Isparta’da Ali İhsan Tola Derhanesi açıldı / Himmet Uç

HABERLER & Yorumlar Isparta’da Ali İhsan Tola Derhanesi açıldı / Himmet Uç için yorumlar kapalı 979 Defa Okundu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Prof. Dr. Himmet Uç

Isparta’da Ali İhsan Tola Derhanesi açıldı

Öğlen namazı Çünür dershanesinde kılındıktan sonra Prof Dr Himmet Uç namaz dersi yaptı. 23 sözün ikinci mebhasinin beşinci nüktesi okundu. “İnsan bu dünyaya bir memur bir misafir olarak gönderilmiş. Çok ehemmiyetli istidad ona verilmiş. Ve o istidada göre ehemmiyetli vazifeler tevdi edilmiş. Ve insanı o gayeye ve o vazifelere çalıştırmak için şiddetli teşvikler ve dehşetli tehdidler edilmiş. Başka yerde izah ettiğimiz vazife-i insaniyetin ve ubudiyetin esasatını şurada icmal edeceğiz taki ahsen-i takvim sırrı anlaşılsın.” İnsan hem memur hem de misafirdir. Sadece memur olmak değil bir de misafir manası var. Misafir olmanın rahatı yok,memuriyet ile misafirlik bir arada götürülecek. Memur bir amirin belirlediği görevleri yapacak ve o vazifeler yanında misafir gibi de muamele görecektir.ikinci olarak o şahsa memur ve misafirliğini yürütecek genişlikte kabiliyet istidad verilmiştir. Amirine itaat edecek özellikleri olduğu gibi, nimetlerden misafir eden tarafından hazırlanmış her şeyden istifade edecek şekilde de yaratılmıştır.İşine göre kabiliyet olmasa olmazdı. Bütün canlılar işlerine göre yaratılmışlardır. Arı bal yapacak, inek süt verecek şekilde. Cümlede bir kelime de var tevdi edilmiş ona kabiliyet yani herkesin kabiliyeti ona emanettir, o emaneti yerinde sarf etmelidir. Emanet geri alındığında nerede kullandığı sorulacaktır. Çünkü her emanet geri alındığında nerede kullanıldığı nasıl kullanıldığı sorulur. Tevdi vedia emanet demektir. Yukarıdan aşağı bir mantık dizilişi ile gelen ifade devam eder. Misafir ve memur, kabiliyeti işine göre, kabiliyeti ona emanet, bir de onu çalıştırmak için yapılan teşvikler ve dehşetli tehdidler var. Kur’an ‘da Cehennemin inanmayanları gayzını anlatır, tehdiddir. Malını ve nefsini Allah yoluna satan kiş cennet ile ödüllendirilir. İfadenin devamında insanın iki çeşit ubudiyeti olduğu ifade edilir. “işte insan şu kainata geldikten sonra iki cihetle ubudiyeti var. Bir ciheti gaibane bir surette bir ubudiyeti, tefekkürü var. Diğeri hazırane, muhataba suretinde bir ubudiyeti bir münacaatı vardır.” Daha sonra birinciye örnek verir. “Kainatta görünen saltanat-ı Rububiyeti itaatkarane tasdik edip kemalatına ve mehasinine hayretkarane nezaretidir.” Şu kainatta her varlığın sonuç verecek bir şekilde terbiye edilmesi kainat büyüklüğünde bir saltanattır, bunu görecek insandır, bu saltanata itaat ile katılmalıdır, Allah’ın kemalatına her şeyi yerli yerinde yaratmasını yerli yerinde hareket ederek ona katılmakla kendini isbat eder.

Bir de Rububiyetin güzelliğini görmektir. Nezaret etmektir. İnsan varlıkları gören ve onlardaki güzellik ve kemali görecek bir şekilde donatılmıştır. Diğer gaibane tarz için şöyle söyler. “Esma-i kudsiye-yi İlahiyenin nukuşlarından ibaret olan bedi sanatları birbirinin nazar-ı ibretlerine gösterip dellallık ve ilancılıktır.” Nukuş nakışlar demektir, Allah’ın sanat eserlerinde nakışlarını görmek, her nakış ve varlık nakışlıdır. Bu nakışlar çok güzel yani bedii surette yaratılmışlardır. İnsan bu varlıkları başkalarına da gösterecektir. Kendi bakıp hayret ettikten sonra başkasına da göstecektir. Her güzel şeyden etkilenen insan başkasına da gösterir. Bunlar çok yüksek göze ve akla dönük fiillerdir. En güzel surette yaratılan insanın en güzel surette de yaşaması ile en güzel varlık adını alacaktır.

Geçen yıl 21 Haziran 2013‘de Isparta’nın Çünür semtinde temeli atılan Ali İhsan Tola dershanesi bir yıl sonra 22 Haziran 2014‘de açılarak Bediüzzaman’ın Medreset üz Zehra üniversitesinin hizmetine sokuldu. Enbiya Suresinin 101-112 inci sureleri ile açılış yapıldı.“Şüphe yok ki haklarında bizden takdir edilenler bunlar ondan uzaklaştırılmışlardır. Onun uğultusunu bile duymazlar ve bunlar canlarının istediği nimetler içinde ebedi kalacaklardır. O en büyük korku bunları üzmeyecek ve bunları melekler şöyle karşılayacaklar. “Bu işte sizin o gününüz ki vad olunuyordunuz.” O gün ki gökyüzünü kitaplar için defter gibi düreceğiz. Önceden başladığımız gibi yaratılışı geri çevireceğiz. Üzerimizde bir söz , şüphe yok ki biz yaparız.Yemin olsun ki zikirde Zebur’da da yazmıştık ki şüphesiz yer yüzü, ona benim salih kullarım varis olacaktır. Şüphe yok ki Kur’an ‘da ibadet eden bir kavim için yeterli bir öğüt vardır. Ve seni sadece alemlere rahmet olarak göndermişizdir. Deki bana sadece vahyolunuyor ki ilahınız ancak bir imtihanıdır. Şimdi siz Müslüman oluyor musunuz? Bunun üzerine aldırmazlarsa size halde de ki size düpedüz ilan ettim ve bilmem bu size verilen tehdid sözü pek yakın mı yoksa uzak mı? Şüphe yok ki o söylenenden açığa vurulanı da bilir, gizlediğinizi de bilir. Ve bilmem belki bu sure sizin için bir imtihan ve bir zamana kadar bir yararlanmadır. De ki “Ya Rabbi hak ile hükmet ve Rabbimiz Rahmandır, ancak vasfettiklerimize karşı sığınılacak yardım istenilendir. “

Okunan ayetler Nur talebelerine müjdeler ile dolu olan ayetler ihtiva etmektedir. Tarih boyunca dine hizmet eden kişilerin tamamını içine alan bir genişlikte, kapsamda gönderilmiş olan bu ayetler Nur talebelerini de asrımızda günümüzde kapsamı içine almaktadır. Yerinde okunmuş bir ayetler zinciridir.ishak öngel, dersahenin hikayesini yapımını denetleyen şahıstan istedi.

Vakıflardan Nedim Kardeş, dershanenin yapımını üstlenen ve nezaret eden şahıs dersanenin bu bitmiş halinin hikayesini anlattı. Yerini veren şahsın birden dünyevi makamlar açısından yükseldiğini söyledi. Başlangıçta beş parası olmayan bir teşebbüsün nasıl bu hale geldiğini inayeti ilahinin eseri olduğunu ifade etti Isparta’nın köklü ve soylu ailelerinden biri olan Tola ailesi, Nur hizmetinde ebediyete akan bir nehir gibi hizmetin içinde ve Bediüzzaman’ın yanındalar. Onlar adına Selek Tola Beyefendi teşekkürlerini iletti, Nur talebelerine ve yapılanlara yapımında yer alan şahıslara kalbi teşekkür etti.

Doç Dr İshak Öngel, Prof Dr Ömler Rıza Akgün’e söz verdi. O da dersanenin önemine dair bazı hatıralar nakletti. Bayram Abi’nin hizmetin merkezinde dersane yaptırmak ve Risale-i Nur ile insanları muhatap etmenin önemli olduğu yolunda hatırasını anlattı. Bayram Abi “Üstaddan ne görmüşse onu yapmakla yükümlü olduğunu“ söylermiş devamlı.

İshak Öngel, yaptığı derste Bediüzzaman’ın dershaneye verdiği önemi gösteren bir iki mektup okudu. Dershanelerin Medreset’üz Zehra’nın şubeleri olduğunu vurguladı. Isparta ‘daki Barlanın bu üniversitenin başlangıç yeri olduğunu söyledi. Ali İhsan Tola’nın Bediüzzaman’ın çok özel bir talebesi olduğunu söyledi. O şahıs “annesinin evinde Bediüzzaman’ın hizmetinde bir şahıstır.” Şeklinde olayı tesbit etti. Bediüzzaman dershanelerin açılması konusundaki teşviklerini ifade etti. Herkesin bulunduğu yerde bir dershane açmasını üç dört arkadaş ile der okumasını, ayrıca her evinde bir Nur medresesi olduğunu aile fertlerinin bu dershaneyi kendilerinin yürütebileceğini ifade eden Bediüzzaman’ın teşviklerini nakletti.

Konuşmalardan sonra dua edildi, yemek yendi. Yemek duası ile açılış sona erdi. Katılımın temel atmadan farklı olduğunu bizatihi gördüm. Canlı bir açılıştı. Allah bu tür faaliyetleri artırsın. Isparta’nın şehrin hay huyundan uzak bir nezih semtinde iki katlı bu kutsal evin hayatın sıkıntılarından kurtaran bir sığınak ve dünyaya Bediüzzaman gözüyle bakan insanlar yetiştirmesi ümidiyşle. Üniversite hizmetine bir kudsi mekan olacak bu yeri yaşatmanın talebelerinin gayreti olacağını belirtelim.