Ana Sayfa / Yazarlar / İlim Tarihi veya Esma Yansımalarını Okuma Tarihi / Himmet UÇ

İlim Tarihi veya Esma Yansımalarını Okuma Tarihi / Himmet UÇ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Prof. Dr. Himmet Uç

İlim Tarihi  veya Esma Yansımalarını Okuma Tarihi

İlim tarihi  nesne, insan ve olaylara kadim tarihten bugüne kadar yansımaları okur, ama yansımaları Allah ile irtibatlandırmaz. Bir arkeolojik nesneden hareketle onun kullanıldığı tarihin çok yönlü araştırmaları  yapılır.Ressam olma adayları karşılarına konan meşhur ressamların eserlerini yeniden okumaya tabi tutulurlar. Bir tabloda kullanılan renklerin ve dekoratif  durumların , ressamın ruh halinin psikanalizini yaparlar. Freud , Musa Heykelini seyrederek oradan  Hz Musa’nın dağdan döndüğünde ümmetinin sapıtmasına karşı ruh halini okur, çünkü Mikelanj heykeli o ruh halini yansıtmak için yapmıştır. Geçmiş ümmetler, garip ümmetler, bir peygamber peygamberlik öğretisini geliştirmek için bir süre ayrılıyor, döndüğünde , civcivleri kapışılmış  tavuklar  gibi görüyor  ümmetini , Peygamber sabrı bu olsa gerek. Kimbilir neler düşünmüştür Hz Musa , şuradan bir küçük süre ayrıldım, tapmak için kendinize  buzağıyı seçtiniz. Hz Peygamberin ümmeti çok zeki insanlar,ashabdan bir genç kızı , inanmayan biri gidip kendine ister. Müslüman kadın ona “ sen Müslüman değilsin , geçen gün bir tahtayı bir marangoza götürdün o da sana yontarak bir tanrı yaptı, şimdi sen ona tapıyorsun. Bu ne mantıksız şey Tanrı dediğin seni aşan seni yöneten evreni yöneten olmalı , senin taptığın bir tahta .Tahta ya tapan bir tahta kafalıya varamam “ demiş.

İlim tarihi nesne olay ve insanlların arka planını , tersten perspektifini göremez.Bediüzzaman’ın okumaları çok farklı perspektiflerden  hareket eder.Şimdi burada bir seyir var , daha sonra okumaya dönüşür. “Mesela , bahar mevsiminde cennet hurileri tarzında bütün  ağaçları sündüs misal libaslar ile giydirip,  çiçek ve meyvelerin murassatıyla süslendirip hizmetkar ederek  onların latif elleri olan  dallarıyla , çeşit çeşit en tatlı , en musanna meyveleri  bize takdim etmek, hem zehirli bir sineğin eliyle şifalı en tatlı balı bize yedirmek , hem en güzel ve yumuşak bir libası elsiz bir böceğin eliyle bize giydirmek    , hem rahmetin büyük bir hazinesini küçük bir çekirdek içinde bizim için saklamak…

Ağaçları sündüs misal libaslar ile giydirip… giydirmek fiilinin öznesi kim Allah yani Allah ağaçları çocuklarına elbise giydiren anne gibi giydiriyor. Edebiyat şiir nasıl diyor bu levhalara

Divan şairi

Esti nesimi Nevbahar açıldı güller subhı dem

Açsın bizim de gönlümüz saki meded sun camı cem

Bahar mevsimi geldi güller açıldı sabahleyin uyanan insanlar gibi

Saki sen de bize içki sun ki bizim de gönlümüz açılsın. Açmak filine iki anlam vermiş , ağaçların açmasına karşılık saki de içki sunsun insanın ruhunu açsın, eğer açmaksa

Halk şairi nasıl okumuş

Bahar oldu açtı güller ötüşür bülbüller

Sevişin sevgilliler gençlik elden gider

Derde bak, bahar insanları neye çağırıyor. Ya sen nasıl okuyorsun. Üstadı azam. Senin okuduğunu bugüne kadar kimse okumamış ne şair, ne yazar, ne de filozof.

Ağaca önce elbise giydiriyor, sonra çiçek ve meyveler ile süslüyor, niye süslüyor, çünkü ağaç aziz misafirin hizmetçisi ama güzel giyinmesi lazım, insana hürmet ediyor ilahı Mümtazımız, yarattığına çıplak ağaçlar ile de armut verirdi, çıplak ağacın  göğsünde çıplak armutlar yok Allah öyle yapmaz, önce en güzel elbiseyi giydirir sündüs misal sonra çiçek ve meyve ile süsler sonra o meyveleri insanlara sunar takdim eder , bu okuma nedir ilim okuması şefkat ve merhamet okuması “  N e kadar cemil bir  k e  r  e m   , ne kadar latif bir r a h m e t eseri …Ağacı Allah’ın esmasına göre okumak. Bilim tarihi ne der ağaçlar çiçek açtı meyve verdi, bahar görüntüleri falan filan

Fiillere bak giydirmek, süslemek , takdim etmek. Buna beyan dersidenir Bediüzzaman’ın beyan dersi , sen hala türk mü  kürt müyü tartış, çocukların annelerini kaçırmak için tartışmaları gibi , ey üstadım senin  gibi bir büyük altın adamı bit pazarında satan aklı ermezlere ne dersin . “Beni  anlamadılar demiş o gün de bugün de .”

Yedirmek , giydirmek, saklamak,kullanılan fiillere bak, özneye Bak Allahı Zülcelale . Türkçenin en güzel cümlelerini kuran adama bak,  ne kadar harika cümleler kurmuş, bunların özne yüklem durumunu edat  nesne ve durumlarını tartış mana ve bal gibi cümle hazineleri hem Türkçe hem vahdet ve  itikad dersi , kalk Namık Kemal  kalk, Tanpınar, Kaplan kalkın bakın o elbisesinin aslı belli olmayan  en güzel Türkçeyi kullanan adam  kim Said Nursi

Benim öteden beri dillendirdiğim Bediüzzaman’ın Cumhuriyet döneminin en güzel Türçesini kullandığını bir eleştirmen şu boyutlarda yorumluyor.Beşir Ayvazoğlu ile ilgili özel bir sayıda Yusuf Yavuz Yılmaz, Dil kavgasının İreolojik Arka Planı yazısında. “ Şu bir gerçek ki  Öz Türkçe oluşturma  çalışmaları sonucunda geliştirilen dil anlayışı  hedeflenenin tam tersi bir sonuç vererek devrim yapan kadro  ile halkın dili arasındaki mesafe iyice açılmış oldu. Bu durum Cumhuriyet devrimlerinin  halka daha kolay  ulaşması şöyle dursun , yapılan değişikliklerin  belirli bir üst tabaka ile sınırlı kalmasıyla sonuçlandı. Cumhuriyet devrimlerinin  halka ulaşmadaki  başarısızlığı  bir anlamda bu değişikliklerin arkasında yatan dil politikalarıyla  yakından ilgilidir.

Elbette hayat boşluk kabul etmeyecektir. Cumhuriyet elitlerinin  özellikle dini ihmal ederek oluşturmaya çalıştıkları seküler dil anlayışının bıraktığı boşluğu  ; Said Nursi din dilini temel alarak oluşturduğu  yeni bir taşıyıcı dil ile doldurdu. Said Nursi’nin başarısı bir yandan halkın bilincinde  dinin derin etkisine , diğer yandan  din ile bilimi başarılı bir şekilde harmanlamasına bağlıdır. Cumhuriyet elitlerinin  devletin her türlü imkanlarını kullanarak  oluşturmaya çalıştıkları Öz Türkçe’ci   anlayışın zamanla etkisini yitirmesi  dini dışlayan bir felsefeden hareket etmesiyle yakından  ilgilidir” (Yusuf Yavuz Yılmaz, Dil Kavgasının İdeolojik Arka Planı , Değirmen  Beşir Ayvazoğlu Dosyası , sayı 32 s 118)

Ben bunu uzun zamandır dillendiriyorum Sayın Yusuf Yavuz Yılmaz bunu daha ideal bir zemine oturtmuş, bizler ise yaptığının değil ne olduğunun kavgasını veriyoruz.Eynessera minessüreyya

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
“… Bir gün de hesap” dönünce olacaklar olur / M. Nuri BİNGÖL

Mehmet Nuri BİNGÖL “… Bir gün de hesap” dönünce olacaklar olur. Yazılan bu satırlar “ …

Kapat