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İbrahim bin Edhem (Rh.a.)

İbrahim bin Edhem helal lokma yemeye çok dikkat eder ve herkese tavsiye buyururlardı. Bir gün kendisine falanca yerde bir genç var. Gece gündüz ibadet ediyor, kendinden geçiyor, dediler. Gencin yanına gidip üç gün misafir kaldı. Dikkat etti, söylediklerinden daha çok şeyler gördü. Kendinin soğuk, halsiz, habersiz, gencin ise, böyle uykusuz ve gayretli haline şaşırıp kaldı. Genci, şeytan aldatmış mıdır, yoksa halis ve doğru mudur anlamak istiyordu. Yediğine dikkat etti. Lokması helal değildi. “Bu halleri hep şeytandandır.” deyip, genci evine davet etti. Kendi lokmalarından bir tane yedirince, gencin hali değişip, o aşkı, o arzusu, o gayreti kalmadı.
Genç, İbrahim’e sordu: “Bana ne yaptın?”
İbrahim: “Lokmaların helal değildi. Yemek yerken, şeytan midene giriyordu. O hallerin, şeytandandı. Helal yiyince şeytan giremedi. Asıl, doğru halin meydana çıktı.” dedi. (bk. Tezkiretü’l- Evliya 151.- 152. Sh.)

İbrahim bin Edhem son derece tevazu sahibi idi. Nefsini kıran, kendisini tahkir eden ve şahsını hakaret içinde bırakan olayları, bir terakki vesilesi kabul eder ve bunları memnuniyetle karşılardı. Herkesin üzüntü duyacağı ve müteessir olacağı bu gibi durumlardan mutlu olur ve kimseye kızmazdı.
İbrahim bin Edhem: “Ömrüm boyunca üç yerde son derece mesrur oldum.” der.
-Birinci sevincim şudur ki:
Bir tarihte yolculuk ederken, yolcular arasında bir adam gemi yolcularına: “Ben bir zaman Türkistan’da eşeklerin yularını böyle çekerdim.” deyip saçlarımdan tutup başımı sallayarak beni alay konusu yapmıştı. Ben bundan büyük sürur almıştım. Adam gemide o kadar kişi arasında beni bulmuş ve hakir görmüştü.
-İkinci sevincim:
Bir mesciddeydim ve hastaydım. Bir yere gidemedim, müezzin gelip ayağımdan tutup beni çekip sürükleyerek mescidin dışına attı. Bundan da çok sürur duydum.
-Üçüncü sevincim:
Bir duvar dibinde oturuyordum. Bir adam geldi: “İhtiyar al sana gül suyu.” diyerek üzerime işedi. Bu olaydan da mutluluk duydum. (bk. Tezkiretü’l- Evliya 155.- 156. Sh.) (bk. Marifetname)
İbrahim bin Edhem’e adamın biri şöyle dedi:
-Şu cübbeyi benden kabul buyurmanı istiyorum.
-Eğer zengin isen kabul ederim. Fakir isen kabul etmem.
-Ben zenginim.
-Yanında kaç dirhem var?
-2.000 dirhem var.
-Bu 2.000 dirhemin 4.000 dirhem olmasını ister misin?
-Evet.
-Öyleyse sen fakirsin. Ben bu cübbeni kabul edemem. (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları 10. Cilt, 231.- 232. Sh.)
İbrahim ile arkadaşları hamama gitmezler, soğuk su içmezler, ayakkabı giymezler, tuzlarına katık katmazlardı. İbrahim, lezzetli bir yemeğin bulunduğu bir sofrada oturduğunda lezzetli yemekleri arka¬daşlarına verir, kendisi ise zeytin ekmek yerdi. (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları 10. Cilt, 231. Sh.) (Ebu Nuaym- Hilye 7/ 370. 371.- 641. Sh.)
Bir gün Şeria nehri kıyısında ekmek kırıntılarını suyla ıslatıp yedi. Bunu Ebu Yusuf el-Gasuli, onun önüne bırakmıştı. Yedikten sonra kalktı ve Şeria ırmağından su içti. Sonra sırt üstü yattı ve şöyle dedi:
-Ey Ebu Yusuf! Eğer hükümdarlar ve oğulları bizim içinde bulundu¬ğumuz bu nimetlerden haberdar olsalar, şu hayatımızda sahip oldu¬ğumuz lezzetli yaşayışımızı elimizden almak için kılıçla saldırarak bi¬zimle mücadele ederlerdi. (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları 10. Cilt, 232. Sh.)
İbrahim bin Edhem Kabe’nin örtüsüne tutunup şöyle münacat ediyordu:
İlâhi abdukel âsi etâka.
Mukırran biżżunûbi fekad deâka.
Fein tagfir fe-ente liżâlike ehlun.
Ve in tetrud fe men yerham sivâka.
“İlahi, senin çok asi, günahkar kulun kapına geldi.
Günahlarını sana bir bir ikrar ediyor, açıklıyor.
Senin affetmen için yalvarıyor.
Eğer Sen afffedersen, kendine layık kul kabul edersen bana ne mutlu!
Eğer affetmezsen beni senden başka kim affedebilir?”

(Bir Şahıs Bir Olay isimli kitaptan)

Abdullah ÖZTÜRK 

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

2 Yorumlar

  1. avatar

    Maşaallah, ne müthiş bir Zat. Allah razı olsun.

  2. avatar

    Allah razı olsun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Esmâlarını Tecellî Ettirip – Varlığı- Tenvîr Etti

ESMÂLARINI  TECELLΠ ETTİRİP -VARLIĞI-  TENVİR ETTİ… SUAL: Şu iki âyet-i câmianın ifade ettiği vücub ve vahdâniyet-i İlâhiye  - Allah’ın …

Kapat