Ana Sayfa / Yazarlar / İslam’ın her dönemi yaşanıyor

İslam’ın her dönemi yaşanıyor

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İslam’ın her dönemi yaşanıyor.

Bir ülkede İslam’ın ilk vahiy dönemi olan gizli davet dönemi yaşanıyor. Burada Müslümanlar gizlilik içerisinde İslam’a davet ediyor ve aynı gizlilikle dinlerini yaşıyor.

Başka bir ülkede İslam’ın ikinci dönemi olan işkence dönemi yaşanıyor. Burada Müslümanlar sürekli işkence görüyor. Kimisi Bilal gibi kimisi de Sümeyye gibi işkenceler altında dinlerinden taviz vermeden yaşıyor.

Başka bir ülkede Müslümanlar, adil kral Ashama’nın (Necaşî) yurdunda yaşar gibi rahat yaşıyor. Bunlar tam anlamıyla bir İslam ülkesinde olmasalar da dinlerini eman altında rahat bir şekilde yaşıyorlar.

Başka bir ülkede Müslümanlar, hicret eden sahabeler gibi dinlerini yaşayacak bir şehir arayışındalar. Ancak bir çoğu Medinesine varamadan yolda ya ölüyor ya da yoldan alıkonuyor.

Başka bir ülkede Müslümanlar Medine’de yaşıyor. Ama ticaret ellerinde değil, çarşı pazar yerleri yahudilerin ellerinde, onların bahçelerinde, tarlalarında ücretli işçi olarak yaşıyor.

Başka bir ülkede Müslümanlar Ebu Cendel gibi arkadaşlarıyla birlikte yurtsuz bir şekilde dağlarda yaşıyor.

Başka bir ülkede Müslümanlar, Yahudiler ile savaşıyor ve onların şerrinden korunmak için onlara fırsat vermemeye çalışıyor.

Başka bir ülkede Müslümanlar Tebük seferine çıkacak kadar azimli ve güçlü

Başka bir ülkede ise Müslümanlar yanı başlarındaki münafıklarla birlikte yaşamaya mecbur

Başka bir ülkede Müslümanlar, düşmanla işbirliği içinde olan hainlerle birlikte yaşamak zorunda

Başka bir ülkede Müslümanlar, davet mektupları taşıyor

Tam anlamıyla İslam’ın kusursuz yaşandığı bir yer yok yani!

***

Bacak bacak üstüne atıp oturmak…

Hani bazı oturmalar bazılarına yakışabilir ama tevazu timsali olan bir din gönüllüsüne yakışmaz.

Mesela bacak bacak üstüne atıp oturmak…

Dinin hangi alanında görev yapıyorsa yapsın fark etmez, hiçbirine yakışmıyor.

Çünkü herkesin malumudur ki, bu şekilde oturmak, kibrin, kendini beğenmişliğin bir alametidir. Hele ki, böyle bir resim çekip sosyal medyada paylaşmak hiç de şık durmuyor.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kastamonu’da Fotoğrafçılığın Tarihi

Cebrail Keleş “Her resim bir fikirdir, bir resim yüz sahifelik yazı ile ifade olunamayacak siyasi …

Kapat