“FENN-İ MAKİNE DİYECEK: “ŞU KAİNAT-HİÇ BİR KUSURU OLMAYAN, GAYET MÜKEMMEL BİR FABRİKADIR.” (30. Lem’a)
Kainatın fabrikaya benzetilmesi nasıl izah edilebilir?..
Bir fabrika düşünün ki, çıkaracağı ürüne ait bütün hammaddeleri alır.
Binbir işlemden geçirip, çeşit çeşit ürünlerini çıkarır.
Ürün çeşidi bakımından her bir ürünün belli ölçülerde,
işlem aşamalarını faydalılık, incelik ve sanat yönü ile hassas ölçülerden ve işlemlerden geçirir.
Ve nihayet ‘albeni’si ve ‘kıymeti’ ölçülerek piyasaya sürülür.
Aynen bunun gibi Üstadımız’ın değişiyle, kainatın tarlası hükmünde olan esir maddesinden zerreler derecesinde olan elementler,
bir Kuddusiyet tecellisi olan yüzlerce kozmik tabakalar dan arınarak geçip,
dünya semasına inerler…
Atmosfere giren elementler ayrıca bu takalarda farklı birleştirici ve arıtıcı işlemlerden sonra
Hava da, suda ve toprakta kezâ yine değişik işlemlerden geçerek bir tohum hücresine girerler.
Tohumun mahiyetine hayat vererek gövde, dal, yaprak ve çiçeği, çiçekten meyvenin yaratılışına vesile ve rızk olurlar,
Sonra insan yer ve kimyevi bir işlemle, biyolojik bir canlı hücresini oluştururlar.
O vücud hücresinde her bir organda insanının hayat hareketine kaynak ve dayanak olurlar.
Demek ki,
Kulluk semeresi için yaratılan insan bu kainat fabrikasında, zerrelerin terakkisi ile
Kulluk aşamasına kainat fabrikasının bir çok işlemlerinden sonra geliyor!..
Hulâsa, bu kadar işlem ve masrafın gayesi salih ve Sıddıklar çıkarmak!..
Zaten Mülk, suresi 2. ayette demiyor mu;
“Biz ölümü ve hayatı kim salih amel işleyecek diye yarattık!..”
Hulasa; maddeden canlıya,
canlıdan insana,
insandan mü’min, müttaki kimsede;
teslimiyet, tefekkür, muhabbet, uhuvvet, merhamet, tasdik, zikir, TESBİH, şükür
ve şuur nurlarına yükselen;
kainat ağacının semereleri,
ahiretin azık ürünleri,
bu kainat fabrikasından çıkan,
biri nara-(cehenneme)-. Azap zakkumları,
biri nura-(cennete)- dökülen nuranî cennet nimetleri,
denilen iki semere, iki nehir!..
- Hayranlıkla Dinlediler ve İtaat Ettiler!.. - 18 Eylül 2024
- ‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ - 14 Eylül 2024
- Eğer Allah Dileseydi Ne (biz) Şirk Koşardık, Ne de Atalarımız!..” - 11 Eylül 2024
- “Canımı Müslüman Olarak Al ve Beni Sâlih Kimseler Arasına Kat !” - 10 Eylül 2024
- Şehadette Niçin Hem Abduhu Hem Rasûluhü Diyoruz? - 2 Eylül 2024
- İttihad-ı İslâm’ı Israrla Önemsememek… - 30 Ağustos 2024
- Allah’ın Lûtfu ve Rahmetiyle, Ferahlasınlar… - 27 Ağustos 2024
- Sırf Allah ve Resûlü, Fazlından Kendilerini Zengin Etti Diye İntikam Almaya Kalktılar - 18 Ağustos 2024
- “Kader Bizi Böyle Bağlamış…” - 9 Ağustos 2024
- “Bir de Takvâ Elbisesi ki…” - 3 Ağustos 2024