KÜTÜB-Ü SİTTE’DEN, KAPLARLA İLGİLİ HADÎS-İ ŞERÎFLER
142 – Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’ın şöyle dediğini işittim: “İpek ve İbrişim elbise giymeyin. Altın ve gümüş kaplardan su içmeyin, onlarda yemek yemeyin. Zira bu iki şey dünyada onlar (kafirler), ahirette de sizin içindir.”
Buhari, Et’ime 28; Müslim, Libas 4; Ebu Davud, Nesai, Buhari, Et’ime 28, Eşribe 28, Libas 25; Müslim, Libas 4, (2067); Tirmizi, Eşribe 10 (1879); Ebu Davud, Eşribe 17 (3723); Nesai, Zinet 87, (8, 198, 199); İbnu Mace, Eşribe 17, (3414).
143 – Ümmü Seleme (radıyallahu anha) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Gümüş kaptan su içen, karnına cehennem ateşi dolduruyor demektir”
Buhari, Eşribe 28; Müslim, Libas 1, (2065); Muvatta, Sıfatu’n-Nebi 11 (2, 924-925); İbnu Mace, Eşribe 17(3413).
Müslim’in bir diğer rivayetinde şöyle denir: “Kim altın veya gümüş bir kaptan içerse…”
144 – Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’le birlikte gazveye çıkmıştık. Savaş sonunda elde ettiğimiz ganimetler arasında müşriklerin kap-kacak ve su kapları da vardı. Biz bunları kullanıyorduk. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hiç bir zaman niye kullanıyorsunuz diye ayıplamadı.”
Ebu Davud, Et’ime 46, (3838).
145 – Ebu Sa’lebe el-Huşeni (radıyallahu anh) diyor ki: “Ben Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’e ey Allah’ın Resulü, biz Ehli Kitab’ın yaşadığı bir yerdeyiz. Onların kap-kacaklarından yiyip içebilir miyiz? diye sordum. Dedi ki: “Onlarınkinden başka kap-kacak bulabilirseniz onlarınkinden yemeyin. Başka birşey bulamazsanız onları yıkadıktan sonra kullanın.”
Ebu Davud, Et’ime 46 (3839); Tirmizi, Siyer 11, (1560); Tirmizi hadisin sahih olduğunu söyledi. Metin Tirmizi’deki metindir.
146 – İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hz. Ömer (radıyallahu anh) sıcak su ile ve bir Hıristiyan kadının evinde onun su kabıyla abdest aldı.” Bu rivayeti Rezin tahric etti. Derim ki: Bunu Buhari bab başlığı olarak kaydetmiştir. Doğrusunu Allah bilir.
Buhari, Vudu 43.
☆☆☆
Peygamberimiz gümüş bardak edindi mi?
“Peygamber gümüş bir bardak edindi.” anlamındaki hadisin tercümesi şöyledir:
Asım b. Ahvel İbn Sirin’den naklen anlatıyor: Ense b. Malik dedi ki: “Hz. Peygamber’ in bir kadehi vardı. Sonra kırıldı, onun kırılan yerlerini gümüş ile yamaladı.” (Buhari, Humus, 5)
Bu hadisin daha açık şekli şöyledir:
Asım b. Ahvel anlatıyor:
“Ben Enes b. Malik yanında Hz. Peygamberin bir (ağaçtan yapılı) bir kadehini gördüm. Bu kadeh kırılmıştı/çatlamıştı ve onu gümüşten bir parça ile yamalamıştı. Ben bu bardağı görmüş ve ondan su içmiştim.” (bk. Buhari, Eşribe, 30)
– Alimler, “kadehin kırılan/çatlayan yerlerini gümüş ile yamaladı” ifadesinden farklı şeyler anlamışlardır. Bazılarına göre, bu kadehi Hz. Peygamber (asm), diğer bazılarına göre Hz. Enes yamalamıştır. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 6/214)
– Hadisin açık ifadesinden anlaşılan husus, bu kadehin Hz. Enes tarafından yamalanmış olmasıdır. (bk. İbn Hacer,10/100)
Gerçekten kadehin Hz. Enes’in yanında gördüğünü söyleyen Asım b. Ahvel’in “kırılan kadehi gümüşle yamalamıştı” ifadesinden ilk anlaşılan bu işi Hz. Enes’in yaptığıdır.
– Bir rivayetin sonunda, ravilerden bir olan İbn Sirin konuyla ilgili şu ek bilgiyi de vermiştir:
“İlgili kadehin demirden bir halkası vardı. Enes onun yerine altın veya gümüş bir halka yapmak istedi. (sahabeden) Ebu Talha: “Resulullah’ın yaptığı şekli değiştirme” diyerek buna karşı çıktı. O da vazgeçti.” (Buhari, Eşribe, 30; İbn Hacer, 10/100-101)
– Özetlersek: sorudaki “Peygamber gümüş bir bardak (kadeh) edindi.” ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü:
a) Bu bardak -daha doğrusu- (tahtadan yapılmış) kadeh gümüş değildir. Tahtanın gümüş olması mümkün değildir.
b) Bu tahtadan kadeh çatlamış/kırılmış olduğu için yamalanmış/onarılmıştır. İslam alimleri tarafından küçük yamaların (bazılarına göre suyun içileceği, yerde olmamak şartıyla) gümüş veya altından olması caiz görülmüştür. Bu konuda farklı düşünen alimler de vardır. (bk. İbn Hacer, 100/101)
c) Kaldı ki, bu kadehin Hz. Enes’in yanında kırıldığı ve kendisinin bunu gümüşten yamaladığı/onardığı ihtimali daha kuvvetlidir.
Bütün bu gerçekler ışığında konuya baktığımızda, diyebiliriz ki, soruda söz konusu olan iki hadis rivayeti arasında herhangi bir çelişki yoktur. Yalnız yanlış bir anlama vardır.
sorularlaislamiyet
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024