Ana Sayfa / Yazarlar / İllâ Devletin mi Uygulamasını Bekliyoruz?

İllâ Devletin mi Uygulamasını Bekliyoruz?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İslam’ın hangi hükümlerini uyguluyoruz?
İlla devletin mi uygulamasını bekliyoruz?
Yoksa onlar cahiliye hükümlerini mi arıyorlar? Kesin inanan bir kavim için Allah’tan daha güzel kim hüküm veren var mıdır? (Maide Sûresi, 50)

İslam’ın Hükümleri En Güzel Hükümlerdir.

İslam, insanlar arasında adaleti, sosyal hayatı, düzeni, huzuru, refahı, ahlakı, hukuku, beşeri münasebetleri tesis etmek için gelmiş en güzel sistemdir. Bu sistem bir bütündür. Bir kısmını alıp bir kısmını uygulamak yeterli olmaz. İbadet kısmını alıp ahlak kısmını terk etmek huzur ve saadet getirmez. Zikir kısmını alıp medeni hukuku ihmal etmek huzur getirmez.[1]

Bir insan namazını düzgün kılıp faizden imtina etmezse huzur bulamaz. Ne iç huzuru bulabilir ne ekonomik huzur bulabilir. İslam sadece temel ibadetlerden ibaret bir din değildir. Camide anlatılan ve camide yaşananlar ile sınırlı değildir.

Bir kimse namazı bozan şeyleri merak ettiği kadar neyin haram, neyin helal olduğunu da merak etmelidir. İbadetini eksiksiz yaptığı gibi miras taksimatını da ihmal etmemeli ve çocukları arasında haksızlık yapmamalıdır.

Bir Müslüman, İslam’ın ibadetleriyle yaşayıp beşeri kanunlarla hayatını sürdürmemelidir. İslam sistemi dışında kalan tüm kanunlar cahiliye hükümleridir.

Her Müslüman ayrıca İslam’ın kanunlarını da istemelidir. Gücünün yettiği tüm konularda beşeri kanunlarla mücadele etmelidir. İslam nizamının yerleşmesi ve uygulanması için elinden geleni yapmalıdır. Ticari, ailevi ve dünyevi bir sıkıntıyla karşılaştığı zaman bunu öncelikle İslam nizamıyla ve İslam hukukuyla çözüme kavuşturmalıdır.

İslam kanunları ve hükümleri ile yaşama imkânı olan her konuda dinini öncelemelidir. Beşeri kanunlara ihtiyaç duyulmayan konularda İslam hükmüne göre işlerini halletmelidir. İslam’a göre çözüm bulabildiği halde beşeri kanunlara müracaat eden kişi, cahiliye hükmünü tercih etmiş sayılır ve bu konuda mazur değildir.
İslam hukuku tüm Müslümanları bağlar. Bir Müslümanın İslam’ın sadece bir bölümüyle yetinmesi ve bir kısmıyla amel etmesi onu rahatsız etmelidir. Halinden memnunsa vay haline![2]

Allah’tan daha güzel hüküm veren var mıdır? Allah’ın hukuku ve hükmü değişmez ve yanılmazdır. Ama beşeri hukuk ise beşerle gelir, beşerle gider. Ölümlü ile gelir, ölümlü ile gider. Bir dönemin insanların talep ve isteklerine göre gelir, başka dönemin insanlarının talep ve istekleriyle gider. Bir millete uygun olur, başka millete uygun olmaz.
Ama İslam hukuku öyle değildir. Ölmeyen Allah’ın hükmüdür,[3]zamana ve çağa göre değişmeyen hükmüdür, şahsa ve topluma göre değişmeyen hükmüdür.

Rabbim bizlere İslam hukukunun cari olduğu günler görmeyi nasip etsin!

[1] Bakara 85, 91, 208. Nisa 150
[2] Maide 44-45, 47.
[3] Furkan 58.

***

Boşanma esnasında bile karı kocaya nasihat eden bir sistem var mı dünyada?

Sizler birbirinizle içli dışlı olduğunuz halde onu (verdiğiniz mihri) nasıl alırsınız? Üstelik onlar sizden sapasağlam bir söz almıştı. (Nisa Sûresi 21)

Eşler Birbirlerinin Sırdaşıdır.

1- Evlilikte asıl olan, evliliğin ölünceye kadar devam etmesidir. Ama daha önce de dediğimiz gibi evliliğin amaç ve hikmetleri kimi zaman gerçekleşmez. Günümüzde evlilik oranlarının düştüğünü, bununla birlikte evliliklerde boşanmaların da arttığını görmekteyiz. Bunun hem siyasi hem ekonomi hem kültür yozlaşması hem iç hem dış sebepleri vardır.

2- Sebep ne olursa olsun bazı evliliklerde boşanma kaçınılmaz bir hal alır. Eşlerin birbirlerinden ayrılması diğer ayrılıklar gibi değildir. Ortaklar da ayrılır, müttefikler de ayrılır, takımlar da ayrılır, gruplar da ayrılır, dostlar da ayrılır. Ama ayrılıklar içerisinde en ağır geleni elbette ki eşlerin ayrılmasıdır. Eşlerin ayrılması hem dramatik sonuçlar doğurur hem hüzne sebep olur hem travmalara neden olur hem de kimi zaman büyük sorunları da beraberinde getirir.

3- İslam’ın müdahale ettiği en büyük alanlardan biri de boşanmadır. İslam, sağlıklı bir boşanmanın gerçekleşmesi için elinden geleni yapmıştır. Bundan olsa gerek Kur’ân’da namazdan daha çok boşanmayla ilgili ayetler vardır. Boşanma hukukuyla ilgili ayetlerin sayısı bir hayli fazladır. Amaç, kırıp dökmeden ve meşru sınırlar içerisinde sağlıklı bir boşanmanın gerçekleşmesidir. Bunda hem
erkeğe hem kadına büyük görevler düşmektedir.

4- Evliliğin boşanma ile sonuçlanmasında en büyük sıkıntı mihir, nafaka, ev eşyaları üzerinde olmaktadır. Yani ekonomik nedenler, evliliğin son bulmasında ekonomik krizlere neden olmaktadır.
Boşanma gerçekleştikten sonra mihir her halükarda kadının hakkıdır. Erkeğin bunu vermeme, vermek istememe gibi bir lüksü ve hakkı yoktur.

5- Evlilik ister kısa sürsün ister uzun sürsün halvet ve cima gerçekleşmişse mihir tam olarak tahakkuk etmektedir. Hiç kimse boşanmak niyetiyle evlilik yapmaz. Bu nedenle de evliler, evliliğin güzelliklerinden istifade ederler. Eşler birbirlerine açılır, birbirlerine sırdaş olur, birbirlerinin mahrem yerlerini görür, birbirlerine güvenirler. Hemhal olurlar, içli dışlı olurlar, aynı yatağa uzanır, aynı banyoda beraber bulunurlar, birbirleriyle şakalaşır, birbirlerine naz ederler. Evliliğin tüm güzelliklerini yaşar ve bir elmanın diğer yarısı gibi birbirlerini tamamlarlar.

6- Ama günün birinde evlilik bazı nedenlere binaen devam edemez hale gelir ve istenmeyen bir son ile yani boşanma ile sonuçlanır. İşte böyle bir durumda bile İslam’ın söyleyecek bir sözü vardır. Bu söz hiçbir medeni kanunda yer almayan sıcaklıkta bir sözdür. Bu söz biraz romantizm kokmaktadır, bu söz içinde biraz da hüzün barındırmaktadır. “Sizler içli dışlı olmuştunuz, birbirinizle birlikte olmuştunuz, birbirinizle ilişkide bulunmuştunuz, hemhal olmuştunuz. Buna rağmen nasıl olur da ona verdiğiniz mihri isteme cüretinde bulunuyorsunuz? Ayrıca o kadınlar sizden sapasağlam bir söz almıştı. Bu mihri vereceğinize dair büyük sözler vermiştiniz.”

7- Hem ahlaki açıdan verdiğiniz sözü tutun hem de insani açıdan verdiğiniz ahde vefalı kalın ve kadınlara verdiğiniz mihri geri istemeyin. Verdiğiniz mihri almak için hileli yollara da başvurmayın!
Evet, İslam budur işte. İnsanların en mutlu gününde de yanında olan, en hüzünlü gününde de yanında olan sistemin adıdır.

8- Evlenenlerin yanında yer aldığı gibi boşananların da yanında yer alır. Bunu yaparak tarafların birbirlerine haksızlık etmelerinin önüne geçer.
Rabbim bizlerin yuvalarına saadetler nasip etsin! Yuvalarımızı her türlü fitneden, fesattan, ayrılıktan, gayrılıktan, anlaşmazlıktan ve tefrikadan muhafaza eylesin!

***

Bunu biliyor muydunuz?

Kur’an’ın neredeyse her sayfasında Allah’ın bağışlayan olduğuna dair bir ifade vardır.
Oruçta var, cihatta var, evlilikte var, eşler arasında ilişkilerden bahseden ayetlerde var, evliliğin iyi gitmediğini anlatan ayetlerde var, abdestte var, namazda var, ticarette var, günlük ilişkilerde var, faiz, içki, kumar, zina, hırsızlık, cinayet, yemek yeme, uyuma, savaş, barış, hicret, hac, infak…

Kısacası hangi konuyu ele alırsanız alın, Allah bağışlayan, merhamet eden, tövbeleri kabul eden, acıyan, seven ve affedendir.

Allah Teâlâ bizleri her türlü fenalıktan korusun ve bizi affetsin.

Murat Padak

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Allah Cânibinden Eşyaya Bakmak veya Âlemden Esmâ, Sıfat ve Zât’a Bakmak

ALLAH CANİBİNDEN EŞYAYA BAKMAK VEYA ÂLEMDEN ESMA, SIFAT VE ZÂT’A BAKMAK Öz Bu makalede esma-ı …

Kapat