Ana Sayfa / Yazarlar / İslam Ülkeleri Arasında Savunma İşbirliği Neden İstenmiyor?

İslam Ülkeleri Arasında Savunma İşbirliği Neden İstenmiyor?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Altay Tanklarının üretimi engellemek için başta CHP olmak üzere Batı dünyası ile sıkı fıkı olan güçler uzun yıllar boyunca işbirliği yapmaktadırlar. İthal ikameci sistemden nemalanan bu gayri milli yapı, savunma sanayisi kurulmasını önlemek için ellerinden gelen her türlü çabayı göstermektedir.

BMC firmasının bir Müslüman ülke olan Katar ile ortaklık yapması ise bu güçleri çılgına çevirmiştir. Batı dünyasına karşı her türlü iletişime açık olan bu zihniyet nedense Müslüman ülkelere karşı küstah bir tutum içerisindedir. Özellikle Arap ülkelerini düşman olarak görmeye ve göstermeye şartlanmışlardır.

Alman gavuru, yapılan anlaşmaları ihlal ederek Fırtına obüslerinin üretimine engel olurken hiç sesini çıkarmayan bu Batı özentisi gayrı milli güçler; Katar devletinden gelen sermayeye karşı güç birliği içerisine girmişlerdir. O halde Batılı güçlerin borazanı olmuş bu vatan hainlerine haddini bildirmek gerekiyor. Bu konuda bazı basit gerçekleri kafalarına çakmak lazımdır. İşte sadece birkaç yalın gerçeği arz edelim:

  1. Sermayenin dini, milliyeti, ülkesi olmaz. Ülkemizde yatırım yapan isterse Yahudi olsun buna karşı çıkılmamalıdır.
  2. Ülkemiz yıllarca ABD’ye bağımlı kalmış bir türlü silah endüstrisini geliştirememiştir. Bunun en önemli sebebi darbeci generallerin ABD’nin sözünden çıkmayacak derecede aşağılık bir ruh yapısına sahip olmalarıdır.
  3. Ak Parti hükümetinin işbaşına gelmesinden itibaren savunma sanayinde büyük atılımlar yapılarak millilik oranı % 70’ler seviyesine çıkarılmıştır.
  4. Milli ve yerli firmaların Türkiye’nin silah üretimi konusunda atağa kalkmasının en önemli nedenleri arasında ABD ve Batı ülkelerinin ambargo koyması gelmektedir. Nitekim İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Patriot Füze Bataryalarının Türkiye’ye satışının engellemesi sonrasında büyük atılımlar gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
  5. İslam ülkeleri arasında silah üretimi yapan çok az sayıda ülke ve firma mevcuttur. Genellikle ithalatçı olan Müslüman devletler, Batı ülkelerinin pazarı olmuştur. Suudi Arabistan’la birlikte Bahreyn, Kuveyt, Umman Sultanlığı ve Birleşik Arap Emirlikleri, bölgedeki savunma sanayi ithalatının çok büyük bir kısmını oluşturmaktadır.
  6. Batılı hiçbir emperyalist devlet yoktur ki; barış ve huzuru getireceğim diye gittiği ülkenin ekonomik gelirlerini kendisine aktarmasın. Örneğin ABD, Irak işgalinden sonra Irak ve Kuveyt’in petrol gelirlerinin büyük çoğunluğunu savaş gideri olarak kendisine bağlamıştır. Suriye’nin petrol kaynakları ise terör örgütü marifetiyle Batılı güçler marifeti ile hortumlanmaktadır.
  7. İslam ülkelerine savunma sanayi ithalatını yapan ülkelerin başında ABD gelmekte İngiltere ise ikinci sıradadır. Bu ülkeleri Rusya ve diğer Avrupa ülkeleri takip etmektedir. Ortadoğu ve özellikle Körfez ülkelerindeki gerginlik, silah satışını arttırmak için kullanılmaktadır.
  8. Teknolojik mühendislik, ara elaman ihtiyacı konusunda Batılı ülkeler korkunç derecede bencil ve dayatmacıdır. Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yapılabileceği çalışma alanları, savunma sanayi alanına mahsus teknik okulların kurulması, savunma harp silah ve araçlarının İslam ülkeleri arasında tedarik ve revizyonunu engellemek için her türlü girişim engellenmektedir. Hatta bazı faili meçhul cinayetlerin sebepleri arasında beyin göçünün engellenmesi olduğu ifade edilmektedir.
  9. İslam ülkeleri arasında sadece Türkiye’deki savunma sanayi belirli ölçüde ihracat yapabilmekte olup miktar olarak çok küçük bir ölçektedir. Hâlbuki İslam ülkelerinin savunma sanayi harcamalarını belirli bir ölçüde dahi karşılanması, bütün dünyadaki politik dengeleri değiştirme potansiyeline sahiptir. Kara, deniz ve hava savunma sistemlerinde büyük başarılar elde eden Türkiye’nin engellenmesi için her türlü gizli ve kirli çabalar gösterilmektedir.

İşte yukarıda sadece 9 tanesine yer verdiğimiz bu gerçekler nedeni ile Türkiye’deki savunma sanayi ve İslam ülkeleri arasındaki işbirliği anlaşmaları sürekli olarak engellenmektedir. Buradaki en önemli maksadın Batılı ülkelerin mevcut ekonomik hegemonyanın devam etmesi olduğu çok açıktır. Bunu anlamak için çok zeki olmaya da gerek yoktur, vesselam…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Şahsa bağlı hizmet” tabirini doğru anlamak…

BİR TAVZİH  Risale Haber'de son neşredilen yazıda muğlak kalan mes'eleleri tavzih: Risale-i Nur gibi kudsiyet …

Kapat