Ana Sayfa / Yazarlar / Kastamonu gezi rehberi / Orhan SALCI

Kastamonu gezi rehberi / Orhan SALCI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Kastamonu gezi rehberi 

Sitemiz yakın sayılabilecek bir tarihte kuruldu. Kuruluş hikayesini bilenlerden biriyim. Niyetler de çok mütevazi idi. Günde yirmi-otuz kişi girse, şehrimiz, kültürümüz; tarihi, kültürel, insani değerlerimiz hakkında merak ettikleri birşeyleri bulabilseler bize yeter diye başlanmıştı. Şimdi elhamdülillah günlük ikibinden az olmayan, bazan altı binlik günlük giriş çıkışlar yapılan bir site oluverdi.

Bunun sırrı nedir biz de bilemiyoruz. Güncelin peşinde olmayan, siyaset, spor, magazin vb içermeyen ve yerel bir adla anılan sitemize insanımızın ilgisinin nedenini gerçekten bilemiyoruz ama duacıyız, minnettarız.

Belki bilinmeyeni araştırma meraklısı insanımıza hitap ettiği içindir.

Evet Kastamonu gizli bir şehir. Kendini gizleyen bir şehir. Sitenin logosunda yazdığı gibi, “Sırlar ve nurlar şehri…” Sırlı olması üzerinde kafa yorulmalı kanaatindeyim. Sırlı olmasının bir manası gizli olmasıdır. Kendini gizleyen bir şehirdir. Kendini gizleyen insanların şehridir, çok farklıdır, bakınca çözemeyeceğiniz, göremeyeceğiniz, kavrayamayacağınız, anlam vermekte zorlanacağınız çok şeyle karşılaşmanız mümkündür bu şehirde ve insanında. Binlerce yıllık kültür birikiminin şifrelerini çözmek için, adli bir vakayı çözmek adına genetiğe inen bilim insanlarının hassasiyeti ile genlere inmek gerekebilir ki, bu da kolaycılığa alıştırılmış, etiketler üzerinden anlam, kavram ve algı geliştirmeye odaklandırılmış günümüz insanına sıkıcı ve anlamsız gelen bir hal olabiliyor doğal olarak.

Gizli olması mefhumunun bir diğer yanını da, el değmemiş, bakılmamış, görülmemiş, araştırılmamış olması, belki aşırı bir iddia olabilir ama “gözardı” edilmiş olması gerçeği oluşturur. Bir kardeşimiz yüksek lisansını Kastamonu şehir merkezindeki bir camiin haziresindeki kabir taşları üzerine yaparken şöyle demişti; “Kastamonu’daki kabirler bile çok kişiyi profesör yapmaya yeter.”

Bende çarpıcı bir etki bırakan bu cümle, hakikat peşinde koşan insanımıza çok şey ifade ediyor olmalı.

Sitemizi kuran hamiyetli insanların niyetlerinde, gönüllerinde olanların hepsini hayata geçirme imkanları olamadı henüz. Olamaz da zaten. Sekiz bin yıllık tarihi, bin yıllık İslam-Türk tarihi bulunan, köyünde, kasabasında, ilçesinde yüzlerce, binlerce tarihi eser barındıran bu şehrin her köşesine erişip zamanın ve hadisatın külleri altında, kütüphane arşivlerinde istiflenmiş tozlu, böcekli kitap sayfaları arasında kalan değerlerini toplumun ilgisine, bilgisine sunabilmek, şahısları aşan kapsamlı, külliyetli, maliyetli bir iştir ve zaman ister, emek ister. Çok kişi ve kurumun el atması, omuz vermesi, destek vermesi gereken bu hayırlı ve zaruri işe girişilmiş olması bile başlı başına bir başarıdır aslında.

Gelin görün ki bu külfete, bu maliyete katlanabilecek güce, imkana sahip kişi ve kuruluşlarımız ve bu kurum ve kuruluşlara yön veren, sevk ve idare eden insanımızda da bu şehri “görememek”; görse bile el atma gayreti gösteremek gibi bir hal var gibi görünüyor. Sitemiz bu hali değiştirme konusunda olsun bir başarı sağlasa bile çok şey başarmış olacaktır ve sanıyorum bunu da başarmaya başlamıştır.

Kastamonu cami ve türbelerini araştırıp (resmi vesikalarla) kaleme alan, kitaplaştıran, ismiyle müsemma Fazıl ÇİFTÇİ ağabeyimiz ve O’nun himmeti, hamiyeti olmasa, bu sahada yazılmış bir eserimiz neredeyse yoktur. Çalışmaları devam ettiğini bildiğim ilçelerdeki dini eser varlığımızı ise henüz kitaplarına konu edemedi. Bir kişinin gayreti her işi zamanında yapmaya yetmiyor. Oysa bu işi omuzlaması gereken kurumlarımız var.

Konaklarımız hakkında; kimler tarafından, ne zaman yaptırıldığı, mimarın kim olduğu, o konaklarda kimlerin yaşadığı, o konaklarda nasıl bir hayatın yaşandığı, o konakların ve konaklarda yaşanan kültürün varisi olan insanların akıbetleri, konakların akıbetleri konusunda yazılmış, elle tutulur bir eser bilmiyorum.

Değerli arkadaşım Erdal Arslan bey’in; “okullarda yerel tarih dersleri okutulmalı” fikri beni heyecanlandıran fikirlerden biridir. Ancak yerel tarihimiz, yerel kültürümüz hakkında ne biliyoruz, elimizde ne tür materyal var ki, dersini verelim, hangi kitaptan, kaynaktan ders verelim ki diye düşününce de heyecanımız hayal kırıklığına dönüşüveriyor.

Son yıllarda Kastamonu’muz kabuğunu kırıyor. Ülkemiz insanı da Kastamonu hakkında biriktirdiği önyargı kabuklarını kırıyor ve hergeçen gün gelen giden insan sayısı artıyor. Daha önce gelemediğine hayıflananlara şahit oluyorum. Gelen, huzur bulduğunu, bu şehrin kendilerini sardığını, huzur verdiğini ifade ediyorlar, memnun ayrılıyor ki bu beni sevindiren en önemli husustur.

Gelen misafiri gezdirmek, ağırlamak, uğurlamak, dostunu, misafirini seven; şehrini de dostu gibi seven herkes gibi bana da derin hazlar yaşatıyor.

Gelen herkesi ben karşılasam, ağırlasam, uğurlasam isterim, lakin bunun mümkün olamayacağı aşikar.

Gezdirmeye muvaffak olamadığım tüm misafirlerimize kolaylık olsun diye, kendi gözümden şehrimizi tanıtan, tur rehberi tadında birkaç yazı kaleme alarak gönlüme su serpmek istedim. Bu istek sadece benim istek ve arzum değil aslında. Siteyi kuran ağabeyimizin, daha sitenin ilk kuruluşu zamanlarında yapmak ve bana yaptırmak istediği bir şeydi bu. Benim tembelliğimden bu günlere kadar gecikti.

Demek zamanı bu zamanmış. Rabbim niyet ve amelimizi hayr eyler, hayra vesile eyler, muvaffak eyler, akim bıraktırmaz inşaallah. Dualarınızla…

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
“Mevlid, Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) doğumu” / Hatice BAŞKAN

"Mevlid, Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) doğumu" Mevlid, Efendimiz'in (sallallâhu aleyhi ve sellem) doğumuna, doğum …

Kapat