KASTAMONU VAKFİYELERINE GÖRE KASTAMONU’DA BULUNAN MEDRESELER
Doç. Dr. Metin AKİS
ÖZET:
Medreseler, Osmanlı eğitim hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Eğitim sistemi, burada okutulan dersler, sevk ve idaresi gibi konularda çeşitli çalışmalara konu olmuştur. Aynı şekilde medreselerin bozulmasını da Osmanlı Devletinin yıkılma süreci ile bağlantılı gören oldukça fazla çalışma bulunmaktadır.
Kastamonu, Osmanlı öncesinde ve Osmanlı döneminde önemli bir merkez olmuştur. Burada yer alan eğitim kurumları da yine Osmanlı’nın siyasi ve ekonomik tarihi ile ilişkili olarak benzer süreçler takip etmiştir. Şehrin kültürel haritasına baktığımızda medreselerin en önemli mevkii işgal ettikleri görülmektedir.
Vakfiyeler, Osmanlı vakıf kültürünün anahtarı konumundadır. Bir vakfa ait temel anayasa kabilinden bilgiler vakfiyenin içerisinde geçmektedir. Buradaki bilgiler ve şartlar tıpkı vakıfta olduğu gibi sonsuza kadar sürecek olan tasavvurları, istekleri, temennileri geleceğe taşıyan niteliktedir. Bir vakfa ait en temel mevzular vakfiyede yer almaktadır. Burada, vâkıf vakfı ile ilgili kıyamete kadar sürecek şartlarını sıralamıştır.
Kastamonu şehri ve yakın çevresinde tespit ettiğimiz yaklaşık yirmi sekiz medrese ve bu medreselere ait vakfiyeler, Kastamonu’nun sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamı hakkında eşsiz bilgiler sunmaktadır. Kastamonu vakfiyelerinin ışığında Kastamonu şehrinin turizminin, siyasal, sosyal ve ekonomik tarihinin değerlendirmesi elzem gözükmektedir. Bu çalışmada temel olarak vakfiyeler etrafında Kastamonu ve civarında medreselerin yapılanışı şehrin kültür ve eğitim hayatına medreselerin katkısı ele alınacaktır.
GİRİŞ
Öncelikle, vakfiyeleri tek başlarına işleyen tarihin içerisinde düşünmek yanlış olur. Bu manada vakfiyeler şehir tarihlerinin vazgeçilmez kaynağı olan şer’iye sicillerine göre daha tek düze gelmiş olabilir. Ancak, diğer taraftan vakfiyeler de, vakıfların anahtarları olarak çok önemli bilgileri kesin ve net olarak bizlere sunmaktadırlar. Dolayısıyla, sadece Kastamonu merkeze ait olan vakfiyeler üzerinde yoğunlaşarak yapmış olduğumuz bu çalışma, vakfiyeleri karşılaştırmalı olarak tetkik ettiğimizde eşi bulunmaz bilgileri de satır aralarında sunmaktadır.
Taşrada medrese çalışmaları arasında Kastamonu Medreseleri çeşitli çalışmaların konusu olmuştur. Bunlara detaylı baktığımızda şu temalar ön plana çıkmaktadır; taşrada medrese kurucularının, taşradan merkezî bürokrasiye yükselen zenginler veya doğrudan doğruya merkezdeki devlet adamları olduğu, vakıf gelirlerinde Osmanlı son dönemlerine doğru münavebeli bir azalma olduğu, (Cihan:2004,286) liberal mülkiyet anlayışına geçilmesi ile evlatlık vakıf sayısında azalma ve devletin vakıf gelirlerine el koyma gibi sebeplerle vakıf gelirlerinin azaldığı, bundan dolayı yerel eşraf ve müderrislerin öncelik almasına neden olduğu, bunun medreselerin fiziki yapısına ve öğrencilerin ekonomik durumlarına yansıdığı, bir ilmiye kastlaşmasından ve yerelleşmesinden bahsedilebileceği gibi görüşler ileri sürülmüştür(Bay:2012,85-87). İlmiye sınıfında kastlaşmanın 18. Yüzyılda ortaya çıkmış olabileceğini söylenmektedir.(Beyazit:2014,102)
Osmanlı’da klasik dönemin en çok dikkat çeken unsurlarından biri olan medreseler vakıf sistemi içerisinde şekillenmişti. Medreselerin inşaat faaliyetleri tamamen o amaç için kurulmuş olan vakıfların gelir kaynaklarından oluşmaktaydı. Bu manada medreselerin faaliyetleri eğitim hizmeti olarak görülerek, bir yerde dini hayrat kurumu olan medreselerin kamu yararına olsa da imar faaliyetleri özel vakıflar aracılığıyla yürütülmüştür. (İnalcık:2000,120) Atay, 16. Yüzyıl ortalarında başlayan suhte isyanlarının önemli sebeplerinin başında medreselerde yozlaşma, öğrenci sayılarında kalabalıklaşma, halkın ekonomik seviyesindeki düşüş ve o şehirdeki medrese sayısının çok olmasına bağlamıştır. Kastamonu’yu da talebe isyanlarının çok olduğu bölgelerden saymıştır. (Atay: 1983,140,141)
Kastamonu Medreseleri
İndirip okumak için tıklayınız
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024