İYYAKE NA’BUDU
“(اِيَّاكَ نَعْبُدُ)
ك
“zamirinde iki nükte vardır. “Birincisi:
Mâkablinde zikredilen sıfât-ı kemâliyenin (-كَ-) zamirinde müstetir
ve mutazammın olduğuna işarettir.
Çünkü,
o sıfatların birer birer tâdadından hasıl olan büyük bir şevkle,
gaybdan hitaba,
yani ism-i zâhirden şu (-كَ-) zamirine iltifat ve intikal olmuştur.
Demek (-كَ-) zamirinin mercii, geçen sıfât-ı kemaliye ile mevsuf olan Zattır.”
(İşârâtü’l-İ’câz)
Demekle;
(—Ey Besleme-i şerif’in cami ve
ve Kemâl sıfatları olan Rahman ve Rahim ismiyle mevsuf,
Din günün Sahibi,
Âlemlerin Rabbi olan Allah’ım;
Sana, (-كَ-) yalnız ve ancak SANA İbadet ederiz!..
Vasıfsızlıktan,
Kesretten,
Basitlikten çıkarıp,
Kadîm Kelâm’ına Muhatap edip,
gayptan zahire,
zahirden huzura müşerref eyledin,
Biz de Efendimiz’in(ﷺ) dediği gibi deriz;
Ya Marûf !
biz Seni hakkıyle tanıyamadık!..
Bizim şuurumuzu lütfeyle YA MARÛF!.. )
(Evrad-ı Kudsiye)
İkincisi:
Elfaz okunurken
mânâlarını düşünmek, belâgat mezhebinde vâcip olduğuna işarettir.
Çünkü, mânâlar düşünülürse, nâzil olduğu gibi okunur.
Ve o okuyuş, tabiatıyla, zevkiyle hitaba incirar eder.
Hatta (-نَعْبُدُ-يَّاكَl-) okuyan adam, sanki
“Rabbine, sanki Onu görüyormuş gibi ibadet et.”
Hadis-i bilmânâdır. (Buhari)
cümlesindeki emre imtisalen okuyor gibi olur.”
“Cem’ sîgasıyla zikredilen deki zamir, üç taifeye işarettir.
“Birincisi,
insanın vücudundaki
bütün âzâ ve zerrâta râcidir ki, bu itibarla şükr-ü örfîyi eda etmiş olur!..”
-İşaratü’l-İ’caz-
(-Ey Kemâl sıfatlarla mevsuf,
Din gününün Sahibi olan Allah’ım!..
-Vücudumuzun bütün zerreleri,
-mahiyetimin bütün hasseleri,
-bu zerreleri oluşturan azalarımız,
-ve bunların her birinin ayrı ayrı vazifeleri,
-letaifleri, idrak, hissiyet ve tasdikleri,
-namazımızın
müdavemet, muhafaza ve Tadil-i erkanı
ile ancak ve ancak, yalnız SANA ibadet eder.
Yine Efendimiz’in (ﷺ) dediği gibi deriz;
Şüphesiz benim namazım,
ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir!..
(En’am-162-)
“İkincisi,
bütün ehl-i tevhidin cemaatlerine aittir; bu cihetle şeriata itaat etmiş olur.”
(İşaratü’l-İ’caz)
(-Ey Alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’ım!..
Ümmet-i Muhammedin birliğini,
İslam’ın itthadını farz kılan,
Ümmetin katılmadığı duaları, katına kabul etmeyen Rabbim!..
Kâbe-i Muazzama’nın
nokta-i Merkeziye’sinden daire daire yayılıp büyüyen
Ümmetin Teşehhüdde yaptığı şu duasını,
ayne’l-yakîn makamlarında,
Huzur-u İlahi’nde imtaselen, “makbul buyur!..
Yine Efendimiz’in (ﷺ) dediği gibi deriz;
“Allah’ım, İbrahim’e (a.s.)
ve İbrahim’in (a.s.) nesline rahmet ettiğin gibi,
Muhammed’e(ﷺ) ve Muhammed’in (ﷺ) nesline de rahmet et.”
(Buhari, Enbiyâ: 10.)
“Üçüncüsü,
kâinatın ihtiva ettiği mevcudata işarettir.
Bu itibarla, şeriat-ı fıtriye-i kübrâya tâbi olarak
hayret ve muhabbetle
kudret ve azametin arşı altında sâcid ve âbid olmuş olur.”
(İşaratü’l-İ’caz)
“Yâ Rabbe’l-Âlemîn, yâ İlâhe’l-Evvelîne
ve’l-Âhirin, yâ Rabbe’s-Semâvâti ve’l-Aradîn,
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın talimiyle
ve Kur’ân-ı Hakîmin dersiyle anladım ve iman ettim ki:
Nasıl sema, feza, arz, berr ve bahr, şecer, nebat, hayvan,
efradıyla, eczasıyla, zerrâtıyla
Seni biliyorlar, tanıyorlar!..
ve varlığına ve birliğine şehadet ve delâlet ve işaret ediyorlar.
Öyle de,
kâinatın hülâsası olan zîhayat ve zîhayatın hülâsası olan insan
ve insanın hülâsası olan enbiya,
evliya, asfiyanın hülâsası olan
kalblerinin ve akıllarının
müşahedat ve keşfiyat ve ilhamat ve istihracatıyla
yüzer icma ve yüzer tevatür kuvvetinde bir kat’iyetle,
Senin vücub-u vücuduna
ve Senin vahdâniyet ve ehadiyetine şehadet edip ihbar ediyorlar,
mu’cizat ve kerâmât ve yakînî burhanlarıyla haberlerini ispat ediyorlar!..”
(3.Şua)
- Hayranlıkla Dinlediler ve İtaat Ettiler!.. - 18 Eylül 2024
- ‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ - 14 Eylül 2024
- Eğer Allah Dileseydi Ne (biz) Şirk Koşardık, Ne de Atalarımız!..” - 11 Eylül 2024
- “Canımı Müslüman Olarak Al ve Beni Sâlih Kimseler Arasına Kat !” - 10 Eylül 2024
- Şehadette Niçin Hem Abduhu Hem Rasûluhü Diyoruz? - 2 Eylül 2024
- İttihad-ı İslâm’ı Israrla Önemsememek… - 30 Ağustos 2024
- Allah’ın Lûtfu ve Rahmetiyle, Ferahlasınlar… - 27 Ağustos 2024
- Sırf Allah ve Resûlü, Fazlından Kendilerini Zengin Etti Diye İntikam Almaya Kalktılar - 18 Ağustos 2024
- “Kader Bizi Böyle Bağlamış…” - 9 Ağustos 2024
- “Bir de Takvâ Elbisesi ki…” - 3 Ağustos 2024