Dinimizde Susma Orucu Var mıdır?
Kays İbni Ebû Hâzim şöyle dedi:
Ebû Bekir es-Sıddîk radıyallahu anh, Ahmes kabilesine mensup Zeynep isimli bir kadının yanına gelmişti. Onun hiç konuşmadığını görünce:
– Bu kadına ne oldu ki hiç konuşmuyor? diye sordu. Orada bulunanlar:– Suskunluk ibadeti yapıyor, dediler. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir ona:
– Konuş! Çünkü bu yaptığın iş helâl değildir; bu Câhiliye amelidir, dedi. Bu uyarı üzerine kadın konuştu. (Buhârî, Menâkıbü’l-ensâr 26. Ayrıca bk. Dârimî, Mukaddime 23)
Dinimizde Susma Orucu (Savm-ı Samt) yoktur. Hiç konuşmadan ibadet sanarak oruç tutmaya çalışmak, hem kişinin kendi bünyesine hem de toplumsal ilişkilerin devamlılığına zararlı olduğundan mekruhtur. Nitekim Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Büluğ çağına ulaştıktan sonra yetimlik kalkar. Bütün gün geceye kadar susmak yoktur.” (Ebu Davud, Vesaya 9)
Susmanın fazileti ve oruçlu kimsenin susmasının tesbih, uykusunun ibâdet, duasının makbul olduğunu bildiren hadislerle bu rivayet arasında bir çelişki söz konusu değildir. Müslümanlar, lüzumsuz ve kişinin ne dinine ne dünyasına faydası olmayan sözler söylemekten her zaman sakındırılmış ve böyle kötülüklerden uzak durmaları istenilmiştir Çünkü insan, söylediği sözlerden de hesaba çekilecektir.
Hz. Zekeriya (as) ve Hz. Meryem’in susma orucu, gerçekten bir orucu ifade etmez. Bu durum, Hz. Zekeriya’nın harikulade bir şekilde kendine bahş edilen çocuğun varlığının bir alameti olarak verilmiştir. Hz. Meryem’in susması ise, beşikteki bebek olan Hz. İsa (as)’ın konuşmasını sağlamaya yönelik bir ön hazırlıktır. (Meryem, 19/1-26; Al-i Imran 3/41)
Ancak bu konuda Müslümanların alması gereken bazı dersler de vardır:
– Bu susmanın, Kur’an’da “savm” diye, “oruç” diye ifade edilişi, orucun sadece yeme-içmeyle sınırlı olmadığı mesajını da taşır. Rabbi adına, belli bir vakitte bir şey yememek oruç olduğu gibi; belli bir zaman ve yerde, Rabbimiz adına konuşulmayan bir zaman ve yerde susmak da oruçtur.
– Bid’aların hâkim olduğu; gündelik konuşmaların, eş-dost ziyaretlerinin, gazete haberlerinin kulluğumuzu hatırlamaya değil, bilâkis unutmaya vesile olan konuşmalarla dolduğu bir vasatta, “susma”nın da bir “oruç” olduğunu bilelim.
– Biz gaflet sözlerinden dilimizi ne denli kurtarırsak, etrafımızdaki mahlukat bize o denli konuşacak. Biz gaflet sözlerinden ne denli uzaklaşırsak, konuşmaz zannedilenler bile, bize Rabbimizi fısıldayacak.
– Hz. Meryem’in susma orucunda, onun içerisinde bulunduğu durumu anlamayacak olan bir topluma boşuna konuşmaması, suskunluk orucu ile Rabbine zikir ve şükretmesi hedeflenmiştir.
– Bu, yanlış bir iş yapmadığı halde halk tarafından yanlış değerlendirilen bir hareketten dolayı uygulanan bir susma orucudur. Bu oruç türü, savunulması veya ispat edilmesi mümkün olmayan bir olay karşısında takip edilecek en iyi yollardan biridir.
– Hz. Meryem`in bu uygulaması, günümüze, oruçlu iken yalan söylememek, söz taşımamak, gıybet etmemek şeklinde intikal etmelidir. Bunlardan başka doğruluğuna inandığımız fakat başkaları tarafından yanlış değerlendirilen bir eylem için bize susma alışkanlığı kazandırmalıdır.
– Gerçek anlamda oruçta da kişinin boş ve anlamsız sözlerden uzak kalması gerektiği hep vurgulanmıştır. Oruç, ya hayır söyleyip yahut susmayı erdem olarak görenlerin, “Söz gümüşse sükut altındır.” diyenlerin ibadetidir. İşte bu anlamıyla oruç, midenin ve cinsel organların oruçlu olmasının yanısıra, dilin de oruçlu olmasını ifade etmektedir.
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024