Ana Sayfa / RİSALE-İ NUR & BEDİÜZZAMAN / Nurdan Hatıralar / Karabüklü Süleyman Aslan Ağabey

Karabüklü Süleyman Aslan Ağabey

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

SÜLEYMAN ASLAN (1940 – 2002)

SÜLEYMAN ASLAN Ağabey, 1940 Karabük doğumludur. Bediüzzaman hazretlerinin hizmetkârlarından Mustafa Sungur ağabeyin akrabasıdır. Üstad Bediüzzaman Hazretlerine ilk ziyaretini 1958 senesinde Emirdağda yapmıştır. 

Süleyman Aslan, bulunduğu Karabük şehri ve civarında hüccetül-hizmet olmuş kahraman bir ağabeyimizdir. Kendisinde daha çok celâlî esmanın tezahürleri görülen Süleyman Ağabey, hatıralarını her anlatışında o günleri yeniden yaşıyormuşçasına coşup heyecanlanır. 

1973-1984 senelerinde Zonguldakta öğretmen olarak vazife yaparken yakından tanıdığım Süleyman ağabeyin hizmet hatıralarını defalarca dinlemek nasip oldu bize. Süleyman Aslan, 23 Haziran 2002 tarihinde İzmir’de bir gece ev misafirim olmuştu. Mehmed Fırıncı ve İhsan Kasım ağabeyler de gelmişti, tevafuken. Güzel bir kaynaşma oldu, birlikte fotoğraf çektirdik. Süleyman Ağabey bu misafirlikten tam iki ay sonra, 22 Ağustos 2002de Karabükte vefat etti. Hastaydı, durumunu biliyordu zaten… 

BEDİÜZZAMAN’IN BİR KİLİMİ BİLE YOKTU

Hıfzı Bayram (Hüsnü Bayram ağabeyin babası) ile Mustafa Osman ağabeyler, Üstada giderken ekseriya bizde kalırlardı. Onlar Safranboluluydular. 

Aralarında Üstadı zehirlemişler! gibi meseleleri konuşurlar, ben de ağlardım. Babama, Beni Üstada gönder derdim. 

Süleyman Aslan, Mehmet Fırıncı, Ömer Özcan, İhsan Kasım (23 Haziran 2002 İzmir)

İlk ziyaretim Üstad Emirdağ’da iken oldu. Vardığımda ‘Üstad kıra çıktı’ dediler. Biraz sonra da ‘Üstad geldi’ dediler. Üstad, ‘Misafiri çağırın’ demiş. Ben hep kafamda, ‘Üstad’ın evi ne kadar lükstür acaba?’ diye tahayyül ederdim. Gördüm ki kilimi bile yok! Yerler kuru tahta…

KARDEŞLERİM! BU ASIR ASR-I SAADET’İN AYİNESİDİR

Üstadımızın 36 sene sonra Ankaraya gelişlerinde ben de vardım… (Bediüzzaman 1922’de ayrılmıştı Ankara’dan) 10 kilometre kala karşıladık. Biz ciple gelmiştik. Bizi yolda tanıyıp da durduranı anlayamadım… Zübeyir Ağabey Üstadın arabasından indi. Kardeşim, arkamızdan takip edin dedi. Fakat Üstadın arabası o kadar hızlıydı ki biz çok geç kaldık. O zaman İsmail diye bir kardeş, dershanede gönüllü kalmıştı. Biz hırs gösterip Üstadı karşılamaya çıkmıştık. Baktım onu, Üstadın yanına oturtmuşlar. Ben bundan bir ders çıkarttım doğrusu… 

Dershaneden çıkarken Üstadımızın lastiklerini ayaklarına geçiren iki talebeden birisiydim. Hiç unutmam, o zaman Üstad: Kardeşlerim! Asr-ı Saadet bir güneştir, bu asır onun ayinesidir. Her hadisede rahmet cihetini görmek lazımdır demişti.

1958 ANKARA DAVASI VE BEKİR BERK

1958de içinde Zübeyir, Sungur, Bayram, Tahiri, Ceylan, Rüştü, Mustafa Türkmenoğlu, M. Emin Birinci ağabeylerin de bulunduğu 10 sanıklı Ankara davası başlamıştı. Hepsi Ankarada Medrese-i Yusufiyede… Avukat Bekir Berk Ağabey, eski mebus Dr. Tahsin Tolanın evinin balkonunda bizleri topladı. Tek tek herkese sordu: Bu müdafaaya nasıl hazırlanalım? diye sordu… Elhamdülillah, Üstadımızın Risale-i Nuru müdafaa tarzı takip edilerek beraat alındı.

Ben edebi Bekir Berk ağabeyde gördüm. Üstad arabada otururken biz ayakta bekliyoruz. Bekir Ağabey dizleri üstünde, hürmet icabı Üstada bakıyor. Üstad öteye baksa, dizleri üstünde hemen oraya geçiyor, başını çevirse gene geçiyor…”

ÜSTAD’IN VEFAT HABERİNİ DUYUNCA…

23 Mart 1960 tarihinde Üstadın vefat haberini aldım. Ankara’dayım… Hemen Meclis’e koştum (eski TBMM meclisi o zaman Ulus’taydı). Birçok ağabey ve kardeş, Üstada yapılan zulmü anlatmak için Ankaraya meclise gitmişti. Merdivenlerde Mustafa Sungur ağabeyi gördüm. Üstadın vefatını söyledim. Allahu Ekber! diye inledi. Hemen bir minibüs tuttuk. Diyarbakırlılardan bile önce, Urfaya varmak nasip oldu! Üstadımızı kabrine koyan dört kişiden biri olmak nasip olmuştu bize.

Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor cilt-1

Yazar : Ömer ÖZCAN

1950 yılında Milas’ta doğdu. Ortaokul ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. 1968 senesinde lise ikinci sınıfta iken Risale-i Nur’u tanıdı. 1969’da ‘Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’na (Bugünkü adıyla: Teknik Eğitim Fakültesi) kaydoldu… Ankara’da beş seneye yakın Bayram Yüksel Ağabeyin nezaretinde muhtelif Dersane-i Nûriyelerde kaldı. 1973 senesinde öğretmen olarak mezun oldu. 1973’den 1984’e kadar 11 sene Zonguldak’ta lise öğretmenliği yaptı. Sonra İzmir’e, mezun olduğu liseye öğretmen olarak atandı. 2000 senesinde aynı okuldan emekli oldu. Ömer Özcan evli ve iki kız babasıdır. Şimdi İzmir’de ikamet ediyor. Bütün mesaisini iman ve Kur’an hizmetlerine ayırmaya çalışmaktadır.
Ömer Özcan’ın Bediüzzaman Said Nursi ve talebeleri hakkında hatırı sayılır bir arşivi vardır. Kendisinde, Hz. Üstad’la görüşen veya görüşmeyen kadim ağabeylerden fotoğraf, ses, video veya yazılı olarak yaptığı kayıtlar mevcudtur. Ayrıca Risale-i Nur’un teksir veya matbaa olarak ilk baskılarının tamamına yakını Ömer Özcan’ın arşivinde bulunmaktadır. El yazılı orijinaller de vardır.
Ömer Özcan, Üstad Said Nursi Hazretleriyle hatıraları olan Ağabeylerle yaptığı röportajların bir kısmını kitaplaştırmıştır. “Risale-i Nur Hizmetkârları AĞABEYLER ANLATIYOR” adıyla seri olarak yayınlanmış sekiz kitabı bulunmaktadır. Yeni kitap hazırlıkları ve araştırma çalışmaları devam etmektedir.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hırs – Kanaat

HIRS - KANAAT     “Kısmetine razı olmayan kuldan, Allah razı olmaz.” Sadi Şirazî  “İtten çok …

Kapat