Ana Sayfa / Yazarlar / “İlim Kendin Bilmektir”

“İlim Kendin Bilmektir”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

“İLİM KENDİN BİLMEKTİR.”

İnsaf, vicdan, feraset ve murakebe gibi Kaf dağı ardında ve Anka’nın ağzında sayılan mefhumlarla çerçeveyi tamamlayıp, merkezindeki “İslam, ittika, salahat” saraylarına erişen her “insan”, “kendi kafa feneriyle” hadiseleri ya da Risale-i Nur gibi esas kaynakları anlayamayacağını görecektir ama “fıtraten medeni” olduğundan, “ebna-yı cinsini mülahazaya” mecbur olacağını da fehmeder.

21. Lema-i İhlas’daki misal ne açıktır. Dört beş adamın biri gaz yağı, biri fitil, biri gaz, biri şişe, biri camı getirerek, bir diğerindeki kibritle lambayı yaktıklarında hasıl olan ışık hiçbir inkısama ya da azalmaya maruz kalmadan, hepsine aynı nisbette aydınlanma sağlıyor. Hele bir de her birinin hususi birer endam aynası varsa, o lamba ve ışığı, oda ile birlikte aynada “temessül” ediyor.

O zatlardan her biri, “Benim hususi bir odam var.” diyebilir artık. Hele bu misalin, hiç bir vesilenin olmadığı “Âlem-i Ahiret”i alâkadar eden ameller için verildiği “tebeyyün” ettiriliyorsa, mesele daha da vazıhlaşır. Hakikaten ve muşahhas bir odaya ışığıyla birlikte malik olur.

Bu mukaddemeyi yapma sebebimiz, “ilim” sıfatıyla yapılan bir takım itirazlara “mukabele” etmeden önce “alver” eden nefsimizi susturmaktır.
Malum, “Din edebten ibarettir.”

“Edeb” mefhumunu Üstad Bediüzzaman “Notalar”da, Kur’an, Hadis ve “Ümmetimin alimleri beni – İsrail’in nebileri misalidir.” Hadis-i Şerif’i iktizasınca, “ulemaya” karşı haddini bilmek olarak izah ediyor, İmam-ı Nevevi hazretleri de “Riyazüssalihin”de (mufassal) mefhuma aynı mânayı veriyor.

“İlim” sıfatı taşıyan birine verilecek cevap da, “ilim” sıfatını taşıyan birinden gelmesi gerektiği ehli tarafından bilinen bir mütearife.O halde “ehl-i ilim” olan birinden gelen itirazvari söz de “tehevvür”le ya da “Uhuvvet”de zemmedilen “garaz”la karşılanmamalı; “ dostane izah” şiarımız.

“Her Risale okuyan “ilim” sıfatına sahip değil ki…” diyen nefsime cevabı yine Üstad Hazretleri verdi İhlas Risalesi’nin sonuna eklediği “ Bir Kısım Kardeşlerime” kaydıyla ilave ettiği mektubunda.

Mektubun başlığından hemen sonra alınan Hadis -ev kema kal- “Mahşerde ülema-i hakikatın sarfettikleri mürekkeb, şehidlerin kanıyla müvazene edilir; o kıymette olur.” şeklinde mânalandırılıyordu.

Diğer sahih Hadis-i Şerif ise “Bid’aların ve dalaletlerin istilâsı zamanında Sünnet-i Seniyeye ve hakikat-ı Kur’aniyeye temessük edip hizmet eden, yüz şehid sevabını kazanabilir.” mealindeydi. Bu Hadis’e verilen manada, “Yüz şehit ecri” kazandıracak “Sünneti ihya “ hareketinin ne olduğu bedahetle izah edil miyor muydu? Birkaç “adab” hükmündeki Sünnet’i yaşamakla bir alakası yoktu yani. “Adab”a da riayet zaruridir ama, çünkü o “adabın nurundan” mahrum kalmamak için hayatın her sahasında yaşatılmalı ki nurdan hissesiz kalma gibi bir neticeyle karşılaşmayalım. Hele küçümseme, tahfif, istihza?.. Allah muhafaza, “hasaret-i azime” ile birlikte “cinayet-i azime”ye de atar ki insanı, haberi bile olmaz!
 
Mezkûr mektubunda devam eder Üstad: “Ey tenbellik damarıyla yazıdan usanan ve ey sofi-meşreb kardeşler! Bu iki hadîsin mecmuu gösterir ki: Böyle zamanda hakaik-i imaniyeye ve esrar-ı şeriat ve Sünnet-i Seniyeye hizmet eden mübarek hâlis kalemlerden akan siyah nur veya âb-ı hayat hükmünde olan mürekkeblerin bir dirhemi, şühedanın yüz dirhem kanı hükmünde yevm-i mahşerde size faide verebilir. Öyle ise, onu kazanmaya çalışınız.”

Diğer sahih Hadis-i Şerif ise “Bid’aların ve dalaletlerin istilâsı zamanında Sünnet-i Seniyeye ve hakikat-ı Kur’aniyeye temessük edip hizmet eden, yüz şehid sevabını kazanabilir.” mealindeydi. Bu Hadis’e verilen manada, “Yüz şehit ecri” kazandıracak “Sünneti ihya“ hareketinin ne olduğu bedahetle izah edil miyor muydu? Birkaç “adab” hükmündeki Sünnet’i yaşamakla bir alakası yoktu yani. “Adab”a da riayet zaruridir ama, çünkü o “adabın nurundan” mahrum kalmamak için hayatın her sahasında yaşatılmalı ki nurdan hissesiz kalma gibi bir neticeyle karşılaşmayalım. Hele küçümseme, tahfif, istihza?.. Allah muhafaza, “hasaret-i azime” ile birlikte “cinayet-i azime”ye de atar ki insanı, haberi bile olmaz!
 
“Eğer deseniz: Hadîste “âlim” tabiri var, bir kısmımız yalnız kâtibiz.
Elcevab: Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan; bu zamanın mühim, hakikatlı bir âlimi olabilir. Eğer anlamasa da, madem Risale-i Nur şakirdlerinin bir şahs-ı manevîsi var, şübhesiz o şahs-ı manevî bu zamanın bir âlimidir. Sizin kalemleriniz ise, o şahs-ı manevînin parmaklarıdır. Kendi nokta-i nazarımda liyakatsız olduğum halde, haydi hüsn-ü zannınıza binaen bu fakire bir üstadlık ve tebaiyet noktasında bir âlim vaziyetini verdiğinizden bağlanmışsınız. Ben ümmi ve kalemsiz olduğum için, sizin kalemleriniz benim kalemim sayılır, hadîste gösterilen ecri alırsınız.”

Mehmet Nuri BİNGÖL 

Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL

BİYOGRAFİ
1961’de Şanlıurfa/Birecik’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu aynı ilçede okudu. 1982’de İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çok yöresinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Yazgı, Köprü, Bizim Külliye dergilerinde hikâye, deneme ve makaleleri yer aldı. Gap Gündemi, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazıları yayımlandı. Birecik yıllıklarına alınmış şiirleri, yaptığı derlemeleri ve değişik site ve kitaplara alınmış makale, mülakat ve köşe yazıları bulunuyor.
Kitaplaşan iki eseri ve tefrika romanları Mehmet Nuri EMİNLER mahlasıyla yayımlanmıştır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğine devam ediyor. Birecik’te temsilciliği açıldığı ilk günden beri Eğitim-Bir-Sen üyesi. Dört kızı ve üç torunu bulunuyor. Şanlıurfa/ Birecik’te ikâmet ediyor.

Tarık Buğra ile yaptığı mülakatın iktibas edildiği eserler:
Politika Dışı (Tarık Buğra)
Tarık Buğra’yla Söyleşiler (Mehmet Tekin)

Hikâyelerinin İktibas Edildiği Eserler:
Kedinâme (M. Nuri Yardım, 2019)
Dergizan Yıllığı (Ramazan Seydaoğlu, 2020)

İktibas edilen mahalli derlemeleri:
Cumhuriyetin 50. Yılında Birecik Yıllığı
Cumhuriyetin 70. Yılında Birecik Yıllığı

Tefrika Romanları:
Yokuşta ( 1986)
Yokuşta Tırmanış-1 (1984)
Yokuşta Tırmanış- 2 (1988)
Kafkasya’da Sarp Ufuklar (1981)

Kitapları:
Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı: 2000) Gençlik Yayınevi
Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002) Erguvan Yayınevi
Siyahtan Turkuaza (15 Temmuz) [Hikâyeler] 2021. KDY yayıncılık
Ver Elini Türkmeneli [Gönül Sayhası-1] (Roman) 2021, KDY Yayıncılık
Azada Yürüyüş [Gönül Sayhası-2] (Roman), 2021, KDY Yayıncılık, "Bir Başka Çeşme" (2022- KDY- Öyküler)

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Aile Ocağı

AİLE OCAĞI      "Çocuğunu iyi tut. Onu rahat ettir, sefil bırakma. Kimselerin ellerine göz dikmesin." Bostan …

Kapat