1981 Yılı’nın Aralık ayıydı zannedersem.. İnebolu’nun şirin köyü Deliktaş’ta genç bir öğretmenim. Köyümüzün muhtarı merhum Ahmet Ünlü’yle köy kooparatifi ile ilgili bir işlem için Kastamonu’ya geldik. Kaldığımız otelin resepsiyonunda dinlenirken yanımda oturan ve sürekli bir şeyler yazan orta yaşlarda bir beyefendi dikkatimi çekti. Göz ucuyla baktım, şiir yazıyor. O da benim ilgimi farketti ki bana dönerek; “Delikanlı tanışalım” dedi. “Ben Erzurum eski senatörü Hilmi Nalbantoğlu. (O zaman mecliste denetleyici bir senato vardı) Şu an Daday Ballıdağ Verem hastanesinin müteahhatliğini yapıyorum. Gördüğün gibi şiir de yazarım arada” dedi.. Ben de kendimi tanıttım, ilgiyle dinledi. Sorunlarımızı anlattım, çözümler önerdi.. “Müşkül durumda hissediyorum kendimi” deyince biraz düşündükten sonra: “Kalender gözle bak olaylara, müşküller dert olmaktan çıkar o zaman. Dur sana bir şiir yazayım” diyerek yazmaya başladı:
KALENDER
Dert mi ettin içine her müşkülü?
Biz müşkülü zevk edenlerdeniz.
Bulur isek yeriz elbet keşkülü,
Soğan ekmeği nimet bilenlerdeniz.
Her işte ”Allah kerim!” diyenlerdeniz.
Kerimin kuyusu olsa da derin,
Biz o kuyuya çıkrık çelebilerdeniz..
Bu kısa ve özlü şiir hayat felsefeme yeni bir anlam katmıştı. Kendisi siyasi düşüncelerime zıt bir kutuptandı, CHP’liydi. Ama onu tanıdıktan sonra insanları aynı kategoride değerlendirmenin, peşin fikirliliğin aslında büyük bir fakirlik olduğunu anladım..
İnşa ettiği, cennet Daday ormanlarının içindeki hastane Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalara yillarca şifa dağıttıktan sonra kaderine terkedilerek harabeye dönmüş durumda.. Ballıdağ’a yazdığı şiiri o gece okumuştu, bir destan tadındaydı..
Merhum Hilmi Nalbantoğlu’nu iyi ki tanımışım. O kısa fakat özlü sohbetimizde ’12 Eylül Darbesinin şimdi iyi görünse de yıllar sonra nelere malolacağını anlattığında inanmanıştım, haklıymış..
Her insanın eksikleri, hataları olabilir elbette. Ben kedisinin bu vatanın milli, dini ve ahlaki değerlerine sahip bir memleket sevdalısı olduğuna şahidim.
Şiirlerini bir kitapta toplamış, Kalender şiiri o kitapta var mı bilmem. Ama en kısa zamanda almam gerek bu kitabı.
Mekanı cennet olsun..
- Ocak Kültürümüz - 19 Şubat 2024
- Sultanların Hocası Kastamonulu Safiye Hanım - 8 Ocak 2024
- Unutulan Bir Eserimiz: Manzum Sîretü’n-Nebî - 9 Aralık 2023
- Anılarda Kalan Bir Zafer - 1 Mayıs 2023
- Kent Tarihimizden Bir Yaprak: Kastamonu Patates ve Haşhaş İle Tanışıyor - 16 Ocak 2023
- Mühre Kazınan Sanat ve Bir Dua - 28 Temmuz 2022
- Kastamonu’da Bir Attar Dükkanının Mal Dökümü ve Hac Yolculuğu - 15 Temmuz 2022
- “Çekelim Destimizi Fâni Cihandan” - 13 Mayıs 2022
- Mütevazı Bir Hükümdar: Emir Âdil Bey - 8 Ağustos 2021
- Çift İle Koyun, Kalanı Oyun - 16 Mayıs 2021