(Kastamonu’da Araç kazasında Nur’un has talebelerinin bir mektubudur. Bera-yı malûmat gönderildi.)
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُاللّهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا
اَلْحَمْدُلِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ عَلَي دِينِ اْلاِسْلاَمِ وَعَلَي تَوْفِيقِي اْلاِيمَانِ وَعَلَي رَسَائِلِ النُّورِ
Hakiki mürşid, hakiki mücahid, hakiki vâris-i Peygamberî Üstadımız Hazretleri!
Senelerce şu misafirhane-i dünyada dolaştıktan sonra ve babadan ecdaddan görme bir iman-ı taklidî ile ömrümüzün belki çoğunu harcadıktan sonra, kâh kendimizi dünyanın fâni ve nefsaniyatına meyl ve kâh tabiiyyunların o dehşetli hastalıkları tesiriyle âhiretimizi ve bazan hep unutmak derecesine gelerek muzır ve süflî beş paraya değmez fâni lezzetlere heveslenerek dehşetli zararlarla bugüne geldik. Eğer ömrümüz bu dehşetli hal ile Risale-i Nur hakikatına alâkasız şekilde devam etse idi ve bir dakika hazır gayr-ı meşru’ lezzeti tatmak yüzünden belki 1000 sene âhirette azab çekeceğimizi Risale-i Nur iki kerre iki dört eder derecesinde isbat ederek ilmelyakîn göstermeseydi ve sizin gibi iman hakikatlarını ehl-i imana ve bütün beşeriyete bu karanlık maddeci devirde bir daha gösteren, ilân eden İslâm hakikatlarını ilmelyakîn ve aynelyakîn ve hakkalyakîn bilen bir İslâm dâhîsini göndermese idi hayatımızın, varlığımızın kıymeti kalmayacaktı. Dünyamız da, âhiretimiz de zindan olacaktı. Evet bütün varlığımızla inanıyoruz ve ilân ediyoruz ki: Risale-i Nur, Allah’ın rahmetinin tecellisidir ve ona vasıta olan kalb, kalblerin en mücellasıdır. İmanını, saadet yolunu kaybetmiş insanlığa Kur’an-ı Kerim’i güneş gibi gösteren, onun mu’cizeli hârika hakikatlarını ilân eden en parlak bir eser olduğunu en muannid feylesoflara dahi gösterip küfürlerini elmas nur kılıncı ile kesen, zamanımızın en büyük kenz-ül irfanı Risale-i Nur olduğunu bilerek Cenab-ı Hakk’a sonsuz şükürler etmekle, acziyetimizle beraber himmetinizle çalışmaktayız.
Evet Kur’an-ı Hakîm’in cadde-i kübrasında gitmekle bizler her türlü fenalıklardan kurtulabiliriz. Risale-i Nur’un hiçbir tefrika, tarafdarlık tanımayarak sırf Allah rızası için Hasbünallahü ve ni’melvekil ile iman ve Kur’an hakikatlarına davet etmesi aklı başında her mü’mine her insana diyor ki: Aklın varsa Nur dairesine gir. Aklın gıdası, ruhunun âb-ı hayatını al, korkmadan karanlıktan küfürden kurtul. Kanun-u İlahîyi dinle. En kısa en kolay en selâmetli yol olan Nur yolunda imanı inkişaf ettirerek, hakiki zevki ve bu asırda hakiki vazifelerini anla. Yazması ve konuşması bir ibadet haline gelen Risale-i Nur’dan bahsederek zamanın dehşetli fitnesinden ve yıldız böceği olmaktan ise, nur-u İlahiyeye dalarak güneşin nuruyla âyinedarlık et. Bu hak sesleri dinleyen er-geç nurlu dairede kendini görerek müşerref olacak, kalbler parlayacak, nur-u hidayet insanları hakiki selâmete getirecek, dünyadaki bu bîçare insanlar en kötü hastalık olan dinsizlikten, alâkasızlıktan, komünistlikten, inşâallah ehl-i dalalet nefisperestlikten kurtulacaktır.
Lütufkâr ve çok müşfik Üstadımız! Bizi bahtiyar eden ömrünüz uzun olsun, Allah sizden razı olsun ebeden daimen diye Nur-un Nur olan Cenab-ı Hakk’a âcizane niyaz ile dualarınızı istirham ediyoruz.
Biz hem çok kusurlu hem çok tenbel ve geriyiz. Diğer Nurcu kardeşlerimizin hayranıyız. Risale-i Nur’un nurlu ışığı kalblerimizi nur ve sürura getiriyor. Derslerimizde hakikî kardeşlerimiz olan Nurcular gibi ilerlememiz ve feyzimizin, gayretimizin ve günden güne Nur’a bağlılık ve muhabbetimizin artması için çok mübarek duanızı bekliyoruz. Sizlere lâyık nurcu kardeşlerimiz gibi hakikî bir telebe olmamız, en büyük gayemizdir. Evet ekserî insanların birkaç günlük dünya hayatı için boğuştukları, huzur ve adaleti ve hakikatı düşünmeden hayvanlığa doğru terakki ederek gittikleri ve dünyanın nefislerin, şeytanların plânı ile karıştığı ve karışık bir zamanda bütün hayatını ve ruhunu iman ve Kur’ana hizmet için vakfederek, bunun istidad ve varlığı ile sırf rıza-i İlahî için en büyük dünya tehlikelerini hiç sayan ve nurlu yolu besleyen ve hakiki imanı kazandıran ve Risale-i Nur’un yolunda devam eden siz çok kahraman ve çok aziz Üstadımızın peşinde gittiği nuru sezerek ve bilerek ona katılan nurlu kafilenin aziz azaları gibi olmak, o nurlu kafilenin en küçük bir azası veya hizmetçisi bulunmak bizim en büyük şerefimizdir. Zira rıza-i İlahî uğruna hizmetin büyüğü küçüğü yoktur. Madem o nurlu yolda zerre, yıldız gibi olur. Bütün varlığımızı feda etsek, bu İlahî lütf u kereme, rahmete hakkıyla şükrümüzü yapamayız. Her zaman sizlerin duanıza muhtaç olduğumuzu tekrar arzeder, hasretle ve muhabbetle ellerinizi ve kademinizi öperiz. Bütün kardeşlerimizin de ayrı ayrı bağlılık ve şükranla selâmlarını ve manevî yardımlarını dileriz çok muhterem Üstadımız hazretleri.
Araç’ta çok kusurlu ve her ân dua bekleyen talebeleriniz ve manevî evlâdlarınız;
Ali İmam Makber oğullarından Hüseyin Yıldız, Tahir Soğukçam, Ahmed Güloğlu, Süleyman Yeğin, Abdullah Yeğin, Behiye Onur
Gayr-i Münteşir
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024