Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Kastamonu’dan geçenleri mülki erkan bilir mi?

Kastamonu’dan geçenleri mülki erkan bilir mi?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Kastamonu’daki mülki erkan bu isimlerin Kasatamonulu olduğunu biliyor mu?

Kastamonu’dan geçenleri mülki erkan bilir mi?

B. Necatigil, Z.Ö. Defne, M. Akif, R. Ilgaz, O. Atay, O.Ş. Gökyay, İ. Tenekeci, İ. Özel

Çocukluk ve gençlik yıllarımda, hiçbir yöneticinin yahut bir öğretmenimin, 16. yüzyılda yaşayan, meşhur tezkiresinin yanı sıra Divan’ı ve başka eserleriyle de bilinen Latifî’den söz ettiğini hatırlamıyorum söz gelimi. Ahmet Paşa‘dan sonra XV. yüzyılın en ünlü şairi sayılan, şiirlerine yerli motifler katmasını bilen, atasözleri ve deyimlerle renklendirdiği şiirlerine hayatın sıcaklık ve sadeliğini ekleyen, mürettep divanıyla her devirde sevilip beğenilen Necati Bey’in bir şair ve hattat olarak yıllarca Kastamonu’da yaşadığını ve burada şöhrete ulaştığını hiç kimseden duymadım.

Dersiâm ve vaiz Mehmet Necati Gönül’ün oğlu Behçet Necatigil’in aslen buralı olduğunu, ilk gençlik yıllarında ailesiyle birlikte yıllarca Kastamonu’da kaldığını, edebiyata ilgisinin –burada öğretmenlik yapan ve kendisi de şair olan- Zeki Ömer Defne’nin yönlendirmesiyle başladığını bilen hiç kesmeye de rastlamadım o yıllarda. Necatigil’in o yıllardan kalan bir kompozisyon defterinde, Zeki Ömer Bey’in 23. 01. 1930 tarihli şu notunu da yıllar sonra görebildim: “Yarının iyi bir kalemine sahipsin. Boş durma, oku.”

Mehmed Âkif’in, Millî Mücadele yıllarında Kastamonu Nasrullah Camii’ndeki vaazları ve diğer çabaları üzerinde yeni yeni duruluyor daha. Rıfat Ilgaz’ın, Oğuz Atay’ın Kastamonulu olduğunu şu zamanda bile kaç kişi biliyor? Orhan Şaik Gökyay üniversitede hocamdı ama Kastamonulu olduğunu yıllar sonra tesadüfen öğrendim.

Bir ilim ve kültür deryası olan, daha çok, derleyip notaya çektiği “Çanakkale Türküsü” ile tanınan İhsan Ozanoğlu hakkında birkaç yıldır sempozyumlar yapılıyor olsa da onun farklı yönleri ve diğer onlarca eseri keşfedilmeyi bekliyor hâlâ. Yorgansız Hakkı, Siyami Özel ve İbrahim Tenekeci gibi önemli, değerli isimlerle listeyi uzatmak ve bugüne getirmek mümkün ama yazının konusu bu olmadığından bir uyarı ile bu bahsi burada kesiyorum: Bir şehrin hem yöneticilerinin hem de o şehirde yaşayan, görev yapan eğitimcilerin o şehir hakkında bilgi sahibi olarak işe başlamasında yarar var.

İsmet Özel'in okuduğu ilkokul, Kastamonuİsmet Özel’in de yolu kesişti Kastamonu ile

İsmet Özel de Kastamonu ile yolu kesişen şairlerden biri. Hem biyografisinde hem de bazı şiirlerinde bu konuyla ilgili bilgilere, işaretlere rastlamak mümkün.

Sökeli bir polis memurunun altıncı çocuğu olarak Kayseri’de doğan İsmet Özel, babasının görevi dolayısıyla Kastamonu’da birkaç yıl kalmış. 1955 yılında, Abdülhak Hâmid İlkokulu’ndan mezun olmuş. Benim de çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği ve annemin hâlen ikamet ettiği Akmescit Mahallesinde bulunan bu okulun adını telaffuz etmede mahalle sakinlerinin zorlandığını ve okulun daha çok “Çatlakkapı” adıyla anıldığını hatırlıyorum. Okuma yazması olmayan ve okulun adına dili dönmeyen annem, beni bu okula değil kale tarafındaki başka bir ilkokula yazdırmıştı. O zamanki adı “Hisarardı” olan bu okula da şair arkadaşım ve dostum Ozan Ozanoğlu’nun babasının adı verilmiş birkaç yıl önce.

Şiirde geçen yerleri daha bir dikkatle gezdim Kastamonu’ya bu gidişimde

İsmet Özel’in ilk şiir kitabı, 1966 yılında yayımlanan Geceleyin Bir Koşu’dur. Şair bu kitabı kendi yayını olarak ve masrafını kendisi karşılayarak çıkarmıştır. Söz konusu kitaba da adını veren şiir, 1963’te yazılmıştır. Geceleyin Bir Koşu’yu ilk okuduğumda beni etkilediğini, bende ciddi bir karşılık bulduğunu hatırlıyorum.İncitepe'nin uzaktan görünüşü, Kastamonu

Bu şiirde “Mori, bakırcı çarşısı, incitepe / ağzımın üniformasına sokulurdu” dizeleri vardır. İlk dizede geçen “bakırcı çarşısı” ve “incitepe”, Kastamonu’da bizim evimizin bulunduğu mahallededir. Az sayıda esnafın gayretiyle varlığını sürdürmeye çalışan Bakırcılar Çarşısı, İsmet Özel’in öğrenim gördüğü Abdülhak Hâmid İlkokulu’nun iki yüz metre aşağısındadır. İncitepe ise bu okulun üç yüz metre yukarısından başlar. Rivayet odur ki Kastamonu Kalesi ve civarı fethedilirken, Bizans komutanının kızı Moni, büyük dış kapının anahtarını kuşatma sırasında hayranlık duyduğu Türklere, -bir rivayete göre- âşık olduğu birlik komutanına atmış ve kale bu sayede ele geçirilmiştir. Öfkelenen kale komutanı, kızını yakalayıp burçlardan aşağı atmış, bu sırada Moni’nin boynundaki inciler birkaç yüz metre ötedeki bir tepeye savrulmuştur. Halk arasında, tepenin adıyla ilgili efsane, “Kastamonu” adının nasıl oluştuğuyla ilgili efsane ile birleşip bütünleşmiştir.

Dizede adı geçen “Mori”, muhtemelen bir Ermeni’dir. Ben de -70’lerin sonuna ve 80’lerin başına tekabül eden- çocukluk yıllarımda bu mahallede yaşayan ve adları “Mori”, “Mannik”, “Ornik” olan Ermeni arkadaşlarım olduğunu hatırlıyorum. Bu yazıda adı geçen yerleri, bu Ramazan’da gittiğim Kastamonu’da daha bir dikkatle gezip dolaştım. Bu arada burada ikamet eden Ermeni aileleri de soruşturdum. Fazla bir şey öğrenemedim ne yazık ki. Bazıları buralardan göçüp gitmiş, bazıları da Türk ve Müslüman olarak adlarını değiştirmiş, yeni bir hayata başlamıştı.

İsmet Özel’in Kastamonu’da geçirdiği yıllar, 1950-1953 yılları arasında vuku bulan –ve aslında günümüze kadar da bir şekilde devam eden- Kore Savaşı yıllarıdır. Yazımızın sonunda, İsmet Özel’in hem Kastamonu ile bazı işaretler hem de Kore Savaşı’na değiniler içeren ve “M.K.’ya” kısaltmasıyla Mustafa Kutlu’ya ithaf edilen “İki Kanat” başlıklı kısa şiirini de analım..

Ali Emre 

dunyabizim.com

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Kastamonulu Şeyh Said Efendi

Şeyh Said Efendi (1834-1889) Şeyh Said Efendi uzun süren şeyhliği döneminde kendisini çevre halkına sevdirmiştir. …

Önceki yazıyı okuyun:
Toka sancak, arya sancak / Vehbi KARA

Vehbi KARA Toka sancak, arya sancak Donanmamızda her sabah ve akşam “toka sancak, arya sancak” …

Kapat