Ana Sayfa / Yazarlar / İnanç Meselesi

İnanç Meselesi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İNANÇ MESELESİ

“Her kul öldüğü hal üzere dirilecektir.”

             Hadis-i Şerif

“Kuşlar da kaderlerine uçar.”

Hz. Muhammed (asm)

“Ağılda oğlak doğsa, ovada otu biter.”

Atasözü

“Kuldan kula belâ gelmez

 Allah izin vermedikçe…

 Allah kula belâ yazmaz,

 Kul kendisi azmadıkça…”

Anonim

      “Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler; onlar gitmezler, ancak suyun akışına kapılırlar.” 

Seneca

      BOYACI

      Ali Nihat Tarlan anlatıyor:

      “Küçükken babamın anlattığı bir hikâyeyi hatırlayıverdim: Bahar zamanı imiş. Dağıstan’da bir yolcu, köyden köye giderken bir dağ eteğine varmış.

      Bakmış kırmızı, mavi, sarı, mor, pembe, beyaz çiçekler bir tepenin yamacını kaplamış.

      Hafif rüzgârlar ile dalga dalga köpüren bu renk ve ışık tufanı, yolcuyu bir yıldırım gibi çarpmış. Neler olmuş o anda, kim bilir neler olmuş; başlamış bağırmaya: “Boyacı, boyacı, boyacı, sen neredesin?”

      Bu zavallı adamı, deli diye çocuklar taşmamışlar. Büyükler kovalamış… O, istifini bozmamış, gözü meçhul bir ufkun çizgisine dikilmiş, mütemadiyen arar, sorar dururmuş.

      Karanlık gecelerin korkunç hayalleri bu soruyu dinlemiş, tipilerin feryadı ve şimşek şakırtıları bile bu sesi boğamamış:

      – Neredesin Boyacı; Boyacı, sen neredesin?

 

     KARTPOSTALDAKİ BEBEK

     Kadın, kartpostalda gördüğü çocuğun güzelliğine hayran olmuş. Oturmuş dua etmiş:

     – Yarabbi, bana böyle bir çocuk nasip et…

     İki yıl sonra çocuk sahibi olmuş. Çocuğu biraz büyüyüp şekillenince, bir de ne görsün, tıpkı kartpostaldaki gibi… Sevinmiş. Ama çocuk konuşamıyor… dilsiz…

     – Keşke, demiş; “Yarabbi, hayırlı bir evlat nasip et,” deseydim, şöylesine, böylesine karışmasaydım.

Tuba Serdaroğlu

 

     ŞİRPENÇE

     Yavuz Sultan Selim’in sırtındaki çıban dikkatsizlik yüzünden fena bir hal alıp, onu son deme eriştirince nedimi Hasan Can’a sordu:

     – Hasan Can, bu ne haldir?

    Hasan Can, hastanın çehresinde ölüm emareleri görmüştü:

    – Padişahım, dünya sıkıntıları sona erdi. Allah’a kavuşma vaktidir; deyince, Sultan şöyle karşılık verdi:

    – Ya, sen bizi şimdiye kadar kiminle bilirdin Hasan Can?

 

     BİR DAMLA SU

     Karıncayı, ağzında bir damla suyla görenler:

     – Nereye böyle? demişler.

     – Duymadınız mı? İbrahim’i ateşe atmışlar. O ateşi söndürmeye gidiyorum.

     – Sen, bu tek damla suyla o ateşi nasıl söndüreceksin?

     Karıncanın cevabı şöyle olmuş:

     – Belki ateşi söndürmeye gücüm yetmez. Hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılsın…

 

     BABAN OLSAYDI

     Cahiliyye Araplarının meşhur şairlerinden İmr-ül Kays’ın babası öldürülmüştü. Şair, babasının intikamını almak üzere Arap âdeti gereği taptığı putla istişare ederek, ne yapması gerektiğini öğrenmek istedi. Eline üç ok aldı. Bunlardan birinin üzerinde “evet”, diğerinin “hayır”, öbüründe ise “tekrar” istişare etmesi gerektiği yazılıydı. Önce bir ok seçti, “hayır” çıktı. Ama babasını acısı yüreğini yakıyordu. Tekrar denemek istedi, yine “hayır” çıktı. Son denemede yine cevap “hayır”dı. 

     Bunun üzerine çok hiddetlenen şair, oku alıp tanrısının yüzüne fırlattı ve haykırdı:

     – Alçak! Öldürülen kendi baban olsaydı, hiç böyle davranır mıydın?

 

NE VAR NE YOK

Bir dostuma, hal hatır sordum:

– Ne var, ne yok?  

Cevap harikaydı:

– Allah var, gam yok!

Mahir Duman

Yazar : Mahir DUMAN

1955’te Ankara, Kızılcahamam Hıdırlar köyünde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. 1979’da Bursa Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. Çeşitli gazete ve dergilerde çalışmaları neşredildi. İstanbul'da yayımlanan bir gazetede Şamil İmamoğlu müstearı ile günlük yazıları yayınlandı. Köprü, Zafer, Sur, Diyanet Çocuk, Kültür Dünyası, Moral Dünyası, Kültür Edebiyat, Tepe Edebiyat, Üslup… gibi dergilerde denemeleri ve hikâyeleri yayınlandı. Bir gazetenin düzenlediği makale yarışmasında birincilik ödülü aldı. Edebiyat ve Türkçe öğretmeni olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde çalıştı. 2008 yılında emekli oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Yayınlanmış eserleri: 1. Çocukluktan Gençliğe (Çocuk Eğitimi) 2. Harman (Osman Suroğlu ile) 3. Espri Dükkânı 4. Moral Saati 5. Güller ve Dikenler (Osman Suroğlu ile) 6. Sevgi Zaferdir 7. Tebessüm Saati 8. Onların Penceresinden 9. Bizim Köyün Öyküsü 10. Söz Güzeli 11. Gülümseyen Sözler 12. Bahar Bestesi 13. Gönüller Sultanına 14. Güldüren Düşünceler

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Mübârek Mekke

MÜBAREK MEKKE Sen ey mübarek Mekke, insanların ilk yurdu Yerden münezzeh Rabbin, evini sende kurdu …

Kapat