Ana Sayfa / Yazarlar / İlim Öğrenmek Üzerine Hadisler / Vehbi KARA

İlim Öğrenmek Üzerine Hadisler / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlim Öğrenmek Üzerine Hadisler

Bediüzzaman yanındaki not defterinde 33 tane hadis-i şerifi yazmış ve muhafaza etmiştir. Bunların bazılarını, kendi kalemiyle tashih edip, bazı Arapça ve Türkçe notlar ilave etmiştir. Risale-i Nur’un ilim talebesi şerefini kazandıran ve ilim içinde hakikate bir yol açan mesleğini, bu hadis-i şerifler açıkça göstermekte önemli bir kısmı ilim öğrenmek ile alakalıdır. Bu hadisleri ona talebe olanlarla da paylaşmıştır.

Afyon hapsinde emsali görülmeyen işkencelere maruz kalan Bediüzzaman burada defalarca zehirlenmiş fakat Allah’ın izni ile bunlardan kurtulmuştur. Fakat işkence eserleri daha sonraki hayatında yaşamını olumsuz bir şekilde etkilemiştir. İşkenceler yetmemiş bir de şiddetli kış günü camları kırık bir hücrede ölmesi için büyük çaba gösterilmiştir. Bütün bunlara rağmen yanındaki not defterinden hadisleri okuyarak tefekkür etmiş acz ve fakr duyguları ile Allah’a iltica etmiştir.

Bediüzzaman’ın en önemli hususiyetlerinden bir tanesi mütevazılıği olup Allah’a karşı acizliğini ve fakirliğini hissederek dua ve ibadette bulunmasıdır. İşte onun bu halidir ki en şiddetli suikastlara maruz kalmasına rağmen Allah korumuş ve uzun sayılabilecek bir hayat geçirmiş 83 yaşında vefat etmiştir.

Bediüzzaman, hapis dışında kaldığı zamanlarda dahi daima zikir ve dua ile meşgul olmuş geceleri pek az uyumuştur. Her gün eksik etmediği vird ve dualarının yanında not almış olduğu hadisleri okuyup tefekkür etmiştir. Ahir zamanda zuhur edecek olaylar ile ilgili hadislerinde yer aldığı bu notlarda şimdilik sadece ilim ile ilgili olanlarını ele alarak yazmaya çalışalım. Diğer konuları da fırsat buldukça dile getirelim inşallah…

1.“İlmi öğreniniz. çünkü onun öğrenilmesi, Allah’a karşı haşyettir. Talebi ibadettir. Müzakeresi tesbihtir. Ondan bahis ise cihaddır.”

2.“Bir âlimin yatağına yaslanarak ilmine (kitabına) bir saat bakması, yetmiş saat ibadetten hayırlıdır.”

3.“İlmin talibi (talebesi), Rahman’ın talibidir. İlmin talipçisi, İslam’ın rüknüdür. Onun ser-ü mükâfatı, Peygamberlerle beraber verilir.”

4. “İlim talep etmek, Allah’ın katında nafile namaz, oruç, hacdan ve fi-sebilillah olan cihaddan efdaldir.”

5.“İlminden menfaat görülen bir alim, bin abidden hayırlıdır.”

6.“Din ile dünyayı talep edenlere veyl olsun.”

7.“Bir adamın bir hikmet kelimesini işitmesi, duyması, bazen olur ki, ona bir sene ibadetten hayırlı olur ve bir saat ilim müzakeresi yanında oturmak, bir köle azad etmekten daha hayırlıdır.”

8.“Cenab-ı Hak, bir adamı senin elinle (vasıtanla) hidayete getirmesi, güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha çok sana hayırlıdır.”

9.“Ulemanın mürekkebiye Şüheda kanı muvazene edilse, muhakkak ki Allah yanında, ulemanın mürekkebi, Şühedanın kanından racih gelecektir.”

10.“Şedid, kuvvetli, kahraman o değildir ki, insanları mağlup etsin. Belki kahraman odur ki, gadap ve hiddet anında, nefsini mağlup eder.”

11.“Bir Müslümanın, bir Müslüman kardeşinin hidayetini artırıp, kötülüklerden onu alıkoyan bir hikmet kelimesi söylemesi; ona bir hediye ihda etmesinden daha hayırlıdır.”

12.“Bir ilim talebesi, ilim tahsil ederken eceli gelse, vefat etse, onun derecesiyle Enbiya derecesi arasında, bir peygamberlik mertebesi kalır.”

13.“Kim ki ilimden (yani ilm-i imanî ve tahkikiden) bir bab, bir mes’ele taallüm ederse, onunla amel etsin etmesin, bir rek’at nafile namazdan efdaldir. Eğer öğrenmekle beraber amel de ederse yahut onu başkasına da öğretirse, o zaman ta kıyamete kadar, onun o büyük sevabı ve onunla amel edenin sevabı onun olacaktır.

14.“Kim ki İslam’ı ihya etmek niyetiyle ilimden bir bab tahsil ederse, onun derecesiyle peygamberlik derecesi arasında, yalnız bir kalmış olur.”

15.“Bir müminde dört şey, dört ahlak içtima ettiği zaman Cenab-ı Hak, o dört ahlakıyla ona cenneti vacip etmiş olur:Lisanında Sıdk (Doğruluk, yani yalan söylememek) Malda Seh(Yani cömertlik), Kalpte Meveddet, (Sevgi),  Hazırda ve gaybda olanlara Nasihat etmek.

16.“Mütekellimden birisi gelecek, Kur’an’ı (Kur’an’ın hakikatlarını) öyle bir tarzda ders verecektir ki, ondan sonra, onun gibi o ders ve talimi veren olmayacaktır.”

17.“Bir ilim talebesi ilim tahsil etmekteyken ölüm ve ecel gelse, vefat etse şehid dîr.”

18.“Kur’an’ın hamelelerine ikram, hürmet ediniz.” (Kur’an’ın hameleleriyse, ya Kur’an’ı hıfzedenlerdir veyahut Kur’an’ın hakikatlarını yaşayanlardır.)

19.“Ulemaya hürmet ediniz, ikram ediniz. Çünkü ulema, peygamberlerin varisidir.”

20.“İlmin efdali iman ilmidir. Bu ilimle az olan amel, ilim ile olduğu için menfaat verir. Fakat çok amel cehil ile olsa menfaatsizdir.”

21.“Cenab-ı Allah (C.C), mü’min kulunu tecrübe ve imtihan için, musibet ve belaya giriftar eder. Fakat O’nun bu iptilai ve denemesini, o mü’min kulunun üstünde keramat ve ikramını izhar içindir.”

22.“Muhakkak fitne gelmektedir. İbadı (insanları) parça parça edecektir. Ancak âlimler ondan kurtulurlar.”

23.“Ahir zamanda, şiddetli ve dehşetli bir bela gelecek. Herkese isabet edecek. Ondan kurtulan olmaz. Ancak Allah’ın dinini bilen ve ona göre lisanıyla ve kalbiyle mücahede eden bir adam kurtulacak. O ise, ona geçmişlerin mesleği sebkat etmiştir. Bir de, Allah’ın dinini bilip, tasdik eden birisi kurtulacak.”

24.“Beni âdemin en cömerti, en kerimi ve en sahisi benim. Benden sonra, onların en kerimi, en cevadı ise, bir recul, bir âdemdir ki; o âdem (hususi) bir ilim bilecek ve o ilmini neşredecektir. Kıyamet gününde müstakilen bir cemaat halinde baas olunacaktır.”

25.“Kur’an’ı öğrenen ve öğreten, içindeki hakaikını ders veren bilmiş olsunlar ki; kıyamet gününde onların cennete girmelerine, saik ve delil ben olacağım.”

26.“Sakın bid’atlara yanaşmayınız. Çünkü bütün bid’atlar dalalettir. Bu dalaletler de, cehenneme dayanacaklardır.

Ahir zamanda meydana gelecek olaylar ile ilgili hadisleri de bir başka yazıya bırakalım, vesselam…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Bediüzzaman’ı ilk defa böyle ağlarken gördüm

Bediüzzaman’ı ilk defa böyle ağlarken gördüm Bediüzzaman Said Nursi, yapılan olanca zulme rağmen kaçmadı... Devlete …

Kapat