Murabba
Sıdk ile terk edelim her emeli her hevesi
Kıralım hail ise azmimize ten kafesi
İnledikçe eleminden vatanın her nefesi
Gelin imdada diyor bak budur Allah sesi
Bize gayret yakışır merhamet Allah’ındır
Hükm-i âti ne fakirin ne şehinşahındır
Dinle feryadını kim terceme-yi ahındır.
İnledikçe ne diyor bak vatanın her nefesi
Mahv eder kendini bülbül bile hürriyet için
Çekilir mi bu belâ âlem-i pürmihnet için
Din için Devlet için can çekişen Millet için
Azme hâil mi olurmuş bu çürük ten kafesi
Memleket bitti yine bitmedi hâlâ sen ben
Bize bu hal ile bizden büyük olmaz düşmen
Dest-i a’dâdayız Allah için ey ehl-i vatan
Yetişir terk edelim gayri hevâ vü hevesi
Namık Kemâl
Bu şiirde Namık Kemal iradeyi yüceltmekte, memleket için millet için fedakarlığı, heveslerini terketmeyi özendiriyor. Sen ben kavgasının hala bitmediğini memleketin bittiğin söylüyor, yüz yıl geçmiş aradan değişen bir şey yok.
Gazel
Korkamam hak olmadan ömrün necatın rağmına
Unsurumdan ihtiraz etmem mematın rağmına
Bastığın hak-i siyehten tutma alçak nefsini
Sabit ol azminde dehr-i bisebatın rağmına
Etmedim hiç batıla bir hak tasavvur bir zaman
İstinadım Hakka’dır hep âlihâtın rağmına
Etmesin fikr-i kemâli muhtefî bir dâhiye
Var ise irfânını arz et dühâtın rağmına
Hâkeyüz sürmekle kaimse yer üstünde hayat
İhtiyar et altını hâkin hayatın rağmına
Şerr idi gördüm de ayrıldım zehâb-i kainat
Münferid kaldım bu yolda kainatın rağmına
Etmedim ikbâl-i zillet-cu-yidehre iltifat
Talimden gördüğüm bin iltifatın rağmına
Namık Kemal
Bu şiir tam bir kahraman irade gösterisidir. Eğer yüzünü yere sürerek izzetsiz yaşıyorsan altına gir daha iyi, Hakka inan sahte ilahlara değil, hiçbir zaman batıla meyletmemiş, hep Hakk’a dönük yüzle yaşamıştır.
Azıksız Çıkma Yola
Bir nehri geçeceksen önce soyunmalısın
Bir dağa çıkacaksan soluklu olmalısın
Madem ki niyetlisin seferin kutlu ola
Caydırmayı düşünmem ama derim ki sana
Azıksız çıkma yola
Yırtık bir paraşütle gökten atlamak olmaz
Toprak kucak açsa da düşmeden donar kanın
Seferin savaşaysa sağlam kuşanmalısın
Zaman öyle bir at ki ihmala vermez mola
Erkenden daha erken uyan ki kazanasın
Muhmur biriz dahalar düğümü çok tuzaktır
Azıksız çıkma yola
Pınarın gözü ise aradığın sendedir
Üzengiye sağlam bas, dizgini ele dola
Güz bahçelerinde güzel toplama, çiçek topla
Boşa vakit öldürme yarına kefilin yok
Azıksız çıkma yola
Vuslatsa istediğin, in insanın içine
Ve çarşılarda dolaş Azrail’le kol kola
Mezarlığa git düşün, düğünlere git ağla
Kanadın sızlasa da Uhud kadar ağır olu
Azıksız çıkma yola
Öyle bir abdest al ki su bile sarhoş olsun
Sen yaprak ve çiç ek ol gördüğün kuru daha
Hep gönül şehri onar, kainata sevgi sun
Her ham söze sağır ol
Azıksız çıkma yola
Nereye gidersen git, heybene gönül doldur
Bir kovan parçalama bir parmak acı bala
Yontuldukça yer kapla ve her zaman güzel kal
Temiz kal, fazlanı at, eksiğini tamamla
Azıksız çıkma yola.
Bahattin Karakoç
Bahattin Karakoç’un bu şiiri insani özellikler aşılar, tam bir ahlak ve maneviyat dersidir.
Aşağıdaki şiir de yine insana güçlü olmayı telkin eder.
DİREN EY KALBİM
Diren Ey kalbim Diren Hayasızlığa
Namussuzluğa Diren Kötüye
Çirkine, yanlışa Diren Yenilme.;
Ne güzeldir yaşamak Bir ırmak gibi coşkunca Dağların üzerinde yürümek Bulutlara değdirmek başımızı Sıcacık ak bir somun
Koltuğumuzun altında Kıllara çıkmak Karışmak insanların arasına Milyonların arasına.
Ben öylesine severim Savaşmayı ve sevişmeyi Anlatmayı insanlara Durmadan, bıkmadan anlatmayı.
Çiçekler nasıl fışkırır dallarda Balıklar nasıl yavrular Bir çocuk ki nasıl açar Gözlerini dünyaya işte ben öyle yaşamak isterim
Bir tren rayların üzerinden Nasıl kayar gider Öyle yaşamak isterim.
Cesurum Ey hayat
Cesurum Ey namussuzlar Genç bir yürekle Karşı çıkıyorum dünyaya Eskimiş potinlerim benim Güveniyorum sizlere
Bu şiir de yine iradeyi yüceltir, tabiatla iç içe yaşamanın felsefesini yapar. Yaşamanın soylu ve asil yaşamanın felsefesini yapar.
bir sürü kuş cıvıldaşır deniz
ıslak bir rüzgâr olup dağlan sevgiyle sarar, ıssız ormanlarda geceleri çamlarla konuşaraktan sevişen böcekler vardır
Daha goncadayken izlimle anlaşan yağmur serin yaylalarda yeni doğmuş kuzu seslerine yağıyor
Sanki yanımdan geçiyorsun bunları anlatırken turuncu entarinde çırpınan bir keklik kanadı bileklerinde kıvır kıvır asma sürgünleriyle
Özkan Mert
- On Dokuzuncu Söz Üzerine - 26 Eylül 2023
- Bir Gece Şiiri - 22 Eylül 2023
- Bülbül Şiiri / Mehmet Akif ERSOY - 11 Eylül 2023
- Hizmet Rehberinden – 2 - 3 Eylül 2023
- Malazgirt Savaşı ve Türk – Kürt Kardeşliği - 26 Ağustos 2023
- Hizmet Rehberinden - 24 Ağustos 2023
- Hikmet-i Amme, Umumî Hikmet - 17 Ağustos 2023
- Güzellik ve Peygamber - 13 Ağustos 2023
- Güzel ve Estetik Yorumlar - 11 Ağustos 2023
- Bakmak, Görmek ve Göstermek - 9 Ağustos 2023