Kara Propaganda Artık Sökmüyor
Siyonist güçlerin en güçlü oldukları sektörün başında medya vardır. Dünya üzerinde yayın yapan binlerce televizyon kuruluşu, gazete, dergi ve diğer medya organlarına sahiptirler.
Bunlar kendi çıkarlarına uygun görmedikleri siyasi kurum ve yöneticilerine karşı kara propaganda yaparak amaçlarına ulaşmaya çalışırlar.
Lakin hem ülkemizde hem de dünyanın çeşitli ülkelerinde artık eskiden olduğu kadar başarılı olamıyorlar. Neden? Çünkü internet ve akıllı telefonlar sayesinde medya araçları çoğaldı ve yalan propagandalara anında cevap verilip yalancılıkları ortaya çıkıyor.
İşte onca propaganda ve medya çabasına rağmen Trump, ABD başkanı seçildi. İngiltere aksine propagandaya rağmen AB’nden çıkma kararı aldı. Şimdi Fransa’da seçimler var. Burada da medyanın desteklediği adaylar özellikle Siyonist çevrelere yakın ise mağlup olacaklarından şüphe duymamak gerekir.
Türkiye’de de FETÖ örgütü medyaya büyük yatırım yaptı. Siyonistlerden aldığı destek ve güç sayesinde kısa sürede dev medya şirketlerine sahip oldular. Buradan da her türlü kara propaganda çalışmaları yaparak hükümeti yıkmaya çalıştılar. Öyle ki yılların solcu gazetesi Cumhuriyet’i Feto’nun borazanı haline getirmeyi dahi başardılar. Feto’ya karşı en güçlü muhalefeti yapan Yeni Asya Gazetesi, Mehmet Kutlular’ın sağlık sorunları nedeniyle ayrılmasından sonra FETÖ örgütünün yayın organı haline geldi. Öyle ki Zaman gazetesi ile aynı manşetleri atmaya başladı, Genel Yayın Müdürü FETÖ televizyonlarında boy gösterdi.
Fakat artık sosyal medya ve internet servis sağlayıcıları yalana pabuç bıraktırmıyor. İkiyüzlü ve yalan propagandanın üstadı Siyonistler kimseyi kolay kolay aldatamıyorlar. Yakın tarihimizde meydana gelen olaylar bir bir ortaya çıkıyor ve kara propaganda yapan medya kuruluşları kendilerini ele veriyor. Birkaç tane örnek vererek bu gelişmeyi herkesin anlayacağı dilde izah etmeye çalışalım.
Hükûmet, sağlık alanındaki sıkıntıları gidermek için ciddi bir reform çalışmaları yapmıştı. ABD’de Obama’nın yapmaya çalıştığı ve başaramadığı sağlık reformlarından kat kat fazlasını Erdoğan hükümetleri başarmıştı. İnsanlar hastane önlerinde gecenin üçünde kuyruklara giriyor ve saat sekizden itibaren ise tekrar girecekleri kuyruğun sırasını kapmaya çalışıyorlardı. Parası olmayana “öl” muamelesi çekiliyordu. Sağlık hizmeti standartları son derece düşüktü.
Sağlık reformuna başlandığında bütün sağlık camiası isyan etti! Doktorlar, profesörler, hemşireler, sağlık çalışanları düzenleri bozulduğu için isyan ettiler ve Başbakan’ı diktatör olmakla suçladılar. Fakat özellikle milyonlarca dar gelirli insan, yüksek kalitede sağlık hizmeti alabilmeye başladı. Şimdi şehir hastaneleri vasıtasıyla dünyada emsali görülmeyen bir yenilik yapılıyor.
Ardından, aynı reformun bir parçası olarak eczanelerin çalışma standartları da iyileştirildi. Bu defa da eczacılar isyan ettiler. Başbakanı yine diktatör olmakla, başına buyruk hareket etmekle suçladılar. Fakat, ilaç üzerinden rant elde eden kesimler yerine, normal insanlar hem ilaç bulabildiler, hem de çok ucuza temin edebildiler. Milyarlarca dolar ödediğimiz ilaç israfının önüne geçildi.
Kemalist Vesayet sisteminin ortadan kaldırılması, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli devrimiydi. Fakat bu defa laik kesimler, darbe kışkırtıcıları, Başbakanı yine diktatörlükle, kendi başına buyruk hareket etmekle suçladılar. Fakat Türkiye’nin demokrasi standardı yükselmeye devam ediyordu. Öyle ki 15 Temmuz 2016 darbesine karşı halkımız göğsünü siper ederek kazanılmış özgürlüklerini geri almak isteyen gerici faşistlere göz açtırmadı.
Vergi adaleti sağlandı, dokunulmaz denenlere dokunuldu. İş çevrelerindeki baronlar, başbakanı tekrar diktatörlükle suçladılar. Sonuçta vergi adaletinde önemli bir adım atılmış oldu.
Türkiye, uluslararası diplomaside çok güçlü hale geldi, İsrail’e, ABD’ye, AB’ye, Rusya’ya, Çin’e ve Birleşmiş Milletlere son derece haklı ve hakkaniyetli ayarlar çekildi. “Dünya beşten büyüktür” sözü Türkiye’nin dışında birçok ülkede konuşulur oldu.
Kaynağı yurtdışında olan kesimlerin tamamı, eskinin Başbakanı şimdiki zamanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı daima diktatörlükle, kendi başına buyruk hareket etmekle suçladı ve buna devam ediyor. Ne çare ki Türkiye artık dünya sahnesinde önemli bir aktör haline gelmiş ve onurlu politikaları ile yükselen değer olmuştu.
Şimdi sistemin bozukluğundan nemalanan askeri vesayet yanlıları ve statükocuların hepsi, farklı sektörlerde de olsalar, aynı lobicilik faaliyetinden vazgeçmiyorlar. Fakat halkımızın bu palavralara karşı karnı tok, artık hiç kimse yemiyor artık bu kara propagandaları!, vesselam…
- Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözümleri Kitabı - 23 Ağustos 2020
- Hani Avrupa Ayağa Kalkacaktı? - 20 Ağustos 2020
- Şimdi Sıra Birinci Maddeye Geldi - 15 Ağustos 2020
- Yalancının Mumu 51 Senedir Yanıyor - 13 Ağustos 2020
- Kadına Şiddet Şapka İle Başladı - 11 Ağustos 2020
- Fuat Sezgin’in Arapçanın Üstünlüğüne Dair Görüşleri - 8 Ağustos 2020
- Necip Fazıl Kısakürek’i Farklı Gösteriyorlar - 3 Ağustos 2020
- Ölümü Unutmuş İnsanlara Bir İbret Dersi - 28 Temmuz 2020
- Kelam-ı Ezelî ve Hutbenin Arapça Okunması - 25 Temmuz 2020
- Böyle Anayasa Olmaz - 20 Temmuz 2020