Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / İlim ve Kültür Merkezi Olarak Kastamonu

İlim ve Kültür Merkezi Olarak Kastamonu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yazan: Yavuz UNAT
Kastamonu Üniversitesi Felsefe Bölümü

Bilinen geçmişi; Hitit İmparatorluğu ile başlayan Kastamonu kentine Hititlerden sonra Frigya ve Lidya Krallıkları egemen oldu.
• M.Ö. 4. yüzyılda kent Perslerin ve sonrasında Büyük İskender ile Makedonya’nın eline geçti.
• İskender’den sonra yöreyi ele geçiren Pontus Krallığı M.Ö. 1.yy’da Romalılar tarafından ortadan kaldırıldı ve Roma İmparatorluğu sınırlarına, M.S. 395 yılında İmparatorluğun bölünmesiyle bütün Anadolu gibi Bizans İmparatorluğu’na katıldı.
• Kastamonu’nun ilk defa Türklerin eline geçmesi Danişmentliler zamanında gerçekleşti.
• 100 yıla yakın bir zaman Danişment idaresinde kalan şehir ve çevresi 15 yıl süre ile tekrar Bizanslılara geçti.
• 1213’de Anadolu Selçukluları tarafından zapt edildi.
• 1292 yılında Moğolların istilasına uğrayan şehir, 1309 yılında Candaroğulları Beyliği’ne bağlandı.
• Kastamonu Roma Dönemi’nde olduğu gibi, gerek Candaroğulları gerekse Osmanlı döneminde önemli bilim ve kültür merkezlerinden biri olmuştur. Bu kimlik Cumhuriyet Dönemi’nde de devam etmiş hatta Kastamonu Ulusal (Milli) Mücadele sırasında lojistik destek açısından en güvenilir bölge olması nedeniyle büyük yarar sağlamıştır.
• Bildirimizde Kastamonu’nun Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar yetiştirmiş olduğu bilim insanlarından bazı örnekler verilerek bilim ve kültür merkezi olarak öneminden bahsedilecektir.
• Konumuz itibariyle bildiride sadece pozitif bilimlere ilişkin bilim insanları ele alınacaktır.

Kurumlar – Külliyeler
• Bir bölgenin bilim ve kültür merkezi olması için gereken ilk şartlardan birisi kurumsal yapıların açılması ve eğitimle birlikte bilim insanı yetiştirecek şartların oluşturulmasıdır.
• Bu bağlamda Kastamonu’nun Türkler için Anadolu’da ilk yerleşim yerlerinden biri olması, beraberinde sosyal ve dini ihtiyaçların karşılanacağı eserlerin yapımını zorunlu hale getirmiştir, böylece bu yapıların zaman içerisinde artmıştır.
• Bilim ve kültür faaliyetlerinin artması için bu kurumların başında medreseler ve külliyeler gelmektedir.

Eğitim Kurumları Olarak Medreseler
ve Külliyeler
• Bilim ve kültürün devamı ve sürekliliği bilimsel kurumlarla sağlanır. İslam Uygarlığı daha ilk dönemlerinden beri bilimsel devamlılığı sağlamak ve bilime katkı yapmak üzere çeşitli kurumlar kurdular.
• Bilgelik Evi, gözlemevleri ve hastaneler bu kurumlar arasındadır.
• Bu kurumlar dışında, eğitim kurumlarını da saymak gerekir.
Medreseler bilim ve eğitimin devamlılığını sağlayan eğitim kurumlarıdır. Avrupa’da modern üniversitelerin temellerini 11. yüzyılda görmemize rağmen, bu üniversitelerin de temeli, onlardan çok daha erken dönemlerde açılan medreselerdir. Medreseler Ortaçağ’ın akademileridir.
• Zaman içerisinde Kastamonu’da birçok külliye açılmıştır. Selçuklu ve Candaroğlu Dönemi’nde Yılanlı Külliyesi ve İsmail Bey Külliyesi, Osmanlılar Dönemi’nde ise Nasrullah Külliyesi, Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi, Yakup Ağa Külliyesi bunların içinde en önemlileridir.

Nizamiye Medreseleri
• Yüksek eğitim ve öğretim kurumları olan medreseler, ilk defa Selçuklu sultanı Alp Arslan’ın başveziri Nizamü’l-Mülk tarafından kuruldu.

Bağdat Nizamiye Medreselerinin Dersleri

Din ve Hukuk Dersleri
Kuran Okuma
Tefsir
Hadis
Fıkıh
Kelam

Dil ve Edebiyat Dersleri

Arap Edebiyatı
Fars Edebiyatı
Nahiv
Hitabet
Sarf
Cerh ve Tadil
Tarih
Edep

Felsefe Dersleri
Felsefe
Mantık

Pozitif Bilimler Dersleri
Tıp
Cerrahi
Hesap
Hendese
Müsellesat
Nücûm
Heyet
Tabiiyat

Kastamonulu ve Kastamonuda Yetişen Bilim İnsanları

Taşköprülüzâde Ahmet Efendi (1495-1561)
• Ebu l-Hayr İsâmuddin Ahmet Efendi, “Taşköprülü” olarak bilinen Muslihuddin Mustafa Efendinin oğlu olarak 1459 tarihinde Bursa’da dünyaya gelmiştir. Dedesinin Hayreddin Halil’in Taşköprü’deki Muzafferiye Medresesi’nde müderrislik yapmış olması nedeniyle ailesi Taşköprülüler olarak tanınmıştır. Babası ve yine müderris olan amcası Kıvamuddin Kasım’dan temel bilimleri okuyan Taşköprülüzâde, Amasya’da Hüseyniye Medresesinde tahsilini tamamlamıştır.
• Birçok medresede görev yapan Taşköprülüzâde 1545 yılında İstanbul Kadılığı görevine getirildi. Görme bozukluğu yüzünden görevinden ayrılarak kendini telife verdi ve birçok ölümsüz eserini bu dönemde yazdı. 1561 yılında İstanbul’da dünyaya gözlerini yuman Taşköprülüzâde, Fatih Camii civarında bulunan Aşık Paşa Tekkesi Mescidi’nin haziresine defnedildi.

• Taşköprülüzâde’nin Osmanlı ilim tarihinde önemli bir yere sahip olmasının nedeni,
Osmanlı’da ilimler ve âlimler sahasında yazdığı Miftâh ve Şakâyık adlarıyla tanınan iki temel eserdir. Bunlar dışında çeşitli konularda çok sayıda eseri vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:
Eserleri
• Miftâh el-Saâde ve Misbâh el- Siyâde fî Mevzuât el-Ulûm: Birçok ilim ve sanat üzerine yazılmış Arapça bir eserdir.
• Şaka’ikü’n-Nu’maniye fi-Ulemai’d-Devletü’l-Osmaniye; Osmanlı dönemi bilginlerinin
tanıtıldığı eserdir.
• Miftâh el-Ulûm: Miftâh el-Saâde’nin özeti niteliğindedir.
• Risale fi İlm el-Hisab;matematik üzerinedir.
• Risalat el-Camia li Vasf el-Ulum el-Nafia: Bilimlerin değerinden bahseden bir eserdir.
• Risalatfi Marifet el-Takvim: Takvim hesabı üzerinedir.
• Risâlet-üş-Şifâ fî Devâ-il-vebâ: Veba hastalığı ile ilgilidir.

Astronom ve Matematikçiler

Fethullah Şirvânî (820/1417 ? – 891/1486)
• Fethullah b. Ebî Yezîd b. Abdi’l-Azîz b. İbrahim el-Şâberânî el-Şemâhî el-Şirvânî “Şah Fethullah”
• Şirvan’lıdır.
• Muhtemelen 820/1417 yılı civarında İlhanlı Devleti’ne bağlı bir eyalet merkezi olan Şirvan’a bağlı Şemâhî kasabasında (bugün Azerbaycan’da) doğmuştur.
• 1435 yılı ortalarında ise o dönemde bilimin en önemli merkezi olan Semerkand’a gitti ve orada Uluğ Bey’in kurduğu medresede öğrenim gördü.
• Burada Kadızâde-i Rûmî’den Usûl-i Fıkıh, Cedel, Kelâm, Astronomi ve Geometri ile diğer matematiksel bilimleri okudu.
• 13 Eylül 1440 yılında Kadızâde-i Rûmî’den icazet aldı.
• Ali Kuşçu’dan da dersler aldı.
• II. Murat döneminde, 1450 yılında ise (kaynaklarda yazdığına göre Kadızâde-i Rûmî’nin tavsiyelerine uyarak) Anadolu’ya, ilk olarak da Kastamonu’ya geldi.
• Burada Candaroğlu İsmail Bey’den iltifat gördü. Burada özellikle İsmail Bey Medresesi’nde dersler verdi. Birçok öğrenci yetiştirdi.

• Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul kuşatmasına başladığı sıralarda Bursa’ya gitti.
• Fetihten sonra ise Kastamonu’ya geri döndü. Burada el-Ferâid ve el-Fevâid eserini kaleme aldı ve Fatih’e sundu. Ancak Fatih ona karşı ilgisiz davrandı.
• Bazı kaynaklara göre 1465 yılında Hac için
Mekke’ye gitmiş ve burada dersler vermiştir.
Buradan dönüşte de Kahire’ye uğramıştır.
• 1486 yılında da memleketi olan Şirvân’ın merkezi Şamâhî’de vefat etmiştir.

• Şirvânî, şer’î ve aklî ilimlerle Arap dili ve edebiyatı yanında mantık, müzik, matematik, astronomi ve coğrafya da okuttuğu için, Uluğ Bey Medresesinde yetiştikten sonra, Anadolu’ya matematiksel bilimleri götüren ve bunların yayılmasını sağlayan üç ünlü bilim adamından biri sayılmaktadır. Diğer bilim adamları Kadızade-i Rumi ve Ali Kuşçu’dur.
• Anadolu’da özellikle de Kastamonu’da hayatı hep eğitimle geçmiştir. Çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. Öğrencileri arasında en meşhurları, Muhyiddin Niksârî (ö. 1495), Kemaleddin Mesud b. Hüseyn el-Şirvânî’nin yanı sıra Candaroğlu İsmail Bey de bulunmaktadır.

• El-Ferâid ve el-Fevâid fî Tavzîhi Şerh el-Mulahhas (Hâşiye alâ Şerh el-Mulahhas fî el￾Heye); Çağminî’nin el-Mulahhas fî el-Heye adlı astronomi eserine Kadızâde’nin
yazmış olduğu yoruma yapmış olduğu haşiyedir. Notlarını Semerkand’da tutmuştur.
1473 yılında Anadolu’da tamamlamış ve Fatih’e ithaf etmiştir. Osmanlı
medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
• Şerh el-Tezkîre fî İlm el-Hey’e; Nasirüddîn-i Tûsî’nin el-Tezkîre fî İlm el-Heye adlı eserinin yorumudur. 1475 yılında yazılmıştır. Mukaddime kısmından öğrendiğimize
göre Nîşâbûrî ve Cürcânî’nin yorumlarından yararlanarak öğrencileri için hazırlamıştır. Eserde Şirvânî öğrencilik yıllarını anlatmaktadır. Ayrıca Birinci Bâb’tan sonra yer alan Optik (İlm-i Menâzır) kısmına ilişkin 54 sayfalık ek bölümü ayrıca önemlidir. Buradaki bilgiler onun bu konuda İbn el-Heysem ve Kemâleddîn el￾Farisî’nin çizgisini taşıdığını göstermektedir. Ayrıca kaynaklara göre, burada Euclides’in bir teoremine ilişkin tartışma da bulunmaktadır.
• Hâşiye ala İlahiyyâti Şerh el-Mevâkıf; II. Bayezid’e ithaf edilmiştir.
• Hâşiye ala Şerh el-Mevâkıf; Seyyid Şerif el-Cürcanî’nin Şerh el-Mevâkıf adlı eserine
yazdığı yorumdur.
• Şerh Tezhîb el-Mantık ve el-Kelâm; Teftâzânî’nin eserinin yorumudur.
• Şerh el-Envâr li-Amel el-Ebrâr; Cemâleddîn Yûsuf b. İbrâhimel-Erdebîli’nin Şâfîî
fıkhına ilişkin el-Envâr lî-amel el-Ebrâr adlı eserini Farsça olarak yorumudur. 1478’de yazılmıştır.
• Şerh-i Evâmil; Abdülkadirel-Cürcânî’nin nahiv ilmine dair yazmış olduğu el-Evâmil
el-Mie adlı eserin yorumudur.

Muhiddin Muhammed b. İbrahim b. Hasan el-Rumi el-Niksârî (ö. 1495)
• II. Bayezid döneminin tanınmış bilim adamlarındandır.
Taşköprüzade, Niksari’nin babasının dayısıdır; aynı zamanda hocasıdır.
• Şirvani’den astronomi, geometri ve mantık dersleri almıştır. Kastamonu’da İsmail Bey Külliyesi’nde dersler vermiştir.
• II. Bayezid tarafından daha sonra İstanbul’a davet edilmiştir. İstanbul’da birkaç medresede dersler vermiştir.
• Daha çok tefsir üzerine eserleri olmasına karşın astronomi alanında yazmış olduğu Çağmini’nin Mulahhasfi el-Heye’sine yazmış olduğu yorumu ile tanınır.

Şaban Halife el-Kastamonî (ö. 1569/70)
• Kastamonu’da yetişmiş bilginlerden ve şeyhlerdendir. Kastamonu’da bir zaviye
kurmuştur.
• Astronomiye ilişkin eserleri şunlardır:
• Risale fi Marifet Vaz el-Mukantara; rub-i mukantara ile namaz vakitlerinin tayini üzerinedir.
• Risale fi el-Ruhama; Güneş saatleri üzerinedir.
• Risale fi el-Amel bi’l-Rub el-Müceyyeb; Rub-i müceyyeb ile yükseklik ölçümü hakkındadır.
• Risale fi Muaddil el-Nehar ve Amel bi Alatihi; Göksel ekvator adlı aletin kullanımı hakkındadır.

Hüseyin Avnî (1879’da sağ)
• Bahriye yüzbaşısıdır. İngiltere ve Kıbrıs’ta bulunmuş ve buralarda matematiksel bilimlerde ilerlemiştir. Yurda döndükten sonra Darüşşafaka’da fahri muallimlik yapmıştır. 1876 senesinde Yusuf Paşa semtinde eğitime açılan Mekteb-i Osmani’nin de kurucusudur.
• 1898 senesinde tahkikat neticesi Adana veya Kastamonu vilayetlerine tayin edildi.
• 1908’de Şam Maarif Müdürlüğü’nde olup hükümet aleyhine kitaplar hakkında usulsüz muamelede bulunduğu ve olumsuz davranışları sebebiyle yine hakkında tahkikat açılmıştır.
• Yazmış olduğu eser; Mebâdi-i İlm-i Hey’et ve yahud Kozmografya; Darüşşafaka’nın resmi kozmografya kitabıdır. Elias Loomis’in kitabının tercümesidir. Matematik, astronomi, meteoroloji, tabiat felsefesi, konularından bahsedilir.

Coğrafyacılar

Abdüllatif Çelebi Latifi (1491-1582)
• Kastamonulu Türk tezkireci, edibi ve şairidir.
• Eğitimine Kastamonu’da başlamış ancak tahsilini yarıda bırakarak muhasebe ve kâtiplik görevlerinde bulunmuştur.
• Bir süre Belgrad’da kâtiplik yapmış sonra Rumeli’ye, 1543’te de İstanbul’a gelmiştir. 1546 yılında İstanbul’a ikinci gelişinde meşhur Tezkire’sini tamamlamıştır.
• Son yıllarında Hacca gitmek üzere yola çıkmıştır. Mısır’dan Yemen’e giderken bindiği geminin batması sonucu vefat etmiştir. Birçok eseri vardır.
• Coğrafya alanında yazmış olduğu eser Risale-i Evsaf-ı İstanbul adını taşır. Eser İstanbul’un birçok özelliğinden bahsetmesi bakımından önemlidir. İstanbul hakkında ayrıntılı bilgi içermektedir.

Kudsizade Mehmed Âkıl (ö. 1898’den önce)
• 1870’te İstanbul’da doğmuştur. 1887’de Mülkiye Mektebi’nden mezun olmuş ve çeşitli kazalarda kaymakamlık yapmıştır.
• Kastamonu Vali muavini iken vefat etmiştir.
• Coğrafya alanında yazmış olduğu çeviri eseri ile tanınır. Muhtasar Coğrafya-yı Umumi adıyla tanınan ser Jean Léon Sanis’in eserinin Türkçeye tercümesidir. Eser coğrafya tanımlarıyla başlar, bir yerin enlem ve boylamının bulunmasından bahsedilir ve sonra Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika kıtaları hakkında bilgiler verilir.

Mehmed Celal (1863-1926)
• İstanbulludur. Eğitimini burada tamamlamış ve 1883’te Mülkiye’den mezun olmuştur. Aynı yıl ziraat tahsili için Almanya’ya gönderilmiştir. 1886’da yurda dönmüş ve birçok şehirde coğrafya öğretmenliği yapmıştır.
• Kastamonu idadisi müdürlüğü ve maarif müdürlüklerinde de bulunmuştur. Aynı zamanda Konya ve Adana valiliği görevlerinde de bulunmuştur. Matematik ve coğrafya üzerine yazmış olduğu eserleriyle meşhurdur. Zirai konusunda eserleri de vardır.
• Ameli Hesap
• Zihni ve Ameli Hesap Dersleri
• Coğrafya-yı Umumi Cep Atlası; fiziki, beşeri, ticari ve iktisadi coğrafya hakkındadır; Osmanlı Devleti haritası da içerir.
• Muhtasar Coğrafya-yı Umumi; matematiksel coğrafyaya ilişkindir.
• Malümât-ı Mücmele-i Zirâîye: Toprağın tanımı, bir otun büyümesi, toprağın hazırlanması, gerekli alet ve makinelerin tanıtılması, hububat zeri (ekimi), hububat türleri, baklagiller, yumru köklü patates ekimi, sanayi bitkilerinin ekilmesi, hayvanat-ı ehliye, büyümeleri, bakımları, konuları işlenir.
• Malümat-ı Zirâiye: Ders kitabıdır. Toprağın oluşumu, cisimler, taş cinsleri, balçık, kireç, toprağın kuvveti verimi, toprağın terkibinin tahlili, arazinin fiziki evsafı, arazi türleri, hava, su, ışık, hararet ve mevkiin ehemmiyeti, başlıca elde edilen ürünler hakkında bilgi verilir.
• Şeker Pancarı
• Ziraat Dersleri

Ahmed İhsan [Tokgöz] (ölm.1942)
• 1868 yılında Erzurum’da doğmuştur; aslen Taşköprülüdür. Servet-i Fünun Mecmuası’nın sahibi olmakla ve pek çok telif ve tercüme eseriyle meşhur olan bir fikir adamıdır.
• 1886’da Şafak adlı bir risale çıkarmıştır.
• 1889’da da bir buçuk yıl yayını süren Ümran risalesini çıkarmış, 1890’da Alem Matbaasını kurmuş, bir buçuk yıl sonra Servet-i Fünun dergisini çıkarmaya başlamıştır. Bu dergi daha sonra Uyanış adını alarak müellifin ölümüne kadar devam etmiştir.
• 1907’de İttihat ve Terakki Cemiyetine giren Ahmed İhsan bir müddet Ticaret Mektebi’nde coğrafya hocalığı, 1912’de Beyoğlu Belediye Reisliği, 1931’de Ordu milletvekilliği yapmış, ölümüne kadar milletvekili olarak kalmıştır. Jules Verne’nin on iki eserini de tercüme etmiştir. Birçok eseri vardır.
• Coğrafya ile ilgili eserleri şunlardır:
• Altı Hafta Nil’de Seyahat; Ahmed İhsan’ın sıhhi sebeplerle kışı geçirmekte olduğu Mısır’da altı hafta boyunca vapurla Nil nehrinde yaptığı seyahatteki müşahedelerini anlatıldığı eseridir.
• Avrupa’da Ne Gördüm: Avrupa seyahatini anlatır.
• Sınaî, Ticari ve İktisâdı Avrupa; M. Dubois ve J. G. Kergonard’ın aynı konuda yazdıkları eserin tercümesidir.
• Tuna’da Bir Hafta; Almanya dâhilinde bulunan Passau’dan Karadeniz’e kadar Tuna nehri yoluyla gerçekleştirdiği seyahati anlattığı bir eserdir.
• Diğer Eserleri:
• Tirol Cebhesi’nde Ateş Hattında: Tirol cephesindeki hatıralarını anlatır.
• Alman Müellefatının Muktebes Fiziyolojisi
• Demiryolları
• Fenni Eğlenceler
• Nev Usul Fotoğraf
• Tütün

Tabii ve Tatbiki Bilimler

Karabet T. Nahabedvan (1906’da sağ)
• Bursa İpekçilik Mektebi (Darüttalimi) mezunudur.
• 1896’da Kastamonu’da orman başmüfettişliği yapmıştır.
• Ormancılık üzerine yazmış olduğu eserlerle tanınır.
• Günlük Ağacına ‘Anber-i Sâil-i Şarkîye’ Dair Malumat: Makaledir.
Muğla ve çevresindeki günlük ağacının özelliklerinden bahseder.
• Harir ve Böcek Tohumu Besleyen Ehl-i Zürrâra Kolaylık Olmak İçin Bursa Harir Darüttalimi Mezunlarından Tohumcu Karabet T. Nahabedvan Tarafından Tanzim ve Tertib Olunmuş Cep Risalesi: İpek böceği yetiştiriciliğinden bahseder.
• Mevâdd-ı Fenniye (Orman Kısmı): Orman alanlarının çoğaltılması ve çam çeşitlerinin geliştirilmesi üzerinedir.
• Orman Harîklerinin Tedâvir-i İtfâiyesi: Orman yangınları üzerinedir.

Ahmed Hilmi (1915’te sağ)
• 1915’te Kastamonu vilayeti ziraat müdürüdür.
• Eserleri şunlardır:
• Alat ve Edevat-ı Ziraiye İstimaline ne Zaman Başlanmış: Tarih ve Terakkisi: Makaledir. Ziraat aletlerinin tarihinden bahseder.
• İpek Böcekleri: Makaledir.
• Patates Ziraati ve Meziyeti

Süleyman Azmi (1918’de sağ)
• Ormancı olduğuna ilişkin bilgiler vardır. Eserleri şunlardır:
• Kastamonu ve Bolu Ormanları Şartnamesi: Makaledir. Kastamonu ve Bolu ormanlarının işletilmesi, kiralanması ve pazarlanması hakkındadır.
• Mahrûkât Meselesi: Makaledir. Kömürler hakkındadır.
• Belgrad Ormanları Layihası: Makaledir. Belgrad ormanlarının korunması üzerinedir.
• Terementi ve Reçinecilik: Makaledir. Reçinelerden bahseder.

Ahmed Şükri (ö. 1926)
• 1875 yılında Kastamonu’da doğmuştur.
• İlk öğrenimini burada yapmış sonra Trabzon İdadisi’ni bitirmiştir. 1895’te İstanbul Darülmuallimin-i Alisi’nden mezun olmuştur.
• Kastamonu mebusluğu da yapmıştır. 1926’da İzmir suikastı nedeniyle idam edilmiştir.
• Maarif nazırlığı sırasında kızların ve yetimlerin okutulması konusunda gayretler göstermiş, laik eğitimi savunmuştur.
• Bazı eserleri şunlardır:
• Fenn-i Mihanik: Mekanik konularına ayrılmıştır.
• Siemens ve Halske Malumatından Dupleks Makineleri Hakkında Talimat:
Dupleks postası, kurulması, işletilmesi hakkındadır.
• Viston makinesiyle Teati-i Muhaberata Dair Talimat: Telgrafnamelerin tefriki, merkezlerinin hazırlanması hakkındadır.

Mehmed Âsaf (ö. 1930)
• 1875’te İstanbul’da doğdu. Beşiktaş Askeri Rüşdiyesi’nde orta, Mülkiye’nin idâdı kısmında lise eğitimini tamamladı. 1893’te Mülkiye yüksek kısmından mezun oldu.
• 1894’de Kastamonu idadisinde Türkçe ve coğrafya öğretmenliği yaptı.
1924’te Dâhiliye Vekâleti vilayetler idaresi umum müdürlüğüne terfi etti.
• 1930’da öldü. Milli mücadelede büyük hizmetlerinden dolayı İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı.
• Bazı eserleri:
• Muallimsiz Almanca Öğrenmek İçin En Kolay Yol
• Elmas Elifba Usul-i SavtiyeÜzerine
• Yeni Usul Eşya Dersleri

Tıbbi Bilimler
Kasım Paşa (ö. 1676)
• Sarayda yetişti ve idari görevlerde bulundu aynı zamanda cerrahtır.
• 1670/1’de Kastamonu’da valilik yaptı. Tıp üzerine iki eseri vardır.
• Mecmua fi Mürekkebat el-Adviyya
• Risale-i Tarif-i Meacin (Risale-i Kasım Paşa)

Hüseyin Remzi (ö. 1896)
• Miralay Hüseyin Remzi, Osmanlıların son zamanlarında yetişen büyük tıp bilginlerindendir. 1839 İstanbul doğumludur.
• Dedesi Yurdumoğlu Emir Ali, Kastamonu’nun Cide kasabasında rençberlik yaparken İstanbul’a göçmüştür. Babası Emir Mustafa tersanede marangozdu.
• 1845’te Mekteb-i Tıbbiye’ye girdi ve 1866 senesinde buradan mezun oldu. Bir süre Viyana’ya gönderildi. Yurda dönünce bahriyeye geçti. Bundan beş sene sonra Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye’yemuallim muavini oldu. 1873’te binbaşılığa terfi
etti. 1877’de muallim oldu. 1874 senesinde Asken Baytar Mektebi ilm-i hayvanat hocası, Dârüşşafaka fahri mevâlid-i selâse hocası, Mekteb-i Harbiye askeri hıfzıssıhha hocası oldu. 1878 senesinde kaymakamlığa terfi etti.
• 1885 senesinde padişahın iradesiyle Zoeros Paşa ve Baytar Hüseyin Hüsni Bey ile beraber Pasteur’ün Paris’te kurmuş olduğu enstitüye gönderildi. Burada kuduz aşısı ve mikrobiyolojinin yeni gelişmeleri hakkında bilgi aldılar. Hüseyin Remzi kendi parasıyla hoca tutarak ve Jardin de Plante Laboratuarı’na devam ederek bilgisini genişletti. Societe Asiatique’e üye seçildi.
• 1887’de miralay oldu. Mülkiye Baytar Mektebi’nin kurulması için kurulan komisyonda vazife aldı ve 1889’da açılan Mülkiye Baytar Mektebi’nin ilk ilm-i hayvanat hocası oldu. 1892’de Telkihhane’nin açılmasını sağladı. Cemiyet-i Tıbbiye-i
Osmaniye’nin de kurucularındandır. Miralay Hüseyin Remzi’nin 58 eseri vardır. Tıp üzerine olanlarından bazıları.
• Ameli ve Nazari Aşı Dersi
• Aşı Ameliyatı
• Dürus-i İlm-i Hayvanat-ı Tıbbiye
• Fenn-i Mikrobi-i Cerrahi
• Fizyoloji ve İlm-i Hayvanat
• Hıfz-ı Sıhhat-ı Askeri
• Kuduz İlleti ve Tedavisi
• Tarih-i Tıp

Şerefeddin B. Arif (1911’de sağ)
• 1854’te İstanbul’da doğdu. Mekteb-i Tıbbiye’den mezun oldu. 1890/1’de hıfzıssıhha-i umumi müfettişi oldu.
• 1895/6 yılında Kastamonu sıhhiye müfettişliği görevine atandı.
1910’da Dersaadet sıhhiye müfettişliğine getirildi.
• Bazı eserleri şunlardır :
• Maden Suları
• Ev Hekimi
• Panzehirler
• Tarih-i Tıbb-ı Osmani

Kemal (1922’de sağ)
• Kastamonu sıhhiye müdürüdür.
• Türkiye’nin Sıhhi ve İçtimai Coğrafyası Kastamonu Vilayeti adlı eseri vardır.
• Kastamonu’nun fiziki, beşeri coğrafyası, örf ve adetleri, bölgede görülen bulaşıcı hastalıklar ve bunlarla mücadeleler anlatılır.

Nuri Osman Eren (ö. 1941)
• 1893 Kastamonu doğumludur.
• Babası Şam tahrirat müdürü Osman Efendi’dir. İlk, orta ve lise eğitimini Şam’da tamamlamıştır.
• 1914’de Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Bir müddet Erzurum’da, Erzincan’da, Samsun ve Sivas’ta hekimlik yaptı.
• Paris’te eğitimine devam etti. 1. Dünya Savaşı’nda Samsun’a yerleşti ve Samsun Zührevi Hastalıklar Hastanesi baştabibi oldu.
1936’da Haydarpaşa hastanesine nakledildi.
• Frengi Hastalığı ve Korunma Çareleri adlı kitabın yazarıdır.

Şevket Halid Pek (ö.1945)
• Kastamonuludur.
• 1918/19’da Mekteb-i Tıbbiye’den mezun oldu. Albaylıktan emekli olmuştur.
• Sükut-i Şerc Tedavisi Hakkında bir makalesi vardır.

Mustafa Hayrullah Diker (ö. 1950)
• 1875’te İstanbul’da doğdu. 1897’de Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye’den mezun
oldu. 1910’da Paris’e gitti burada üç yıl boyunca tıp, psikiyatri, nöroloji eğitimi aldı.
• İstanbul’a dönünce çeşitli hastanelerde çalıştı.
• 1941’de emekli oldu ve iki dönem Kastamonu ve İstanbul milletvekilliği
yaptı.
• Bazı eserleri şunlardır:
• İlm-i Hayattan Birkaç Bahis
• Felsefe-i Tıb
• Freud’un Psikolojisi Üzerine
• Musahabat-ı Tıbbiye
• Yarının Hekimlerine Tababet-i Adliye ve Ruhiye Dersleri

Sonuç
• Tarih boyunca Hititlilerden Cumhuriyet Dönemine, Kastamonu bir bilim ve kültür merkezi olarak anılmaktadır. Şehir Türklerin eline geçtikten sonra da bu özelliğini korumuş, hatta gerek Candaroğulları gerekse Osmanlı döneminde açılan medreseler ve eğitim kurumlarıyla bilim ve kültür merkezi hüviyeti kazanmıştır.
• Bu eğitim kurumlarında çok sayıda bilim adamı yetişmiştir.
• Özellikle Osmanlının bilimin yüksek olduğu dönemde Anadolu’da bilimin yaygınlaşmasında Kastamonu merkezi bir konumdadır (Fethullah Şirvani örneği).
• Kastamonu’nun bu kimliği Osmanlının son döneminden Cumhuriyet dönemine kadar da sürmüştür.

Kaynakça
• Akpınar, C. (1995). Fethullah eş-Şirvânî. İslam Ansiklopedisi, 12, 392.
• Çelebi, K. (1972). Kefşü’z-Zünûn. İstanbul.
• İbret, Ü., Aydınözü, D., & Uğurlu, M. (2015). Kastamonu Şehrinde Kültür ve İnanç Turizmi. Marmara Coğrafya Dergisi(32), 239-269.
• İhsanoğlu, E. (2017). Osmanlı Bilim Mirası. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
• İhsanoğlu, E., Şeşen, R., & İzgi, C. (1999). Osmanlı Matematik Literatürü Tarihi (Cilt I). İstanbul.
• İhsanoğlu, E., Şeşen, R., Bekar, M., & Gündüz, G. (2004). Osmanlı Askerlik Literatürü Tarihi. İstanbul: IRCICA.
• İhsanoğlu, E., Şeşen, R., Bekar, M., Gündüz, G., & Bulut, V. (2006). Osmanlı Tabii ve Tatbiki Bilimler Literatürü Tarihi. İstanbul: IRCICA.
• İhsanoğlu, E., Şeşen, R., Bekar, M., Gündüz, G., & Bulut, v. (2008). Osmanlı Tıbbi Bilimler Literatürü Tarihi. İstanbul: IRCICA.
• İhsanoğlu, E., Şeşen, R., Bekar, M., Gündüz, G., & Bulut, V. (2011). Osmanlı Astroloji Literatürü Tarihi. İstanbul: IRCICA.
• İhsanoğlu, E., Şeşen, R., Bekar, M., Gündüz, G., & Furat, A. (2000). Osmanlı Coğrafya Literatürü Tarihi. İstanbul: IRCICA.
• İhsanoğlu, E., Şeşen, R., Gündüz, G., & Bekar, M. (2003). Osmanlı Mûsikî Literatürü Tarihi. İstanbul: IRCICA.
• İhsanoğlu, E., Şeşen, R., İzgi, C., Akpınar, C., & Fazlıoğlu, İ. (1997). Osmanlı Astronomi Tarihi Literatürü Tarihi (Cilt I). İstanbul.
• İzgi, C. (1997). Osmanlı Medreselerinde İlim. İstanbul.
• Mehmet Tahir Bey, B. (1915). Osmanlı Müellifleri(Cilt I).
• Ragep, J. (1993). Nasir al-Din al-Tûsi’sMemoir on Astronomy (al-Tadhkira fi ‘İlm el-Hey’e). New York.
• Rosenfeld, B., & İhsanoğlu, E. (2003). Mathematicians, Astronomers& Other Scholars of Islamic Civilisation. İstanbul: IRCICA.
• Rudloff, G., & Hochheim, A. (1893). Die Astronomie des Mahmûd ibn Muhammed ibn ‘Omar al-Gagmînî. Zeitschrift der Deutschen
Morgenländischen Gesellschaft, XLVII, 213-275.
• Taşköprülüzâde. (2007). Osmanlı Bilginleri. (M. Tan, Çev.) İstanbul: İz Yayıncılık.
• Tosun, A. R. (2010). Hüseyin Rıfkı Tâmanî ve Elementler Çevirisi. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi.
• Unat, Y. (2009). Ali Kuşçu, Çağını Aşan Bilim İnsanı. İstanbul: Kaynak Yayınları.
• Unat, Y. (2012). Candaroğulları Dönemi’nde Kastamonu’da Bir Bilim Adamı: Fethullâh Şirvânî. Kuzey Anadolu Beylikleri Dönemi Sempozyumu, (s. 299-311). Çankırı: Editör: Halil Çetin.
• Yakupoğlu, C. (2009). Kuzeybatı Anadolu’nun Sosyo-Ekonomik Tarihi. Ankara: Gazi Kitapevi

***

Makalenin alındığı kaynak adresi:

http://www.academia.edu/36417613/İlim_ve_Kültür_Merkezi_Olarak_Kastamonu.pptx

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Sultanların Hocası Kastamonulu Safiye Hanım

SULTANLARIN HOCASI (Muallime-i Salâtîn) KASTAMONULU SAFİYE HANIM Kastamonulu Safiye Ünüvar hoca hanımın “Saray Hatıralarım” isimli …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hz. Peygamber’in Hayatından Adalet Örnekleri

Yazar: Mehmet Deri Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. Peygamber'in uyması gereken esaslardan bahsedilirken, "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. …

Kapat