İhlâs

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yazar: Kaplan ÜSTÜNER

Giriş
Tasavvufun kâl değil hâl ilmi olduğu söylenir. Bu söylemle, tasavvufun konuşarak ve yazarak değil yaşanarak anlaşılabileceği kastedilir. Bununla birlikte tasavvufun dile getirilen ve yazıya dökülen bir yönü olduğu da anlatılır.

Konumuz tasavvuf değil. Dilimizde kullandığımız bazı kelimeler vardır. Herkes tarafından dillendirilir ama anlamı fazla bilinmez. Belki de bilinir ama tam olarak anlatılamaz. Bu kelimelerden biri, “ihlas”tır.

İhlas “arınmak, saflaşmak, kurtulmak” anlamındaki hulûs/halâs kökünden türemiş bir kelimedir. Arapçada kelimenin kök anlamıyla daima bir ilgisinin olduğu bilinir.

Bu sebeple, kelimenin kök anlamını her zaman hatırda tutmak gerekir. İhlasın kelime anlamı; bir şeyi, içine karışmış ve değerini düşürmüş olan başka şeylerden temizleyip arındırmak, saflaştırmaktır.

İhlasın terim manası ise bütün davranış ve sözlerde yalnız Allah’ın rızasını gözetmek demektir.

İhlasta saf, temiz, halis ve samimi olma durumu söz konusudur.

Uhrevi ve dünyevi işlerde ihlas aranır.

İhlas, kul ile Allah arasında bir sırdır. Bu sebeple anlaşılmasında zorluklar yaşanır.

Kur’an-ı Kerim’de ihlas, peygamberlerin başlıca niteliklerinden sayılmıştır.

İhlaslı olmayı öğütleyen Hz. Peygamber (asm); “Ya Rab! Beni sana karşı ihlaslı bir kul yap.” Şeklinde dua etmiştir.

Bu yazıda ihlasın bazı kavramlarla ilişkisine kısaca değinilecektir.

İhlas-Rıza
İhlas bütün amellerin sadece Allah’ın rızası için yapılmasıdır. Her zaman, yer ve durumda yalnızca Hakk’ın rızasının gözetilmesidir. Onun rızasına kavuşmaktır. Bundan dolayı davranış ve sözlerde iyi düşünmek gerekir.

Amaç Hakk’ın rızasını mı kazanmak, yoksa başkalarının rızasını mı? Bu sorunun cevabını bilmek kolay değildir.

En doğru cevabı kişinin kendi vicdanı verecektir.

İhlas-Riya
İhlas, riyanın zıttıdır. İhlas ibadet ve iyilikleri, riyadan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah rızası için yapmaktır. İhlas gösteriş arzusundan kalbi temizlemektir.

İhlas-Birlik
İhlas inanan insanlarla birlik olmayı gerektirir. İnançlı kişi en büyük dayanak noktası olarak Allah’ı görür, ona tevekkül eder ve ona teslim olur. İhtiyaç duyduğunda ondan yardım ister. Bu durum sosyal bir varlık olan insanın toplumsal ilişkilerini de olumlu şekilde etkiler. Çünkü yaratılanı Yaratan’ından ötürü kardeş bilir ve sever. Birlik ve beraberlik bağını daima güçlendirmeye çalışır.

İhlas-Sevap
İhlas, amel ve ibadetlerin karşılığında sevap istememektir. “Herkes benim sözümü dinlesin. Bu sayede ben daha çok sevap kazanayım” düşüncesi sevapta hırs göstermek ve sayı çokluğuna önem vermek anlamına gelir. Bilindiği gibi hırs, zarara sebep olur. Sevap hırsı da bu kurala dâhildir. Çünkü benliğe ve gurura yol açıp ihlası kaçırabilir. Allah’ın rızası ise sayı çokluğu ile değil ihlas ile kazanılır. Bu sebeple sevabın yahut sayının çokluğu değil Hakk’ın rızası gözetilmelidir.

İhlas-Teveccüh
İhlas, insanların ilgi, teveccüh, takdir, alkış gibi nefsin hoşuna gidecek söz ve davranışlarından kaçınmaktır.

İnsanların teveccühü istenmez, ondan uzak durulur. Teveccühün kişiyi riya ve şöhrete yöneltebileceği için ihlasa zararı olabilir. İhlaslı insan, başkaları beni beğensin, bana ilgi göstersin diye çaba göstermez. Şöhret arzusuyla başkalarından saygı ve sevgi bekleyen kişi ihlası kaybeder, riyaya girer.

İhlas-İstiğna
İhlas manevi hizmetlerin karşılığında maddi ücret istememektir. Allah için çalışan ihlaslı kişilere varlıklı insanlar yardım edebilir. Fakat başkalarının bu yardımı istenilmez. Kalben de olsa beklenti içine girilmez. Belki ummadığı bir halde verilir. Verilse de hoşlanılmaz ancak İlahi bir ihsan olarak düşünülebilir. İnsanlardan maddi karşılık beklenince ihlas kaçar. Çünkü Allah rızası için yapılan işlerde maddi menfaat arzulanınca nefis, devreye girer. O menfaati başkasına kaptırmamak için, diğer insanlara hatta kardeşine karşı rekabet hissi uyanır ve ihlas zedelenir. Dini değerleri dünya menfaatlerine tercih etme ve insanların minneti altına girme tehlikeleriyle karşı karşıya kalınabilir.

İhlas-Başkalarını Tercih
İhlas, başkalarını kendi nefsine makamda, parada, şöhrette vs. tercih etmektir. Sahabenin Kur’an’ın övgüsüne mazhar olan “îsâr hasleti”ni kendine rehber etmektir.

Sayılan nimetlerin başka muhtaçlara yahut layık olanlara verilmesini isteyebilmektir.

İhlas-İstek
İhlas, isteklerin gerçekleşmesinde çok önemli bir etkendir. İstekler, önce gönülden dilenir. Sonra, isteği elde etmeye yönelik irade ortaya konur. Azmedilir. Kararlı olunur. Ciddiyet gösterilir. Gayret edilir. Emek harcanır. Çabalanır. Çalışılır. Ve sonunda isteğe kavuşulur. Çünkü “ihlas ile kim ne isterse Allah verir.” İhlas ile istemek, kâinattaki İlahi kanunlara uymak demektir. İhlas ile istemekte, Allah’ın kendisine yardım edeceğine dair inanç ve güven vardır. İlahi hikmete uygunsa, kendisinden razı olunanın istekleri yerine getirilir.

Sonuç
Erenlerden biri, dünyada en değerli şeyin ihlas olduğunu fakat kendisinin, gönlünden riyayı söküp atmak için bütün gücüyle çalıştığı halde riyanın, kalbinde başka bir renkle yeniden yeşerdiğini söylemiştir.

Bu söz, ihlasın anlaşılmasının ve ihlaslı yaşamın zorluğuna işaret eder.
Her zaman, her yerde ve her durumda ihlaslı kalmak kolay değildir!

Son söz; yüce bir haslet olan ihlası kazanan ve kazandıktan sonra koruyan kullardan eylemesi için Allah’a yalvarmaktır.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Kur’ân ve Sünnet Perspektifinde Nur Talebelerinin Namaz Tesbihatı

KUR’AN VE SÜNNET PERSPEKTİFİNDE NUR TALEBELERİNİN NAMAZ TESBİHATI   Tesbihat, Allah ile kul arasındaki irtibatı …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Allah’ın Sevdiklerini Sevmek

Mehmed Zahid Kotku (ks)  Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri buyurdu: (..) “Bir kimse hangi …

Kapat