Ana Sayfa / Yazarlar / İnsanlar Hakkında da Allah(cc) Hakkında da Hüsnüzan… / Abdulrakip ARSLAN

İnsanlar Hakkında da Allah(cc) Hakkında da Hüsnüzan… / Abdulrakip ARSLAN

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İYİ NİYET BESLEMEK *

Dinimiz iyi niyet beslemeyi emreder. Kötü zan beslemekten de bizleri  şiddetle alıkor, çünkü insanların gizli yanlarını, açıklarını biz değil, ancak Allah bilir. Yüce Mevla şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın.Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabül edendir, çok merhamet edendir.”(Hucurat,49/12)

Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği hadiste, Efendimiz (S.A.V.) “Zandan sakınınız. En büyük yalan söz, zandır. Birbirinizin gizli yanlarını araştırmayın. Tecessüs etmeyin. Haset etmeyiniz. Birbirinize sırt vermeyiniz. Birbirinize buğz etmeyiniz. Allah’ın kardeş kulları olunuz.(Müsned,2,312,8103)

Su-i zan, toplumda fertler arasında kırgınlık, düşmanlık hatta akrabalar arasını da açabilecek kötü bir yoldur. “Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna uyuyorlsr. Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez.”(Necm,53/28)

Hayatta hüsn-ü zan kadar, insanı psikolojik olarak rahatlatan,  hiçbir şey yoktur. Yüce Mevla; “Eğer yer yüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar. Şüphesiz senin Rabbin, yolundan sapanı çok iyi bilir ve yine O, doğru yolu bulanları en iyi bilendir.”(En’ám,6/116-117) 

Hattabi’ye göre yasaklanan su-i zan, kalbin onadığı ve onunla amel ettiği zandır, yoksa kalbe gelip geçen zan değildir. Çünkü anlık zanları engellemek insanın elinde değildir. İmam Nevevi de Hattabi gibi düşünür; “hoş görülmeyen zan, sahibibinin kalbine nüfuz etmiş ve orda yer edinmiş olandır. Anlık zanlara mani olmak insan iradesinin dışındadır. Yani zanne tabi olmayınız, su-i zandan sakınınız. Zan delilsiz kalbe gelen bir töhmet ve kuruntudan başka bir şey değildir.”(Şerhu’n-Nevevi , 8/357)

Buna binaen Müslüman, mümin kardeşi hakkında hüsn-ü zan ile emrolunmuştur. Müslümanın söz ve fiilerini hüsn-ü zan ile yorumlamalıdır. Ta ki yaptıkları hakkında kesin bir bilgi bulununcaya kadar. “Ey iman edenler! Size bir fâsık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.(Hucurat,49/6)

Su-i zan, nice dostlukları bitirmiş, yakınları birbirlerinin yüzlerine bakamaz hale getirmiştir. Rabbimizin ayetlerinde, Efendimizin hadislerinde şiddetle nehiy ettikleri su-i zan, demek ki çok kötü bir haslettir. Hatta hadis-i şerifte “İnsanlar helâk oldu diyen, onlardan daha helâktadır” (Müsned,2,272,6776) buyrulması insanların tamamına güvenmeyip, zanne  binaen, yaptığı yanlış genellemeyle kendisinin de helâk içinde olduğu bildirilmektedir.

Zemahşeri, zannı vacip, haram ve mübah olmak üzere üçe ayırır. Vacip olan, kişinin Rabbi hakkında hüsn-ü zanda bulunmasıdır. Efendimiz (S.A.V.) “Sizden biriniz Allah hakkında hüsn-ü zanda bulunmadan ölmesin” (Müslim,8,165,7331) Haram olan da kişinin Rabbi ve zahir itibariyle âdil görünen mümin kardeşleri hakkında su-i zanda bulunmaktır. Caiz olan da, Hz. Ebübekr’in hamile olan  eşinin ikizlerini, Hz. Aişe’ye “onlar ya senin iki  erkek kardeşin veya iki kız kardeşindir” diye haber etmesi, veya münkerleri aleni işleyen hakkındaki zandır.(Sübülü’s-Selam,4/189)

Hz. Ömer (R.A) anlatıyor: Efendimiz (S.AV.) zamanında adı Abdullah, lakabı ise (Himar) olan biri, içki içtiği için celd cezasına çarptırılır. Bu tekrar edince sahabeden birisi ona “lanet olsun” deyince, Peygamberimiz (S.A.V.) ona karşı çıktı ve “Onu lanetleme vallahi o Allah’ı ve Rasülünü sever” diye buyurdu.(Buhari,8.197.6780)

Hz.Ömer (R.A.) diyor ki, “Mümin  kardeşinin ağzından çıkan her şey için  hüsn-ü zanne mahal bulunduğu sürece, kötü zan besleme.” Ebü Dücane’ye ölüm döşeğindeyken sorarlar, “yüzün ne kadar güzelleşti” O da; “En kuvvetli amelim iki şeydir. Birincisi beni ilgilendirmeyen  şeyler hakkında konuşmadım. İkincisi de kalbime hiçbir kimsenin kötülüğü girmedi.”

Efendimiz (S.A.V.) “Ey dilleriyle inandık deyip kalbine iman girmeyenler Müslümanların gıybetini yapmayınız. Gizli yanlarını araştırmayınız. Kim Müslümanların kusurlarını araştırırsa Allah da onun kusurlarını ortaya çıkarır. Cenâbı Allah kimin kusurunu araştırırsa, onu evinin ortasında da olsa rüsvay eder.”(Ebu Davud,4880)

Ebu Hatem diyor ki; “Akıllı olan kişi, kimsenin kusurlarını araştırmaz.Sadece kendi kusurlarını görmekle yetinir. Çünkü başkasının kusurunu görmektense kendi ayıbıyla ilgilenen kadar, mutlu kimse bulunmaz. Çünkü kendi kusurlarını görebilen, onları bir başkası için  görürse  normal karşılar. Kendi kusurlarımı bırakıp başkasının kusurlarını araştıranın gözü kör, anlayışı kıt olur.(Ravzatü’l-Ukala,131)

Akl-ı selim ve iz’an sahibi olanlar, bir başkasının kusur ve kabahatlerini  arama yerine, önce kendine dikkatlice bakıp gözden geçirir. Kendini her türlü su-i zandan kurtarır. İmkân olduğu müddetçe hüsn-ü zandan ayrılmaz.

Rabbim cümlemizi İblis’in her türlü zan ve iğvalarından muhafaza etmesini niyaz ederken, Hz. Muhammed (s.a.v.) ile onun kutlu Âl ve Ashabına sonsuz salât ve selamlar olsun. Âmin.

*ABDULRAKİP ARSLAN – Viranşehir Müftüsü
bizimgazete63.com

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Eğer Allah’ı Seviyorsanız… / M. Nihat Derindere

“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.”  Âl-i İmrân Sûresi, …

Kapat